TÜRK KIZILAYI VE HİZMETLERİ
Türk Kızılayı 152 yıllık bir geçmişe sahiptir. 1868 yılında kurulan “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere yardım Cemiyeti” Türk Kızılayı’nın ilk şeklidir. Daha sonra Batı’nın kuruluşuna öncülük ettiği Salib-i Ahmer(Kızılhaç) Cemiyeti’nin karşısına, Osmanlı da; İslam Âlemini temsilen “Osmanlı Yaralı ve hasta Askerlere yardım Cemiyeti” tüzüğünde değişiklik yaparak adını “Osmanlı Hilal-I Ahmer Cemiyeti” şeklinde değiştirmiştir (1877).
Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin (Türk Kızılayı) kuruluşunda 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı etkili olmuştur. Osmanlı Rus Savaşı’nda, Osmanlı da, Batı ülkeleri gibi bir yardım kuruluşunun gerekliliğini acı tecrübeler sonunda görür. Çünkü Osmanlının savaş mağduru halkına ve askerine yardım edecek, aç ve açıkta kalanları doyuracak, donatacak, sıcak barınma yerleri sağlayacak, yaralı askerlerin yaralarını saracak, hasta halkı tedavi edecek, aynen Kızılhaç gibi bir yardım kuruluşunun olmaması büyük acıların ve çaresizliklerin yaşanmasına sebep olmuştur. Bu amaçla 1868 yılında kurulmuş olan “Osmanlı Mecruhin ve Morda’yı Askeriyeye imdat ve Muavenet Cemiyeti” işlevi olmayan, adı olan fakat kendi olmayan bir cemiyettir.
Çok kanlı ve çetin geçen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda, ilk iş olarak bu cemiyetin adı 14 Nisan 1877 tarihinde “Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti” olarak değiştirilir ve bir düzene sokulur. “Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti “ kısa zamanda teşkilatlanır ve Balkan Savaşları (1908-1912) yıllarında çaresiz kalan, asker ve Balkan göçmenlerine adeta sığınak olur.
Balkan Felaketinde “Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti”nin önemi kavranmış ve hizmetleri takdirle karşılanmıştır. Bu yüzden Osmanlı bu cemiyetin güçlendirilmesi için elinden geleni yapmıştır. Osmanlı Devleti Bakanlar Kurulu kararıyla cemiyetin açtığı bağış kampanyalarını desteklemiştir. Ayrıca Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ne, başta Kızılhaç olmak üzere kardeş kuruluşlar da yardım etmeye başlamışlardır. Bu destekler ve yardımlar sonucu cemiyet daha etkin, yaraları sarıcı, problemlere çare olan faaliyetlerini artırmıştır.
Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti, bir oldu bittiyle girdiğimiz Birinci Dünya Savaşı’nda Trablusgarp, Bingazi, Kuzey Afrika da dahil, hemen her cepheye sağlık ekipleri göndererek yardım etmeye devam etmiştir. Savaşın yaralarını sarmaya çalışmıştır. Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Türk Kızılayı), Balkan Felaketi ve Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda askerlerin ve halkın sağlığı için Hastahaneler, Dispanserler, nekahethaneler kurmuş; aşevleri, çayhaneler, misafirhaneler açmış; aç ve açıkta kalan göçmenlere, yaralı askerlere yardım elini uzatmıştır.
Osmanlının güçsüzleştiği bir dönemde Cemiyet, ayrıca tabii afet ve salgın hastalıklarla da mücadele etmiş, mağdur olan halkın yardımına koşarak, sığınak olmuştur. Yine cemiyet göçmenlerin naklinden, barınmasına; esirlerin bakımından, yaralıların yaralarının sarılmasına, nakillerinin yapılmasına kadar, hemen her alanda muhtaç ve çaresiz olanlara çare olmaya çalışmıştır.
Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin (Türk Kızılayı), Kurtuluş Savaşı yıllarındaki hizmetleri de ayrı bir başlık altında incelenecek kadar önemlidir. Kurtuluş Savaşı’na Birinci Dünya Savaşı’nın derin izlerini taşıyarak giren Türk Milletinin, şanlı diriliş mücadelesinde başta Doğu ve Batı Anadolu olmak üzere ihtiyaç duyulan her yerde teşkilatlanarak, ihtiyaç olan yerlere “İmdat Heyetleri” göndererek yardım elini uzatan Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Türk Kızılayı), yerel Müdafa-yı Hukuk Cemiyetlerine de güç ve destek vermiş, milli mücadeleden zaferle çıkılmasına çok önemli katkı sağlamıştır.
Hilal-i Ahmer Cemiyeti, 1935 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün önerileri doğrultusunda “Türk Kızılayı” adını almıştır. Yardımsever yurttaşlarımızın bağışları ile Savaş’ta ve barışta, tüm yaşanan felaketlerde bir buçuk asırdır başarılı insanî hizmetler veren bu yardım kuruluşu, içine düştüğü şaibelerden bir an önce kurtarılmalı, milletimizin yüz akı olmaya devam etmelidir. Başta Kızılay Genel Başkanı olmak üzere, tüm yetkililer vicdanları ile hesaplaşmalı ve Kızılay yeniden kuruluş mecrasına oturmalı, yeniden TÜRK KIZILAYI haline getirilmelidir.
Saygılarımla….
30.01.2020 Raif ÖZTÜRK