MENDERES’İN KAYNAĞINDAN

Rahmetle Andıklarımız

DİNAR’IN YAZAR VE ŞAİRLERİ
17.ÂŞIK ALİ TAŞ (1943-1991)

Âşık Ali Taş, 2 Şubat 1943 tarihinde Dinar İlçesi’nin Bademli Köyü’nde dünyaya gelmiştir. On beş yaşına kadar dünyaya geldiği bu köyde yaşamış ve ilköğretimini bu köyde tamamlamıştır. Köylüsü ve komşuları İbrahim Öz’den saz çalmayı öğrenir.. Bir süre sonra “İnce Ali” oturup kalktığı yerde aşk şiirleri söyleyen, türküler okuyan bir âşıktır. Bu aşk derdiyle köyünden ayrılır ve gurbetlere düşer. Dinar, Denizli, Nazilli, Muğla, Aydın, Uşak… Gezmeye başlar.

  1. Ali Taş’ın yolu bir gün, görmeyi çok arzu ettiği İstanbul’a düşer. Türk Halk Müziği Sanatçısı Mihri Can Bahar, bu saf ve temiz Anadolu çocuğunun elinden tutar ve yardımcı olur. Askere gidinceye kadar, Onun koruması altında beraber turnelere çıkar.

Vatani görevini yaptıktan sonra tekrar İstanbul’a gelir. Radyolarda program yapar, kaset ve plak doldurur. Sık sık Avrupa’ya gider, gurbetçilere konserler verir. Türkiye’de Âşıklar bayramlarına katılır. Yarışmalarda dereceler alır, madalyalar kazanır.

İstanbul’dan sıkılmaya başlar. Akrabalarının olduğu Denizli’ye gelip yerleşir. Denizli’de aradığı sanat ortamını bulamaz. 3 Şubat 1991 gecesi Kalp Krizinden genç yaşta vefat eder. Raif Öztürk tarafından şiirleri derlenmiş, hayatı ve sanatını anlatan bir kitap hazırlanmıştır.

Değerli dostlar, Dinarlı Âşık Ali Taş, Ege’nin üç büyük ozanından biridir. Ozanlık geleneği olmayan bir bölgede kendi gayret ve çabası ile yetişmiş, Allah ilham verdikçe çalıp söylemiş bir âşıktır. Dokuz Plak, beş kaset üretmiş, üretken bir ozandır. Bu ara pek çok yarışmaya katılmış, dereceler almış; Âşıklar Bayramlarında isminden bahsettirmiş, madalyalar kazanmıştır. Ali Taş tam bir halk şairi, saz şairi, Âşıktır. Sanatçıların bir ideolojinin peşine düştüğü, bundan itibar kazanmaya çalıştığı bir dönemde; Ali Taş sadece bu toprağın sesi olmuş; milliyetçi, hakçı, Atatürkçü bir Anadolu sanatçısı olarak milletin değerlerine sadık kalmıştır.

Dinarlı Âşık Ali Taş, genç yaşta bütün Anadolu âşıklarında olduğu gibi aşk badesi içmiş, kendini yâd ellere vurmuştur. Ege’de pek çok ilçe ve il gezdikten sonra yolu İstanbul’a düşmüştür. Dostlar edinmiş, kendini geliştirmiştir. Ömrü boyunca yoklukla mücadele eden, Anadolu’da turnelere çıkmış, Avrupa’da gurbetçi yurttaşlarımıza konserler vererek geçimini temin etmeye çalışmıştır. Bir gün gelmiş, İstanbul’dan sıkılmış, akrabalarının olduğu, kendi bölgem dediği Denizli’ye gelip yerleşmiştir. Âşıklık geleneği olmayan Denizli’de sıkıntılar yaşamıştır. Çok ünlü, çok güçlü bir Âşık olmasına rağmen elinden tutan olmamıştır. Sağ iken şiirlerini, hayatını kitaplaştırma nasip olmamıştır. Ne Belediyeden, ne de Valilikten gereken ilgi ve alakayı görememiştir. O da Denizli’de düğünlere giderek rızkını sağlamaya çalışmıştır. Denizlili yazar Rahmetli Şükrü Tekin Kaplan hayatını ve şiirlerini kitaplaştırmış, Valilik basımına söz verdiği halde, kitap basılmadığı gibi, arada kaybolmuş gitmiştir. Rahmetli en verimli çağında, 3 Şubat 1991 gecesi Denizli’de kalp krizinden hayatını kaybetmiştir.

Dinarlı Âşık Ali Taş, köylüsü Saffet Uysal’ın izinden Çöl Ovası başta olmak üzere zaman zaman Dinar köylerinden derleme yapmıştır. Dinar’da Abbas Yavuz (Kör Abbas)’dan, Ramazan Başaran’dan yararlanmıştır. Çok sayıda Dinar Türküsü vardır. Özellikle yayla havaları, teke kırık oyun havaları ile Buhurcular türküsü meşhurdur.

Ben Rahmeti Ali Taş’la bir kez görüştüm. 1972 yılı yazıydı. Ben Erzurum’da öğrenciydim.. Değerli kardeşim Malatyalı Kemal Deniz, değerli hemşehrim - Kuşadası İlçe Milli eğitim Şube Müdürü iken genç yaşta kaybettiğimiz- İbrahim Aktaş’la (Başaranlar saz ekibinden Hasan Aktaş’ın oğlu) Ülkü Ocaklarında sohbet ediyorduk. İbrahim ,“Âşık Ali Taş, buradaymış, dün babamların yanına gelmiş, Başaran Dayıyla görüşmüş” dedi. Dinar’da konser verdirmek için fırsattı. Dörtyol Mahallesine gittik, Bademlilerin oturduğu kahvede bulduk. “Avrupa’ya gidecekmiş, vakti yokmuş, bir gün sonra Dinar’dan ayrılması” gerekiyormuş. Konser verdiremedik, ama O’nu tanıma fırsatı bulduk.

38 yıl sonra O’nun hayatını, sanatını ve elde kalan şiirlerini “Bu Toprağın Sesi- Dinarlı Ali Taş” adıyla kitaplaştırmak bana nasip oldu. 2019 yılında Diş Hekimi Oğun Sezen’in refakatinde önce Bademli’ye, köyüne gittik. Amcalarıyla, köyden yaşıtlarıyla görüştüm. Amcası Nuri Taş ve Murat Taşla uzun bir söyleşi gerçekleştirdim. Sonra plaklara ve kasetlere okuduğu türküleri araştırıp, topladım. Denizli’de eşi ve oğlu vardı. Onları ziyaret ettim. Elde kalan son şiirlerini rica ettim. Madalyalarını, ödüllerini, sazını, giydiği çarığı, yöresel kıyafetlerinin fotoğraflarını aldım. Hazırladığım 156 sayfalık eserin basımını, Dinar Lisesi Müdürü arkadaşım Yaşar Sağlam sağladı ve öğrencilerine ücretsiz dağıttı.

2014 yılında Dinar Yazarlar ve Şairler Kültür Derneğini kurduktan sonra, 2015 yılında ölümünün 24.yılında “Dinarlı Âşık Ali Taş’ı “ÂŞIKLAR ŞÖLENİ” ile andık. Şölene Denizlili Ozan Nihat ve Erzurumlu Âşık Selahattin Kazanoğlu katıldı. Ayrıca Denizliden eşi Lütfiye Taş ile Oğlu Özgür Taş katıldılar. Dinarlı şairler şiirler okudular. Çok duygusal bir gece oldu. Yaşarken tanıyamadığımız, memleket sevdalısı bu büyük ozanı tanıtmaya çalıştık. Yanık sesi ile Dinar Türküleri’nin güçlü sesi; bu toprağın gür sesi “Dinarlı Âşık Ali Taş” ruhun şad, mekanın cennet olsun..Işıklar içinde uyu…

Saygılarımla…15.01.2020