Bazı Basın Yayın organlarında ve sosyal medyada Sayın Burcu Köksal'ın Kur'an kurslarını kapattığına dair yalan ve iftira içerikli haberler gördüm.
Üzüldüm Çünkü Müslüman bir belediye başkanını öyle bir suçla ispat ediyorsunuz ki Allah katında bunun hesabını bile veremezsiniz. Gözleri ve gönülleri bu kadar Kin nefret ve öfke bürümemeli..
Inançlı bir insana haksız yere iftira atarak itibar suikasti yapanların hem bu dünyada hem öbür dünyada çekecekleri azapları bu iftiraları atanlar da gayet iyi bilirler.
Bilgi evleri belediyeye bağlı yerlerdir. Türk çocuklarının eğitim öğretim görmesi bir kütüphane hürriyeti ile oralardan istifade etmesi için açılmış evlerdir. Ancak görünen odur ki bilgi evleri bugüne kadar tarikatların merkez üssü olarak kullanılmış ve buralarda Kur'an kursu dersleri verilmiştir.
Oysa Diyanet işleri kapsamında müftülüklere bağlı yüzlerce hem resmi hem de gayri resmi Kur'an kursları vardır. Zaten Siyasal iktidar Bütün okulları İmam Hatip yaparak zaten Kur'an derslerini Milli Eğitim müfredatına da sokmuş durumdadır.
Öyleyse siyasetçilerin milli ve manevi değerlerimiz konusunda daha hassas davranarak dini istismar edecek söyleme eylemlerden kaçınmaları gerekiyor.
Madem bilgi evlerini Tarikat ve cemaatlerin üssü olarak kullanmak istiyorsunuz o zaman buraların adını değiştirip tarikat evi olarak kullanılması icab eder. Şahsen ben hiçbir siyasi partimiz de Din düşmanlığı yapacak karakterde insanlar olduğuna inanmıyorum.
Keza belediye başkanımız da milli ve manevi değerlerine bağlı, Atatürk ve cumhuriyet'ten ödün vermeyen Bir siyasi anlayışa sahiptir. Çamur at izi kalsın mantığıyla hareket edenler bilmelidir ki yüce yaradan kendi adını kullanarak insanları sömürenleri ve onlara zulmedenleri de lanetlemiştir..
İnsanları kutuplaştıracak ve birbirine düşürecek Sözde tavırlardan uzak duralım lütfen...