Muhterem Başganım!..

Dünyanın hiçbir lisanında,

Koltuk kapmak,

Koltuk çıkmak,

Koltukları kabarmak,

Koltuğuna güvenmek,

Kelleyi koltuğa almak,

Koltuk değneği olmak,

Bir koltukta iki karpuz taşımak,

Koltuğunun altına sığınmak,

Koltuğu doldurmak,

Koltuğa yapışmak…

Bizdeki kadar koltuk'lu deyim yoktur.

Muhterem Başganım,; siz koltukta oturmayıp;

Eğer siz karpuzcu olsaydınız, vatandaş maalesef kelek karpuz yiyecekti..
Mobilyacı olsaydınız; eğik koltuklarda, yan yatmış biçimde oturarak televizyon izleyecekti..
Berber olsaydınız; traşa gelenin kulağının ucu yoktu...
Mimar olsaydınız; eve ya balkondan ya da pencereden girmek zorunda kalırlardı..
Şoför olsaydınız; vatandaş Sinanpaşa yerine Tınaztepe’ye gitmiş olacaktı..

Terzi olsaydınız; halk ayağında, bir paçası öbürüne göre on santim kısa pantolonla ortalıkta dolanıyordu..

Ayakkabıcı olsaydınız; vatandaş topal topal öyle gidiyordu..

**
Kısmet bu..
Vatandaşa kelek karpuz yedirmemek, bir paçası kısa pantolon giydirmemek için siz belediye başkanı oldunuz..

Uzuuuun zamandır kenti idare ediyorsunuz..
Sağolun, varolun..

Ancak.. Sayın Başganım:

Şehrin alt yapısı yok, yağmur yağdığında istavrit tutuluyor..

Üst yapı, ruj, allık, rastık, kalem çekilmiş süslü hanımlar gibi makyajlı..

İmar durumu karışık salata..

Trafik keşmekeş..

Diğer taraftan;

Çarşıda durum çok kötü..

Allah ziyade etsin, telefoncu Üseyin fevkalade iyi..

Yakın tarihe kadar bu toplumun belki çok fazlası Üseyin’gillerin ne haltlar karıştırdığını ne hurmalar yediğini elbette bilmiyordu..

Ancak..
Vatandaş artık karpuzun iyisini seçebiliyor, dar ayakkabıyı algılıyor, berberin-köftecinin, terzinin iyisinden anlıyor...
Söyler misiniz:
Bir Belediye Başganı, çarşıyı pazarı, esnafı, imalatçıyı,sanayiciyi tek başına gezemezse hele kendisinin başgan olmasına destek verenlere karşı vefa duygusundan hepten yoksunsa..

Bu muhterem tekrar aday olsa, oy verir misiniz?

Verir misiniz?

***

Hayırlı haftalar..