Gazetecilik..

İşe hademe alırken bile savcılıktan temiz kağıdı isteniyor.

Ama; babasını bıçaklayan, tacizden, üçkağıtcılıktan ceza alan, sabıka kağıdı dolu olan densizin biri, Sivil Toplum örgütlerinin arasına girebilmek için dernek kuruyor, başkan oluyor..

Bu dernekler kanunundaki büyük boşluk..

Gazetecilik;

Eğitim istemez.

Nitelik istemez.

**

Elbise diken bir terzinin dükkanına gidip, “gel şu böbrek naklini yapıver”diye ameliyathane sokamazsın..

Fırıncıyı kolundan tutup, “gel sevabına şu kararı veriver” diye, en yakın adliyedeki hakim koltuğuna oturtamazsın..

Muhasebeci, jeofizik bilmez..

Berber, statik hesabından anlamaz.

Tamirciyi bilirkişi yapıp, anayasa hukuku üzerine görüş

isteyemezsin..

Ama… Bunların hepsi gazeteci olabiliyor bu memlekette..

**

Ahmet’in, Halil İbrahim’in, Mehmet’in kepazeliği, sonuçtur..

Sebebi başka yerde aramak gerekir.

Ak Parti’nin gazetecisi gibi davranıp Reis’in ve Bakan'ın fotoğraflarını, kendi profilinin üstüne koyarak, “bugün benim siteme; Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Milletvekilleri, Başkanlar ziyaret edip okudu”diye palavra atan densiz hakkında araştırma, soruşturma yapılmıyorsa, bugün gelinen sonucun böyle olması normaldir..

Kalemine mürekkep yerine rakı-şarap doldurup, alkolün verdiği cesaretle kendini gazeteci sananlara, basın özgürlüğü diye hayali iftiralar atana fırsat asla verilmemelidir..

Hukuk içersinde gereği neyse o yapılacaktır, yapılmalıdır..

**

Peki nasıl ayırtedeceğiz derseniz?

Bakacaksınız kardeşim…

Sıradan insanların bekçi köpeği midir?

Sahibinin emriyle, insanlara saldıran kudurmuş köpek midir?

**

Hayırlı haftalar..