Biz sadece yazıyoruz..

Siyasilere patlıcandan burun, bal kabağından kafa, kepçeden kulak yapıp karikatürünü çiziyorlar.

Hiç kimse benim burnum patlıcan mı, kafam bal kabağı mı veya kulağım kepçe mi diye çizere küfür etmiyor.

Ben çizemiyorum, keşke çizebilseydim…

Ancak, karikatür yapar gibi yazmaya çalışıyorum…

Adama “adam” veya “efendi” diyorsun bozuluyor..

Muhterem için; aslan, kaplan, koç, kurt gibi adam, hatta kuzu gibi uysal adam diyorsun hoşuna gidiyor, kızmıyor…

Maazallah eşek desen yandın…

Oysa familya aynı…

Öte yandan;

Değerli ve duyarlı okurlarımız bize bilgi aktarıyor. Olayları detayıyla anlatıyor..

“Şunu bilmiyorsan incele onu da yaz, Allah aşkına..” deyip vebal de, veriyor…

Yazmayıp ta vebal altında mı kalalım?

******

Yukarıda da söyledik, doğruya dayanamayan salyalı ağızlar var..

Bu adamlara diyeceğim şu:

Bende senin… demem, diyemem…

Geri vitesim yoktur.

Takarım beşinci vitese, gazlar sonuna kadar giderim…

Bakın; bizim kimseye karşı gebeliğimiz yok.

Ucundan azcık dokunduklarımız; mert olun mert…

"Mertlik"; adalet, eşitlik, merhamet, hakkaniyet, cesaret, güçlüye mesafe, güçsüzün hakkına yakınlık, hakikat peşinde olmak, gizlememektir…

"Mertlik"; kendini adaletsiz, haksız, sorumsuz, kalleş, adi, muhteris, fesat davranmaktan men edebilme gücüyle birlikte; esas olarak, dik durabilme, boyun eğmeme, güçlünün üstüne gidebilmektir…

Yani ne tertemiz, mülayim bir şeydir "mertlik"…

Ne de her "sertlik" mertliktir…

Biz, doğru bildiklerimizi, inandıklarımızı yazıyoruz…

Lakin şu gerçeği göz ardı etmek olası değil.

Aldatanlar, aldananlar kadar acı çekmiyor ..

Evet, finalde aldatan zındıklar için de paketleme biçimi aynı. Kefen rengi ve uzunluğu aşağı yukarı aynı, mezar derinliği aynı, “nasıl bilirdiniz” sorusu aynı. Hatta ve hatta gassalın makattan tıkayacağı pamuk miktarı ve tıkama şekli dahi aynı.

Lakin ne olursa olsun yaşadığı süreçte yaptıklarının yanına kar kalması, ilahi adaletin yeryüzünde değil de mahşere kalması sebebi ile aldatanlar itibarlı oluyor kanımca..

***

Okur mektubu

AKÜ FETÖ DAVALARI 

Afyonkarahisar 2.Ağır Ceza Mahkemesinde davalar hızla yürüyor.

Rektör ProfçMustafa SOLAK’ın özel avukatı A.Rıza KÜÇÜKİLHAN 12 yıl hapis cezası aldı.

Geçen hafta Üniversitede gözaltılar,11 kişi adli kontrollü,2 kişi Emniyetten serbest kaldılar.

Daha önce iki adli kontrollü hoca vardı.Yusuf K ile Mustafa S.

Şimdi toplam 13 adli kontrollü var.Bunlardan bir kısmı hakkında bugüne kadar yönetimce bir işlem yoktu.

20.04.2017 günü Afyon Kocatepe Üniversitesindeki hocalardan 10 kişinin davası görüldü.

İtirafçı Serkan ERKAN ifadesinde AKÜ fetö yapılanmasını ve finans ayağını ifadeleri ile ortaya koydu.

Daha önce yazmıştık, hatırlatalım. İkitisat Fakültesi hocası Doç.Fehmi A. (tutuklu-ihraç)Fakültelerdeki gruplardan topladığı 35-40 bin Tl yi her ay bu şahsa vermiş.

Tıp finans ayağı da çözülür demiştik. O da çözüldü.

Tıp Fakültesindeki gruplardan her ay toplanan paraları da Prof.Mehmet Y. (ihraç-tutuklu idi-adli kontrollü) toplayıp bu şahsa vermiş ve paralar İzmir’e gitmiş.

Yine ,Tıp fakültesinde para toplamadan sorumlu diğer bir kişinin de İktisat Fakültesinde Doç.Veysel.A (tutuklu-ihraç) olduğu ortaya çıktı.

Veysel.A bu dönem Bayat M.Y.Okul Müdürlüğü yapmış.

Arkadaşları itirafçı ol diye uyarmışlar, kurtarmaya çalışmışlar ama olmamış.

Doç.Veysel.A olayı şefkat tokadı olarak değerlendirmiş.

Bizce şefkat tokadı değil gibi.

Peygamber efendimiz beddua etmeyi yasaklamış.

Büyüklerimiz beddua döner geri gelir,sahibini vurur derler.

FETÖ elebaşı televizyonların karşısına çıktı ;

“Allah onların evlerine ateşler salsın. Yuvalarını başlarına yıksın “ diye ağır bir beddua etti

Bu beddua yürekleri yaktı. Vicdanları sızlattı.

Beddua geri mi döndü acaba, bir de böyle muhasebe yapsanız.

Afyon Kocatepe Üniversitesinde binlerce fakir öğrenci var. Yılda “1” trilyon FETÖ ye gideceğine, bu fakir öğrencilere burs verilse idi, güzel olmaz mıydı.

Eğitim süresince,10 ay 1000 öğrenci ayda 250 Tl burs alırdı.

Okurlarımız şunu soruyorlar. Fakültelerden kaç.Tıp fakültesinden kaç kişi himmet verdi.

Himmet verenlerin isimleri bellimi. Değil. Bu soru boşta kalıyor.

Biz bir kısa hesap yaptık.

Tıp Fakültesi hocalarının durumu iyi. Ortalama 350 TL verseler. Toplanan 40.000 TL olduğuna göre. Tıp Fakültesinden 120 kişi ayda himmet vermiş görünüyor.

Fakültelerden de 300 Tl toplanmış ise.135 kişi de fakültelerden himmet vermiş demektir. Toplam 235 kişi himmet vermiş.

AKÜ’de ihraç ve tutuklu 160 civarında. Nerde bunun 85’ kişisi.

Prof.Mehmet Y 15 Temmuz sonrasına kadar Tıp Fakültesinde Anabilim Dalı Başkanı imiş.17-25 Aralık’dan sonra bu görevden alınıp yerine vekil atanmamış.

Yine Prof.Mehmet Y bu dönem Profesör kadrosuna atanmış.

Bu dönem Diş Hekimliği Fakültesine dışardan atanan Yrd.Doç.Cafer Ş ‘da (tutuklu-ihraç) Byclok çıktı. Nasıl yüklendiğini bilmiyormuş.

Tıp Fakültesinden Prof.Yükel E (ihraç-tutuklu idi-adli kontrollü) sohbet grup sorumlusu çıktı.

Prof.Yüksel E ,2011 de Başhekim Yardımcısı olmuş. Bu dönem 2011 Doçent atanmış. Daha sonra da Profesör olarak yükseltilmiş. Eşi de ihraç.

Prof.Yüksel E’ nin Başhekim yardımcılığı 17-25 Aralık’dan “8” ay sonra sona ermiş.

Bir tanığın ifadelerinden çıkan FETÖ cü olmayan AKÜ yönetiminde yer alamaz şeklinde.

Tıp Fakültesinde 2011 Tıp Fakültesinde jet hızı ile FETÖ kadrolaşması olmuş.

Dekan,Dekan Yardımcıları.Başhekim ve Başhekim Yardımcıları.Tıp Etik Kurulu FETÖ cülerin eline geçmiş.

Yönetimde tüm FETÖ cülerin yer alması nedeniyle,hocaların seçimle geldikleri Tıp Fakültesi Yönetim Kurulu,Bölüm ve Ana Bilim Dalı Başkanlıklarının çoğu fetöcülerden oluşmuş.

İnsiyatif,yetki tamamen FETÖ cülere teslim edilmiş.

Meydan onlara kalmış.

Sorumlu kim.Balık baştan kokar derler.

Bir şüpheli rüyasında Cumhurbaşkanını gördüğünü ve beraat edeceğini söylemiş.

Hakim de iddialara cevap ver demiş.

AKÜ de FETÖ kadrolaşmasında ilginç ifadelerde yer aldı.

Bir tanık Yrd.Doçent Melek Ç’nin (tutuklu-ihraç)atamasını ilginç bir yöntemle“paraşütle iner gibi üniversiteye geldi” diyerek anlatmış.

Bu dönem Sinanpaşa M.Y.Okulunda öğretim Görevlsisi iken İktisat fakültesine paraşütle Yrd.Doç.olarak inmiş,atanmış.

Paraşütle inen Yrd.Doç.Melek Ç ‘nin Yüksek Lisans Tez Danışmanlğını, FETÖ den adli kontrollü Yusuf.K yapmış.

Sandıklı M.Y.Okulunda FETÖ kitapları yakılmıştı,hatırlayalım.

Demek ki FETÖ AKÜ’ de hızla kadrolaşmış.

Otel toplantıları . Neler. Neler.

Bir FETÖ elebaşına Fahri Profesörlük unvanı verilmediği kalmış.

Maazallah kampüsün ismini de FETÖ elebaşının ismi yaparlardı.

Hocalarımız AKÜ de İmamlar, FETÖ kadrolaşması ve Finans ortaya çıktı.

Enformatik Bölüm Başkanlığındaki FETÖ faaliyetleri ile FETÖ nün Şifa Üniversitesi ile yapılan anlaşma konusunda soru işaretleri duruyor diyorlar.

FETÖ nün Devlet Üniversitelerine sızma yöntemi nasıl.

FETÖ üniversiteleri Devlet Üniversiteleri ile “Y.Lisans ve Doktora öğrenci anlaşması” yapıyor.

Akü DE İzmir FETÖ Şifa Üniversitesi ile anlaşma yapmış.Anlaşma 17-25 Aralıktan uzun bir süre sonra iptal edilmiş sonra

Enformatik Bölüm Başkanlığı doğrudan Rektör bağlı bir bölüm.

Bu dönem Bölüm Başkanlığına Doç.Sinan.Y atanmış. (tutuklu ve ihraç).Davası henüz başlamadı.

Sinan Y’nin eşi E.Y ,bu dönem Atatürk Sağlık Hizmetleri M.Y.Okuluna Öğretim Görevlisi olarak atanmış.(son kararname ile ihraç olmuş)

Bunları kim atadı acaba bir bilen varmı.

Bu bölüme Fen Bilimleri Enstitü Müdürlüğünün teklif ile “İnternet Bilişim Yüksek Lisans Programı “ açılması isteniyor.

Bu teklif Üniversite Senatosundan geçiyor.

Üniversite Senatosunun Başkanı Rektör, üyeleri Fakülte Dekanları ve Okul Müdürleri.

Buradan FETÖ cü Asker,Polis ve FETÖ Üniversitelerinden gelenlere Yüksek Lisans belgesi verildiği iddia ediliyor.

Bunlar kurumlarında terfi ediyorlar.

Bu belgeyi alanlardan çoğunun, ihraç ve tutuklu olduğu iddialar ediliyor.

Öğrencilerin çoğuna da ulaşılamıyormuş.

Evraklar tek tek incelendiğinde kayıtlı öğrencilerin T.C kimlikleri tespit edilerek durum ortaya çıkar deniliyor.

17 Temmuz darbe sonrası bu ekibin Enformatik bölüm başkanlığına gelerek, evrakları karartmak için 4-5 saat çalıştıkları, bunların kamera kayıtlarında yer aldığı iddialar arasında.

Yine önemli bir iddia .Bu bölümde bir kasa bulunduğu. İçinden 1000 TL çıktığı ve bütçeye yatırıldığı iddialar arasında.

Yardım ve Yataklık ne demek. Sözlüğe baktık.

“Yasa dışı eylemlerde bulunan kişileri barındırmak ve işledikleri suça destek olmak.

FETÖ cülere yardım yataklık da, FETÖ faaliyetlerinde onları barındırmak, idari makamlara getirmek, onlara faaliyetleri için zemin hazırlamak, onlara idarede insiyatif vermek.

Biz bu anlamı çıkardık.

Kamuoyunun da takdirine sunuyoruz.

Bir keresinde, Hoca Akşehir'deki mahkemeye Kadı tayin edilir. Bir gün bir adam koşarak mahkemeye gelir ve Hoca'ya:

- "Farz edelim iki inek merada dövüştü ve biri öldü, Hoca Efendi. Öldürenin sahibi sorumlu tutulacak mıdır?" Adamın hilekâr gözlerini farkeden Hoca dikkatliydi:

- "Yerine göre." der hüküm vermeden.

- "Karar vermene yardımcı olabilir, Hoca Efendi. Senin inek benimkini öldürdü!"

- "Bu halde, genel olarak bilindiği gibi inekler hayvandır. Hayvanlara sebep bağlanmadığından dolayı, kesinlikle sorumsuzlardır. Bu yüzden de, sahibi sorumlu tutulamaz!"

- "Özür dilerim, Hoca Efendi, dilim sürçtü. Benim inek seninkini öldürdü demek istemiştim!"

Bu haber üzerine, Hoca'nın kanı beynine sıçrar. Sakalını çeker, kalkar ve yeniden oturur:

- "Bu ilk düşündüğümden daha karmaşık bir durum",”İşler karıştı,çatallaştı” der. Memurluğunun tüm ağır başlılığıyla katibine döner ve ekler:

- "Yanındaki rafta duran kara kaplı kitabı ver bakayım!"