Başkanım, başkan..

Memlekette, elini sallasan başkan’a çarpıyor..

Asbaşkan, sendika başkanı, sebzeciler başkanı, kasaplar başkanı, oda başkanı, dernek başkanı, kooperatif başkanı, konsey başkanı, teşkilat başkanı, kurul başkanı, kurum başkanı, grup başkanı, heyet başkanı, otelciler başkanı..

Üüüff, say say bitmez…

Sütçüler başkanı, turizmciler başkanı, petrolcüler başkanı, eczacılar başkanı, bakkallar başkanı, berberler başkanı, kulüp başkanı..

Mesela “divan” başkanı var.

En rahat olanıdır, yan gel yat!

Üç gün bile başkanlık yapsa, ömrünün sonuna kadar “başkan” sıfatını kullanan başkanları ilave et memlekette, Maşallah 5 kişiden 1’i başkan…

En önemli başkanlık ise belediye başkanlığı

Ancak;

Çoğu kendinde keramet olduğu sanıyor…

Geçmişte, gerçekten keramet olduğu sanılan hocalar gibi…

Eskiden, müritleri hocanın uçtuğuna inanırlarmış, cemaatin dilinde dolanıp dururmuş, hoca efendinin gece uçtuğu…

Duyanların itikadı bir iken bin olurmuş…

Ama elin gâvuru uçağı icat edince, müritler de başlamış uçmaya…

Şimdi, uçan uçana…

Eskiden hoca efendi aynı anda birçok yerde görülürmüş..

Müritleri onun Afyon’da oturduğu gece, Dinar’da, Sandıklı Kaplıca’da, Bolvadin’de görüldüğünü anlatırlarmış birbirlerine…

Duyanların itikadı bir iken bin olurmuş…

Elin gâvuru televizyonu icat edip her eve televizyon girince…

Hoca efendinin kerametine inanılmaz olmuş..

Kendinde keramet olduğunu sanan başkanlar da, böyle…

Oysa;

“Bizim için önce insan olmak önemlidir”

“Bana güvenip şehrin anahtarını teslim edenlere hizmet etmek önemlidir”

“İstişare etmeyi ve istişare edeceklerini bilen, bilgisine, zekasına, yeteneğine, gücüne, namusuna, güvenilen olmak önemlidir..”

“Projeleriyle, sözüyle, eylemleriyle kale gibi dimdik durmak önemlidir..”

“Yürüdüğün zaman meydanları inletebilmek önemlidir..”

Ve “Kul hakkı yememek” çok çok önemlidir..

Eğer bu kriterlere bir bir örtüşüyorsa başkanlık..

Kim ne diyebilir ki…

*

Yok uyuşmuyorsa eğer;

Roket bile taksalar uçuramazlar!