Biz söylemedik..

Biz bazı kişiler hakkında “Fetö örgütü ile irtibatı, iltisakı varmış” demişsek, bazen “yanıldığımız” ifade ediliyordu..

Ki, yanıldığımız noktalarda haklı çıkarlarsa, hatamızı kabul edip özür diliyorduk..

Yazılarımızda hiç ayırım yapmadık..

Zenginmiş, ünlüymüş, elitmiş, bürokratmış, başkanmış, müdürmüş filan..

Doğru olduğuna inandığımız, kamuoyunun da bilgilenmesi gereken konuları hiç çekinmeden, ipsiz sapsızların tehditlerine boyun eğmeden yazdık..

Yazamasın diye dava açtılar, biz inandığımız yazmaya devam ettik, edeceğiz de..

Sadede geliyorum;

Sosyal ve kültürel alanda daima öne çıkan işadamı İbrahim Alimoğlu’nu tanırsınız..

Sonradan eşraf olma işadamı Hüseyin Şehitoğlu’nu da..

Afyon 2.Ağır caza Mahkemesinde görülmekte olan Fetö yargılamasında sanık olan Cumhur Sancaktar S.duruşmada itiraf ediyor;

“ABD gezisi gerçekleşti. 17 günlük bir programdı. Sorumlu öğretmen olarak gittim. ABD’de terör örgütü lideri Fetullah Gülen ile randevuyu il imamı ayarlıyordu. Çünkü, bizim randevu almamız mümkün değildi. ABD ziyaretinde 11 öğrenci, 2 öğretmen vardı. Öğrenciler arasında iş adamları İbrahim Alimoğlu ve Hüseyin Şehitoğlu’nun çocukları da vardı. ABD ziyareti öncesi iş adamı İbrahim Alimoğlu evimize geldi. ABD’yi gitmemiz halinde çocuğunu terör örgütü lideri Gülen’e götürmemizi istedi. Daha sonra Hüseyin Şehitoğlu’nu fabrikasında ziyaret ettim. O da aynı şeyi söyledi ve rica etti”dedi.

Bunu biz söylemedik..

Fetö mensubu bir sanık itiraf etti..

Biz, Alimoğlu’nun Çuveşistan’da ki Fetö okuluna her ay yardımda bulunduğunun iddia edildiğini yazmıştık, o kadar..

Şehitoğlu’nun da, maklube yemeklerine katıldığının bu sayede kısa sürede varlık sahibi olduğunu iddia edenler olduğunu yazmıştık, o kadar..

Biz söylentileri gündeme getirmiştik, ama Fetö sanığı irtibat olduğunu açıkça itıraf etti..

Buradan şu anlam çıkıyor; söylentilerde az da olsa, gerçeklik payı olduğu ortaya çıkmış oldu..

Diğer taraftan;

AKÜ Tıp Fakültesi eski Dekanı Ahmet Songur’da ifadesinde “..Sohbet adı verilen örgütsel toplantıya katılmadım. Üniversite Yönetim Kurulu ben de dâhil 15 ya da 16 kişiden oluşuyordu. Ama Rektör Bey ve bazı kişiler görevine devam ediyor. Esas sorumlu Rektör Bey ve Üniversite Yönetim Kurulu Üyeleridir. 15 ya da 16 kişi içerisinde günah keçisi ben miyim de tutukluyum?” Dedi..

İddialara göre Rektör bey hakkında aynı suçlamayı yapan onlarca akademisyen olduğu söyleniyor..

Hatta pişmanlık yasasından faydalananların da bu yönde ifade verdikleri iddia ediliyor..

Ancak, kamuoyunda bu ifadelerin hiçbirinin inandırıcı bulunmadığı yönünde bir algı oluşuyor..

Maddi delil olsa, yargı gereğini mutlaka yapar inancındayız..

Zaman ve sabır en iyi ilaçtır..

***

Hayırlı Cuma’lar..