Ailede Şefkat Merhamet

“Onlarla huzur bulasınız diye size kendi türünüzden eşler yaratıp aranıza sevgi ve şefkat duyguları yerleştirmesi de O’nun kanıtlarındandır. Doğrusu bunda iyi düşünen kimseler için dersler vardır.” (Rum Suresi 21. Âyet-i Kerime)

Şefkat ve merhamet, anlamaktan gelen samimi ve insanı iyi hissettiren duygulardır. Kalbimizi, sevdiklerimize, ailemize, insanlara karşı sıcak tutmaktır. İnsan, okuldan önce ailede öğrenir sevmeyi, sevilmeyi, saygı göstermeyi. Aile bir nevi hayata hazırlar insanı. Geleceğin yetişkinlerine rehber etme, destek sağlama noktasında, duvarları samimiyetle örülmüş bir kurumdur aile. Hırçın dalgalarla, sert rüzgârlarla mücadele ettiğimiz zamanlarda güvenli bir sığınaktır aile. Kuş misali, sabahın seherinde Rabbimizin bize bahşettiği rızkı kazanmak için evden çıktığımız, akşam eve döndüğümüzde gün boyu yorulan bedenimizin ve beynimizin huzur ve sükûn bulduğu sıcak bir yuvadır aile.

Şefkat ve merhamet, aile bireylerine karşı insanın iç dünyasını besleyen ve manevi anlamda kıymet gösterilen hususların başında gelmektedir. Şefkat ve merhamet kavramları birbiriyle ilişkili olan, biri olmadığında diğeri eksik kalan duygulardır. Yaşamak için ekmek, hava, su, gibi temel ihtiyaçlar nasıl gerekliyse, sosyal varlık olan insanın da toplumda var olabilmesi için bu iki önemli duygu gereklidir. Bireyin insani özelliklerinin gelişip güçlenebilmesi için çevresinden gelecek moral, motivasyon, şefkat ve merhamet gibi desteklere ihtiyacı vardır. Doğumundan ölümüne kadar konuşma, anlaşılma gibi özelliklere sahip olan insan, bu özellikleri de en çok aile içinde öğrenir ve gerçekleştirir. Ailede sevgi, saygı, şefkat, merhamet gibi değerler o kadar önemlidir ki, bazen beslenme ve barınma gibi temel biyolojik gereksinimlerin bile önüne geçer.

Merhamet, ailede kişiye kazandırılması gereken değerlerin başında gelir. Ahlaki davranışların, anne babadan göz aydınlığı olan çocuklarımıza aktarılması, onların dünyasında önemli ve kalıcı izler bırakır. Taklit ederek öğrenen, çevresini tanımaya çalışan çocuk, aile büyüklerinden gelecek desteğe her zaman ihtiyaç duyar. Anne karnında sevgi, şefkat ve merhamet duygularını hissetmeye başlayan bebek için, bu manevi duyguların, dünyaya geldikten sonra da devam etmesi önemlidir. Bu yüzden ailede şefkat, merhamet ve sevgi üçgeninde büyüyen çocuk, yetişkin olduğunda da öğrendiği bu güzel duyguları kendi çocuklarına öğretecek böylece toplumda huzur, mutluluk filizlenecektir.

Çocuklarına doğumundan itibaren merhametli, şefkatli ve samimi olmayı öğreterek ahlaklı ve vicdanlı bireyler yetiştirmeyi amaçlayan ailelerin toplum tarafından desteklenmesi ve aynı titizliği her bir ailenin göstermesi gerekir. Çünkü bu iş sabır işidir. Zamana yayıp, çocuklarımıza rol model olarak gerçekleştirilecek bir gönül çalışmasıdır. Bunun yanında sosyal medyanın öfke, korku, şiddet gibi duyguları istismar eden yönlerini dikkate alarak uyanık olunması gerekir. Çocuklarımızı korumak amacıyla, bu tür mecralara karşı dikkatli olunması ve kötü yayınların zihinlerde bırakacağı hasarlara karşı risklerin azaltılması alınacak tedbirlerin başında gelmektedir. Böylece günümüzde bireysel ve toplumsal açıdan çevreden gelen tehditlere açık hale gelen çocuklar, merhamet, şefkat, adalet, iyilik, yardımseverlik gibi ahlaki potansiyellerini açığa çıkararak geleceğe daha emin ve kararlı şekilde ilerleyeceklerdir.

Mehmet PEHLİVAN

Din Hizmetleri Uzmanı