TENCERE-KAPAK...

Almanın konuşmaları üç aşamadan oluşuyor:

-Söyleme.

-Küsme.

-Dönme.


Misal; Sandıklısporu 2.lige çıkarmak vaadiyle kulübe başkan oluyor..
Takım başarılı olamayınca küsüyor, paralı bir adam bulup yerine getiriyor..
Kısa bir süre küs dolanıyor. Köşeden gözlüyor..

Yerine getirdiği başkanın sıcak su işi bitince, gönderiyor..
Perde gerisinde kendisinin idare edeceği kulübe, sıradaki paralı ni başkan yaparak tekrar dönmüş oldu...

********** 

Söylemlerinin mahiyetini ‘yer’ olarak da üçe ayırabiliriz:

-Büroda.

-Serada.

-Çiçek sulamada.


Diyelim ki büroda, topçuyla mukavele yapacak “Bak koçum beni Türkiye tanır, ona göre” diyor.

Serada gördüğü domatesleri topa benzetiyor, takımın yediği goller aklına geliyor, ayakların yere bastığı pozisyona geçiyor “kabak başıma patlar mı?”diye kara kara düşünmeye dalıyor...

Sonra düşünceleri dağıtmak için…

Çiçek sulamaya gidiyor ama su kesik!

*********** 

Zaman olarak da üçe ayırabiliriz Alamanın açıklamalarını:

-Sabah.

-Öğlen.

-Akşam.


Sabahleyin, bizim köşeyi okuyor, delleniyor, “Asarım, keserim..” diyor. Sanki “lambaya püf” ediyor, kofti efe…

Öğlen; Osman Özata ile görüşüyor. Ara kablosu Özata, benim kimlerle konuştuğum hakkında kablodan bilgiler aktarıyor. . O da “Aman buralara uğrama..” diye salık veriyor…
Akşam?..
Ortada gözükmüyor, bu aşamada ne yaptığını bilemiyoruz.
Bu arada Osman Özata efendinin, Alamanın inşaat işlerini takip ettiği de, ortaya çıkmış oluyor…
Tencere-kapak…

HASAN TEKİN’İN YERİ…

Zirai Donatım Kurumu’nun etrafını kale duvarı gibi çeviren ve sundurmaları kaldırımların üstüne kadar sarkan yere ruhsat aldığı söylendi.
Geçen dönem yıkım kararına karşı dava açan Tekin’in, bilirkişi raporuna istinaden mahkeme kararıyla yıkımı durdurduğu ifade edildi. Geçen yönetimin mahkemeyi takip etmediği, bilirkişi raporuna bile itiraz etmediği iddia edildi.
Hangi bilirkişiyse; o sundurmalara, o karmaşık yapıya nasıl olumlu rapor verdiğine şaşıyorum.. Ve o bilirkişiden şüphe ediyorum. Eğer o bilirkişinin bi korkusu bi çekintisi yoksa raporu göndersin aynen yayınlayalım. Göndermez açıklamazsa, biz bulup açıklarız.. Çıksın ortaya… O tarihlerde belediyenin avukatlığını yapan hangi avukatsa o da çıksın, ortaya..
Bu işte büyük şaibe var…
Dibine ineceğiz, bırakmayacağız sonuna kadar…
Hasan Tekin Efendinin bir endişesi yoksa kendisi açıklasın raporu…
Hodri meydan Hasan Efendi, Alaman Efendi..
Neden Alamanı karıştırdık?
Zirai Donatım Kurumu Alamanın belediye başkanı olduğu dönemde ihaleye çıkmıştı. Belediye ihaleye gireceğini, itfaiye teşkilatını oraya toplayacağını duyurmuştu. Son anda belediye ihaleye girmekten vazgeçti ve yok parasına ihaleyi Alamanın kankası Hasan Tekin efendi aldı..
Bir okurumuzun bu konuyla ilgili yorumunu aynen yayınlıyoruz:
“zirai donatımın olduğu yer hacıköy mezarlığıdır.bu mezar yerini veren sürünüyor.burayıda peşkeş ceken almanın sonu ne olur bilinmez.bu mezarın üstünde tuvaletler var.yatılıp kalkılıyor.tabikide bu yüzden yumurtacılarında huzuru yok.Allah iyi dermi.mezara saygı duyulmamı”
Bunu da öğrenmiş olduk!

İNŞAATTAN ÇIKAN YATIR…

Belediye binasının yanında yapılan inşaattan yatır çıktığı doğrulandı. Yatırın yeri bilindiğinden kazıda ihtimam gösterildiği ve mezara zarar vermeden alındığı ifade edildi.
Mürüvvet Dede yatırının şehir mezarlığına, hocalar nezaretinde dualarla defnedildiği söylendi…
Yatırın naklinde ihtimam gösteren ve yatıra saygı duyanlardan Allah razı olsun..