Hatır için çiğ tavuk yenirmi?

Eskiden hatır gönül vardı, eskiden insanların bir birine güveni vardı, hatır vardı; hatır için “çiğ tavuk yenirmi?”yenir diyende var yenmez diyende var önemli olan hangi hallerde çiğ tavuk yenir!

Şimdi ise ne hatır kalmış ne gönül kalmış nede sevgi ve saygı kalmış, her şey maddiyata dayanmış paran varmı varsa en saygın kişiler arasında hatta başında sen varsın…

Fukaralığın gözü kör olsun, fukaranın yüzü soğuktur ona kimse ne bakar nede selam verir, derdini anlatacak kimseyi bulamaz, bulsa da ha hı demekle geçiştirilir…

Fakir iş için çalmadık kapı koymaz önce kapıyı çalanın giyimine kuşamına hatta yüz hatlarına bakılır sonrada sonun ne olduğu bellidir” hadi başka kapıya”

Bu güzelim Dinarımızda yaşamak için arkanda ya dayın olacak ya da siyasetçiden emmin olacak işte o zaman senin ne giyimine bakarlar nede kuşamına, ister işe girmen olsun ister başka işlerin olsun(vesaire, vesaire, her işin tez elden) görülür…

İlçemiz Dinar da aile bağlarımız var, akrabalıkların yanında komşuluklarımız var elbette bir ailenin içerisinde değişik siyaset görüşlerinin olduğu bir gerçektir, Siyasetçilerin iş görme işe alınma nakil, tayin gibi sorunlar kendilerine intikal ettiğinde siyasi görüşüne bakmamalıdır, ayrımcılık yapılmamalıdır çünkü bizlerin bir birimizle kan bağımız vardır, bir iğneyi birisinin parmağına batırdığınızda yüzlerce kişi bu acıyı hissedeceklerdir……

Şimdi ben bunları neden yazıyorum, içinde yaşadığımız havasını teneffüs ettiğimiz, yazın buz gibi suyunu içtiğimiz Dinar’ımızda bunlar yaşanıyor…

Bunlar Dinarda yaşanmıyor diyen birisi varsa çıksın orta yere ben yazdığım sözlerimi geri alırım, ben bunları yazarken hiçbir kimseyi hedef tahtasına oturtmak istemiyorum, yaşadığımız içinde bulunduğumuz Dinar’ın gerçekleri bunlardır…

Diyelim ki Devletin Dinar’a yatırımı olsa yine bu yerde çalışmak isteyenlerin önce çalacakları kapı hatırlı ve siyasetçilerin kapısı olacaktır önce senin siyasi kimliğin araştırılır hangi siyasi partinin seçim bürolarında sıkça görünürsün bunlar iğneden ipliğe iyice araştırılır sonunda sizden bizden durumun değerlendirilir, bunun böyle olmadığını söyleyecek birisi varsa çıksın bu böyle değil desin diyebilir mi?

“Rahmetli Güneş Öngütü rahmetle anıyorum” Bakanlık yaptığı dönemde hiçbir kimsenin siyasi kimliğine bakmadan yüzlerce Dinarlıya ekmek kapısı oldu bunlardan bir kısmı emekli oldular ama hala çalışanlar var, biz her zaman bir birimizin yüzüne bakmak zorundayız, iyi günde kötü ve acılı günde dostluğu ve acıyı birlikte paylaşan her zaman bir birimize ihtiyacı olan küçük bir ilçede her zaman yüz yüze gelecek şekilde Dinarda beraber yaşıyoruz…

Bunu hiçbir siyasetçi ve hatırlı kişiler üzerine alınmasınlar içinde yaşadığımız Dinarda bunlar gerçek yaşanan olaylardır. Bu sadece Dinarda değil başka yerlerde bunlara benzer yaşantılar mutlaka vardır ama ben Dinarda yaşıyorsam DİNAR kelimesini kullanmak durumundayım…

Bu yazıyı yazdıktan sonra aklıma birkaç deyim geldi bu yazıya uygun olurmu olmaz mı bilemiyorum ama yazayım da içim de kalmasın…

Kapatın şu kapıyı içeri kimse girmesin,

Kapatın mikrofonu sesiniz duyulmasın,

Kapatın gözlerinizi bir birinizin cemali görünmesin,

Kapatın şu perdeyi dışarıdan içeri görünmesin,

Aldığınız kararı yazın tahtaya okunmasın,

Kapatın kulaklarınızı kimin ne konuştuğu duyulmasın,

Tellal çıksın orta yere ne söylediğini kimse anlamasın,

Kısın telefonların sesini sizlere kimse ulaşmasın,

Dost bağında güller açmış kimse koparmasın,

Duyurmayın basına onlar bir şeyler yazmasın,

Allah herkesin gönlüne göre verir kimse karışmasın…

Saygılarımla.