MENDERS’İN Kaynağı’ndan--------------RAİF ÖZTÜRK

ALTIN ŞEHİR DİNAR” HAKKINDA

Benim ve yaşıtlarımın ve elbette bizden on, yirmi, otuz yıl; hatta daha önce dünyaya gelmiş olan büyüklerimizin özlemini çektiği bir Dinar vardır. Özlemi çekilen Dinar’ın altın çağıdır. Dinarlının sosyal, ekonomik, kültürel ve fiziki bakımından hâlâ özlediği bu Dinar’a; şairler, yazarlar, Dinar sevdalıları ve Dinar dostları hep “Altın Şehir Dinar” demişlerdir. Parkları, bahçeleri ve mesire yerleriyle yemyeşil Dinar… Caddeleri ve çarşısıyla cıvıl cıvıl Dinar…

Kaldırım kenarlarından şırıl şırıl suların aktığı, caddelerini ve sokaklarını Menderes’in suyundan elde edilen elektriğin pırıl pırıl aydınlattığı bir Dinar. İki katlı evlerin bahçe duvarlarından hanımelilerinin boynunu uzattığı, akasya ve iğde çiçeklerinin bahar kokusunu yaydığı, önü koca çınarlı kahvelerinde ağaların, efendilerin ve beylerin oturduğu, külde pişirilen kahveler içilirken, sohbetlerin koyulaştırıldığı Dinar.

Türk Ocakları ve Halk evlerinin birer kültür ocağı olarak onlarca sosyal etkinlikle halkla kucaklaştığı, “Altın Şehir” adıyla mahalli gazetelerin çıktığı, “Şairler Yaprağı” ismiyle ülkenin tek şiir dergisinin yayınlandığı, kışlık ve yazlık sinemaların dolup dolup taştığı, her hafta bir konser ve tiyatro grubunun ziyaret ettiği Dinar.

Han, otel, lokantalarında uzak diyarlardan gelen misafirlerin ağırlandığı, terzi ve berber dükkânlarının kütüphane ve birer mektep olduğu Dinar… Dini günlerin huşu içinde konu komşuyla kutlandığı; acıların, sıkıntıların paylaşıldığı, harmanların bilek gücüyle, konu komşuyla imece usulüyle birlikte kaldırıldığı Dinar.

Hıdrellezlerin bayram tadında kutlandığı, komşu il ve ilçelerin Hıdrellezi kutlamak için alay alay koşup geldiği Dinar… Gençlerin posta trenlerini karşıladığı; her gün istasyonda bayram havasının yaşandığı, yaşatıldığı Dinar.

Yurdun dört bir köşesinden koşup gelenlerin, yerli halk tarafından hoşgörüyle bağırlara basıldığı, gelenin gitmek istemediği; çiftçi, işçi, zanaatkâr, memur, esnaf, tüccar; bütün halkın alın teri dökerek bol kazandığı; kazandıklarını huzurla yediği ve mutlu olduğu Dinar… Sözün senet, dostluğun samimiyet; hakkın, hukukun, saygı ve sevginin tavan yaptığı, herkesin birbiriyle dost ve kendisiyle barışık olduğu Dinar…

Kısacası; fiziki, ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan cazibe merkezi olan şirin bir kent. Bizim taşra kentimiz, bizim Altın Şehrimiz, Dinar…

Raif ÖZTÜRK