AKÜ NEREDEN, NEREYE?

Afyon Kocatepe Üniversitesi 1992 yılında kuruldu.

Anadolu Üniversitesinden devredilen İ.İ.Bilimler Fakültesi ile Afyon M.Y.Okulu vardı.

Herkes elini taşın altına koydu.

Dönemin Belediye Başkanı Mehmet Sami HANCIOĞLU Üniversitenin 100 yıl sonrasına yetecek bir araziyi AKÜ ‘ye tahsis etti.

3000 Öğrenciden 45.000 öğrenciye ulaşıldı.

1992 -2011dönemindeki Rektörler yetersiz imkanlara rağmen, var gücü ile çalıştılar.

Hocaların kadroları hakkaniyetle, mağdur edilmeden hemen verildi.

Kıdemli hocalarımıza sorduk. Kadro alırken sıkıntı yaşadınız mı diye.

Hayır .Hayır dediler.

Akademik yükselmelerimizden, bilimsel çalışmalarımızdan takdir ve teşekkür görüyorduk dediler.

2011 de FETÖ Devlet Üniversitelerini ele geçirdi.

Kadro almanın yolu FETÖ toplantılarına katılmaktan geçer oldu.

FETÖ nün Vilayet İmamları Devlet Üniversitelerinde ,Rektör olacaklara icazet verir oldu.

Koca koca Profesörler,Doçentler aklını FETÖ ye sattı.

Aklını FETÖ ye satmış,Kripto FETÖ cü Rektörler meydanı ele geçirdi.

Yetmedi FETÖ cülere Asker ve Polislere Y.Lisans belgesi verilir oldu.

AKÜ den bugüne kadar Öğretim Görevlisi,Yrd.Doçent,Yrd.Doçent ve Profesör seviyesinde 120’ ye yakın hoca ihraç oldu.

Daha önce de 60’a yakın hoca başka üniversitelere gitti.

Tıp fakültesinde bazı Anabilim Dallarında bir hoca var.

Hatta bir hoca birkaç Ana Bilim Dalına Vekâlet ediyor.

2011 den itibaren FETÖ cü Üniversiteler, Devlet Üniversitelerine en ince noktalara kadar sızdı.

Örnek mi, Osmangazi Üniversitesi Fatih Üniversitesi ile,İstanbul Y.Yıl Üniversitesi İstanbul Emniyetince anlaşmalar yaptı.

AKÜ’nün de kapatılan İzmir Şifa Üniversitesi ile anlaşması vardı.

Bunlara bilimsel çalışmalar gibi bakılabilir.

Ama amaç öğle değilmiş.

Karşılıklı anlaşma ile Devlet Üniversitelerine gelen FETÖ cü öğrenciler ,o üniversitelerde FETÖ faaliyetleri yaparak,FETÖ ye eleman kazandırırmış.

Üniversitelerden FETÖ üniversitesine giden de dönüşte zaten FETÖ cü olarak dönüyormuş.

Hem de akademik belge alarak. Bir taş ile iki kış misali.

AKÜ FETÖ davaları devam ediyor.

Her dava yeni bir konuyu aydınlatıyor.

15 Temmuz sonrası ihraç edilen ve tutuklanan Teknoloji Fakültesi hocası Prof.Ş.T (ihraç) daha sonra adli kontrollü serbest kalmış idi.

3.5.2017 günü yapılan yargılamasında yeniden tutuklandı.

Prof.Ş.T ;Teknoloji Fakültesi Metalürji Bölüm Başkanı.

Bu görevi darbe sonuna kadar devam etmiş.

FETÖ toplantılarında sohbet hocası imiş.

Bir tanık A.E nin evine gittik sohbet hocalığı yaptı diyor.

Çocukları Osmanbey kolejinde okumuş, birde Devletten teşvik almış.

Çocuğunun TEOG 3.cüsü olduğunu söyledi

Mahkeme heyeti Valiliğe sorulmasına karar verdi.

Bank Asya hesabı varmış. Ticari amaçlı diyor.

Bir ara bir tanığın ifadesine gülen Prof.Ş.T,heyet başkanınındın “anlatılanlar çok mu komik “diye fırça yedi.

Tanık İ.G “ Üniversite araştırma görevlileri arasında yapılan, FETÖ toplantılarına katıldığını, daha sonra katılmadığını, Prof.Ş.T’ nin bunu haber alınca niçin toplantılara katılmadığını sorduğunu ve bunun üzerine Tezinin süresinin uzadığını ,toplantılara katıldığı zaman Ş.T’nin kendisine iyi davrandığını, katılmadığı zaman da kötü davrandığını ” ifade etti.

Ayrıca, İ.G ;” Prof.Ş.T bir yıl Amerika’ya gitti, tezi dondurması gerekirdi. Dondurmadı ve parasını da aldı”. dedi.

En önemli bomba iddia. İ.G ;”kadro almanın yolunun FETÖ toplantılarına katılmaktan geçtiğini” söyledi.

Bir Devlet Üniversitesinin acı gerçeği. İçler acısı bir durum.

Emek vereceksin, çalışacaksın, art arda sınavlara gireceksin. Boş.

Kadro almak için ise FETÖ toplantılarına katılacaksın.

Yetmedi bir de maaşının % 10’nunu himmet olarak vereceksin.

Fetö Tıp Fakültelerini tepeden tırnağa ele geçirmişti demiştik.

2011 de Tıp Fakültesi Dekan Yardımcılığına atanan Doç.Ö.Ö ‘nün bu görevi 17-25 Aralık sonrası 7-8 ay devam etmiş.

İlk ihraç listesi ile ihraç olmuş idi.

Ana Bilim Dalı Başkanlık görevi de darbe sonuna kadar devam etmiş.

Doç.Ö.Ö ; 9yıl,9 ay hüküm giydi. İlk kararnamede ihraç olmuşdu.

Yrd.Doç.A.G ;Tıp Fakültesi Fizyoloji bölümüne bu dönem atanmış.

Sehven ve gözden kaçan atamalardan.

Yrd.Doç.A.G ;9 yıl hüküm giydi.

Bursa’dan telekonferansla ifade veren Sekan bir iddiayı daha ortaya çıkardı.

Mühendislik Fakültesinden Doç.O.Ü’ anda toplanan paraları aldığını ifade etti.

Yavaş yavaş düğüm çözülüyor.

Tepeye doğru gidiyor.

Geçen hafta daha önce tutuklanan, sonra adli kontrollü davası devam eden Doç.V.G’ün davasında bir tanık “iki yılda Doçent olanlar var” dedi.

Doçent olabilmek için,normal süre üç yıl, bu uzayabilir de deniliyor.

Kısa sürede Doktora alan, bu doktorayı alanların sınav Jürileri komple FETÖ den ihraç.

Jüriler ; 1-Prof.T.Y.,2-Prof.E.A.Ç,3-Prof.H.A,4-Prof.M.İ, 5- .,.

Jürinin hepsi FETÖ den ihraç.

Diğer bir sınav Jürisi

1-Prof.T.Y, 2-Prof.M.S.,3-Prof.A.B,(açıkta),4-Prof.D.G,5 .,.

Jürinin dört üyesi FETÖ cü.

FETÖ ile mücadele devam ediyor.

Hızla da devam edecek.

Sayın Bahçeli grup toplantısında ; “Hala hatırlı kimselere dokunulmamıştır. Tatmin edici seviyeye ulaşmamıştır. Sıradan insanlara hukuk işliyor da, varsa devlet yönetimindeki kişilere sıra geldiğinde neden sessizlik, tepkisizlik oluyor.” Dedi.

Bürokraside hala FETÖ cülerin olduğun söyledi.

Sayın Cumhurbaşkanımız FETÖ cüler için ; ” Acırsak, acınacak hale geliriz “ dedi.

Kripto FETÖ cüler hala Devletin arabası ile geziyor.

Devletin Lojmanında bedava oturuyor.

Kurumların başındaki kripto FETÖ cü Vatan hainlerine sıra geliyor.

Bir fıkra

“Behlül bir gün sokakta hiddetlenip, Harunreşid hakkında kötü şeyler söyler. Behlül'ün bu sözlerini duyan adamlardan biri:

"Behlül, Halife bunları duyarsa seni astırır." der. "Yok, astıramaz." Cevap verince bir başkası söze karışır: "O zaman boynunu vurdurur." "Yok, vurdurtamaz." Derken bir başkası daha söze karışır: "O zaman seni dövdürür." "Yok, dövtürmez."

Adamlar hangi cezayı söylese Behlül "Yok" der. En sonunda bir adam;

"O zaman Halife seni taşa tutar." der.

Behlül adamın bu fikrine katılır:

"Evet, bak işte o dediğin olabilir!"

Adamlar merak eder. Aralarından biri sorar:

"Pekiyi, niye seni taşa tutabilir?"

Behlül sebebini açıklar:

"Ne ekersen onu biçersin" diye atalarımız boşuna söylememiş. Ben çocukken bir köpeği taşa tutmuştum. Bu yüzden de beni taşa tutabilirler."