Ak Partili bir vatandaşın analizi (2)

İkinci bölüm:

Ak Parti’ye gönül vermiş , emek vermiş bir vatandaşın Sayın Cumhurbaşkanımıza Recep Tayyip Erdoğan’a ulaştırmaya çalıştığı mektubun ikinci bölümünü aynen yayınlıyoruz..
“Ankara daki ağabeyler çoktan kararı vermiştir de, teşkilat bünyesindekilere de mavi boncuk dağıtmak gerekmektedir.
Bu süreçte temayül adı altında teşkilatlar ziyaret edilir.
Ziyarete Gelen böyük ağabeyler herkesi Yönetim, gençlik Kadın kolları ve Mahalle temsilcileri şeklinde gurup gurup toplantı odasına alır..
Aynen şu İfadeler ile başlarlar:
‘’Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz ki taban olmandan tavan olmaz, sizler bu teşkilatın temel direkleri hatta temelin ta kendisisiniz, bizler oralardaysak sizlerin sayesinde oralardayız, asıl mücadeleyi veren sizlersiniz, yani, sizler tarlayı eker, sular çapalar gübresini atar, ekini yetiştirir harmanı yaparsınız. Biz ise sizin adınıza o ekini işleriz. Yani yükü siz çekiyor cefasını siz çekiyorsunuz işte bu nedenledir ki, bizler sizin adınıza karar vermeyiz, sizin kararlarınızı düşüncelerinizi alır ona göre hareket ederiz.‘’
İşte böyle başlarlar, sonra?
‘’Biliyorsunuz önümüzde kongremiz var, yeni ilçe başkanımız ve yönetimlerimizi belirleyeceğiz. Tabiki bu kararı sizler vereceksiniz, biz Ankara’dan bakarak burada kim bu görevi daha iyi yapar kim bu konuda liyakat sahibi, kimin halkta karşılığı var, kim bu teşkilatı birlik ve beraberlik içinde yönetebilir onun kararını veremeyiz. Sizden ilçe başkanı olarak görmek istediğiniz kişilerin isimlerini önünüze dağıttığımız kâğıtlara üç isim yazarak şuradaki kutuya atmanızı istiyoruz.‘’
İşte aynen böyle devam eder.
Sonra mı?
Herkes önündeki kâğıdı alır düşüncelerini yazar o kutuya atar çıkar dışarıda beklemeye başlar.
Sonuç mu?
Kapalı oylama ama kapalı sayım.
Yok, yahu CHP dönemleri daha kötüydü, orada açık oy kapalı sayım vardı, burada ise bir nebze daha iyi. Sayım orada herkesin içinde yapılması gerekir değil mi?
Ama öyle olmaz. Sandığı alır giderler
Bazıları sandık Ankara’ya gitti der bazıları ise Sandıktan şu isim çıktı, bizde sizin düşünceleriniz doğrultusun da şu arkadaşı ilçe teşkilatını kurması için görevlendirdik, derler!
Böyle olmamalı, o teşkilatlara ömrünü vermiş işinden gücünden ödün vererek kapı kapı dolaşan bu insanları bence kimse enayi yerine koymamalı, hiç kimsenin kafasında şüphe uyandıracak bir yaklaşım olmamalı daha ileri gidiyorum, yönetimlerdeki kişiler etki altında kalabileceğini de hesap ederek bu kararı üyelerin oylarını da alarak değerlendirme yapılmalı.
Bir başka konu ise İlçe başkanlarının üniversite mezunu olma şartı, İl başkanlarını anlarım fakat ilçe başkanları o ilçenin nüfusun dan tutunda eğitim ve kültür seviyesini dikkate alarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum..
Çünkü Ak Parti nin seçmen profili bellidir, Şahsi kanaatimdir, Üniversite mezunu olan kişiler halktan uzaktır öyle olmasa bile Halk kendisine uzak görmektedir.
Ak Parti de ilçe başkanı olacak kişi, sokakta kahvede halka yakın, güler yüzünü eksik etmeyen yolda Ayşe teyzeyi Osman amcayı gördü mü elini öpecek köyde tarlaya girecek insanlara sarılacak hal hatır soracak sabırla dertlerini dinleyecek bunu da
makam odasında değil bizzat halkın içine girerek yapacak kısaca halk gibi halktan birisi olacak.
Dün bu böyleydi..
Bizler İktidar a gelirken kahvelerden sokaklardan köylerden aldığımız destek ile gelmişken, bu gün ise caddelerden kafelerden çıkmaz olduk..
Kafelerden, caddelerden bir oy kazanamazken, sokaklarda kahvelerde köylerimizde ki yüzlerce oyu kaybetmeye başladık.
Kendimiz özümüzden uzaklaştığımız gibi, özümüz de bizden uzaklaştı.
Daha net olayım, bunu kimse söylemez ama..
Sen gücün yokken sana güç verenleri bırakıp, Seninle beraber mücadele eden insanları unutup, birde seninle mücadele ettikleri Karşı gurubun yanından o kafelerden selfileri paylaştıkça, senle koşan çalışan o insanlar kusura bakmayın ama en hafif tabir ile size hakaretler etti.
Kabul etseniz de, etmeseniz de gerçek bu!
-Hala Devam ediyorsanız Bir kahve daha söyleyin, çünkü daha çok var..
Şimdi Ak Parti yeni il ve ilçe kongrelerine başlıyor.
Eğer ki, bu seferde, Ankara’daki vekiller, halk ta karşılığı olan değil de, kendilerinde karşılığı olan adayları başa getirmeye çalışır ise, Bilin ki Artık Ak Parti için köprüden önce ki son çıkıştayız.
Bırakın, Ak Parti’yi bu günlere getirenler, yani teşkilatın özbe öz evlatları, halkta karşılığı olan teşkilatı tekrar ilk günlerine taşıyacak, dağılmış lığı bölünmüşlüğü bitirerek toparlayacak, siyaseti gerçekten vatan millet devlet ve ümmet adına yapacak kişileri kendileri belirlesinler..
Yukarısı sadece adaylarda ki olması gereken kriterleri belirlemeli, fakat nasıl ki vekilleri, Cumhurbaşkanını seçen bu teşkilat üyeleri, kendi ilçelerinde kendi bünyelerinde ki en doğru kişiyi yine kendileri belirlesin...
Eğer bu bir hata ise, unutmayın ki en başta hata ile başlamışız.
Ama öyle düşünürsek hata dediklerimizin sayesinde bu günlere geldik.
Asıl ne anlatmak istiyorum biliyor musunuz?
Ak Parti teşkilatları, kendi seçmen profilleri ne göre kurulsun,
Ak Parti İyi niyetle sol seçmene şirin göründükçe kendi seçmen tabakasını kaybediyor..
Bunu nasıl göremiyorlar anlamakta zorluk çekiyorum..
Daha öncede defalarca paylaşmışımdır..
Ebu Müslim Horosani’nin çok güzel bir sözü var: “Onlar, şerrinden emin oldukları için, dostlarını kendilerinden uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de; düşmanlarını yakın tuttular.”
“Yakın tuttukları düşmanları dost olmadı. Ama uzak tuttukları dostları düşman oldu.
-Herkes düşman safında toplanınca yıkılmaları mukadder oldu.
Demem o ki,
Ak Parti sol güruh un önüne dünya yı serse, keşke diğer tarafa serseydin, derler.
Yollarını kaldırımlarını som altından yapsa, “taştan olsun bizim olsun “ derler..
Onların gönüllerini yapacağım derken kendi seçmenimizi kırdığınızın farkında değil misiniz?
Bizim, onların asla bize gelmeyecek oylarına ihtiyacımız yok, kendi seçmenimizi kaybetmeyelim yeter bunu göremiyor musunuz?
**

Yorum sizin..

**

Üç aylarımız tüm İslam alemine mübarek olsun..

Hayırlı günler..