Kanser Haftası

Kovid-19 salgını ile sağlığın ne kadar önemli olduğunu, sağlığı kaybetme tehlikesi karşısında, günlük hayattan nasıl tavizler verilebileceğini hepimiz yakinen tecrübe ediyoruz. Şu anki durum, hepimizin gözü önünde seyrediyor ve günlerimiz her an bunun bilgisi ile geçiyor.

Bir de gizli seyreden, hayatımızın bir anında aniden ortaya çıkan sinsi bir hastalık var: Kanser.


 

Fark edilmesi bazen geç olan, tedavisi sıkıntılı geçen kanser hastalığı, fiziksel rahatsızlıklarının yanında toplumsal, maddi ve manevi yönleri de olan sabrı ve mücadele edilmesi çok zor bir hastalıktır ve insanlığa yükü günden güne artmaktadır.


 

Kanser hastalığı, korkutucu gözükse de günümüzde kanserden korunmayı sağlayan hayat tarzını benimsemiş olmak ve devletimizin sunduğu kanseri erken teşhis etme imkanları bu hastalıkta mücadelede büyük bir avantajdır.


 

Hareketli yaşam tarzının yanında kanserden korunmanın bir diğer önemli ayağı olan beslenmeyle ilgili dikkat edilmesi gereken hususları kısaca şu şekilde halkımızın istifadesine sunabiliriz:


 

-Protein ve Kanser: Yüksek miktarda hayvansal protein alımı kanser ile ilişkilendirilmektedir. Yapılan çalışmalarda doymuş yağ tüketimi ile meme, prostat, rahim, kolorektal, pankreas ve böbrek kanserleri kanser arasında ilişki olduğu bulunmuştur. Yağ içeriği yüksek et ve işlenmiş et tüketimi yerine alternatif protein kaynakları olan balık, tavuk sağlıklı pişirme yöntemleri ile tüketilmelidir. Nitrat, nitrit gibi katkı maddeleri içeren ürünlerden ( sucuk, sosis, salam vb.) uzak durulmalıdır.

-Yağ ve kanser: Yağın her çeşidinin (sıvı veya katı, hayvansal veya bitkisel) fazla tüketilmesi özellikle prostat, meme, testis, rahim, yumurtalık ve kolorektal kanserlerinin oluşum riskini arttırmaktadır. Doymuş yağların tüketimi azaltılarak doymamış yağ tüketimi arttırılmalıdır. Bitkisel sıvı yağlar tercih edilmelidir. Yağ çeşidi ve tüketimi belirli bir denge içerisinde olmalıdır.

-Karbonhidrat ve kanser: Karbonhidrat başlıca çay şekeri, pekmez, bal, ekmek, sebze, meyve, kurubaklagil de bulunmaktadır. Sebze, meyve, kepeği ayrılmamış tahıl ve kurubaklagillerde bir karbonhidrat türü olan posa (lif) bulunmaktadır. Posanın fazla alınması kabızlığı önleyerek barsakların düzenli olarak çalışmasını sağlamakta ve kolon-rektum kanserleri oluşumunu engelleyebilmektedir.

-Vitaminler ve kanser: Vitaminlerin genellikle kanser oluşumunu önledikleri belirtilmektedir. Vitaminlerin günlük önerilen miktarlardan az alınmasının kanser riskini arttırdığı bildirilmiştir.

-Mineraller ve kanser: Bazı mineraller kanserin oluşmasını önlemeye yardımcı olurken bazıları da kansere neden olur. Bazı minerallerde alım miktarına göre her iki şekilde de etki göstermektedir. Kanser oluşumuna neden olan başlıca mineraller nikel, kadminyum, kurşun, asbest (amyant) ve arseniktir. Kanserden koruyucu minerallerin başlıcaları selenyum, iyot, çinko, molibden, kalsiyum ve demirdir.

-Şişmanlık ve kanser: Genellikle şişmanlık kalori değeri yüksek besinlerin sürekli, aşırı tüketiminden ve fiziksel aktivitenin azlığından kaynaklanmaktadır. Şişman bireylerde kanser normal kilolulara göre daha yüksek oranda görülmektedir. Bütün bunlardan ötürü hareketli bir yaşam tarzı alışkanlık haline getirilmelidir. Haftada 3-4 kez yapılan, 30-60 dakikalık orta şiddette fiziksel aktivitenin sağlığımız üzerinde olumlu etkileri vardır. Yapılan çalışmalarda fiziksel aktivitenin kanser riskini de azalttığı gösterilmiştir.

-Alkol, sigara ve kanser: Bağımlılık yapan bu iki maddenin ayrı ayrı kullanımlarının yanı sıra birlikte kullanıldıklarında da kanser riskini daha da arttırdığı bilinmektedir.

-Besinler pişirme yöntemleri ve kanser: Pişirme yöntemlerinden biri olan mangalda pişirme yöntemi sağlık açısından güvenilir bir yöntem değildir. Mangal kömürüne yakın olarak pişirilen besinlerde sağlık açısından zararlı maddeler oluşmakta ve kanser riskini arttırmaktadır. Yine aynı şekilde kızartma, kavurma, közleme, tütsüleme gibi hatalı pişirme yöntemlerinin yerine haşlama, fırında pişirme gibi sağlıklı yöntemler tercih edilmelidir.

Son olarak da kanser tedavilerine değinebiliriz. Yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemleri cerrahi, radyoterapi ve kemoterapidir. Bunların yanında daha az sıklıkla hormon tedavileri, biyolojik tedavi yöntemleri ve hedefe yönelik tedaviler kullanılmaktadır. Bu tedaviler tek başına veya birlikte uygulanabilir.

Vatandaşlarımız, hastanelerimizde bulunan KETEM (Kanser Erken Teşhis Tedavi ve Eğitim Merkezi)’e gelerek kontrollerini yaptırırlarsa erken teşhis ve tedaviden de en yüksek şekilde istifade etmiş olacaklardır. Bu konuda vatandaşlarımızın dikkatini ve gayretini özellikle rica ediyoruz. Çünkü erken tanı demek kanserin önemli ölçüde tedavi edilmesi demektir.

1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle halkımızın kanserden korunmak için sağlıklı beslenmesini, fiziksel aktivitelerini ihmal etmemelerini bir kez daha hatırlatıyor; tedavi gören kanser hastalarımıza da acil şifalar diliyoruz.

Uzm. Dr. Serhat Korkmaz

İl Sağlık Müdürü

Editör: Haber Merkezi