Güzel Dinarım!

Dinar Egenin incisi, Akdeniz’in tarih ve kültür beldesi, Dinar ne kışın soğuk nede yazın sıcak, iklim olarak her mevsim yaşanacak bir ilçedir Dinar…

Dinarda bir Dinarlı gibi yaşamak ayrıcalıktır…

İlçemiz Dinar Anadolu’nun batıya bakan bir penceresidir…

İlçemiz Dinar göller bölgesi içerisinde bir yerleşim alanıdır…

Kuzeyini Sandıklı ovası, kuzey doğusunda Şuhut ovası, güney doğusunda Isparta ovası, güney batısında Saz ovası, 1943 yılına kadar Çardak Dinara bağlıydı bu nedenle saz ovası Çardağı da içine alan bölgenin en büyük saz ovasıydı…

Dinar sırtını kuzeyinde bulunan Samsun dağına dayamış, batısında Karadağ, Güneyinde ise Söğüt Dağı bu üçgen dağ arasında düz bir ovaya sahip olan Dinar’ın bu güzelliğine 1.Ekim.1995 tarihinde nazar değdi, 94 vatandaşımızı depreme şehit verdik…

Dinarın jeolojik yapısı bakımından birçok yerinden çıkan su kaynakları vardır, bunların başında Suçıkan ve İncirliden çıkan iki kardeş su Dinarın Danaoğlu bağında birleşerek Büyük Menderes nehrinin çıkış noktasını oluşturmaktadır…

Dinar’ın içme Suyu kaynaktan çıktığı için hiçbir işlem görmeden içilebilen yazın buz gibi bir suya sahiptir…

Sabah güneşi Samsun dağından doğarken Dinara ayrı bir güzellik verir, batarken de Karadağ’ın üzerinden süzülerek kaybolup gider…

Dinar antik çağda Efes’ten sonra en büyük şehirdir…

Tarih boyunca çok değişik isimlerle anılmıştır bunlar sırasıyla GALENİA, APAMİYA, CİBİTOS, GEYİKLER ve son olarakta DİNAR ismiyle hala varlığını sürdüren bir ilçedir…

Dinar insanları sevecen, misafir perver küçüklere sevgi büyüklere saygı duyan, bir birleri ilen aile bağı olan bir toplulukları vardır bu nedenle sorulduğunda göğsünü gere gere ben Dinarlıyım diyebilen bir topluma sahiptir Dinar…

Dinar 14 YY da Arap gezgin İbni Batu Anadolu’yu adım adım gezerken o tarihte (Dinar)’ın ismini DİNGLER diye bir yerleşimden bahseder…

Evliya Çelebi seyahatnamesinde DİKLER kasabasının 600 civarında toprak evden bahsederken, DİKLER’ in suyu ve havasından bahseder…

Aradan yıllar geçer Leake isimli bir İngiliz gezgin Dinar’a gelir kitabında Dinarı şöyle anlatır…

Tren istasyonuna giderken şimdiki Gar parkının karşısında bir batık saraydan bahseder ayrıca Su çıkandan Dikiciye bir dehlizden (tünelden) bahseder Krallar bu dehlizden geçerek “ o tarihte Dikici düz bir alandır” Krallar burada at yarışı yaparlar…

17 YY da bu defa İngiliz araştırmacı gazeteci Rahip Norelli Dinar’a gelir, kitabında Dinar’ı şöyle tarif ediyor; Dinar’ın 100 hanesinin olduğunu tek bir camisinin olduğunu kitabında yazar bu cami Ulu Camidir…

Dinar 17-18 YY yıllarında bir hububat ambarıdır bu nedenle Konyadan sonra 190 bin ton hububat ürettiği için Cumhuriyetimizin kurulduğu 29.Ekim.1923 tarihinden 102 gün sonra 10.Şubat.1924 tarihinde bölgenin ilk Ticaret ve Sanayi odası Dinarda kurulmuştur…

Dinardaki hububat zenginliği nedeniyle, Dinar bir ticaret merkezi haline gelir bu nedenle, Dinarda Ticarette bir canlılık olmuştur…

Dinar çok sayıda yabancı tüccarların dikkatini çeker, bu nedenle başta Malatyalı hırdavatçılar olmak üzere,

Isparta dan ayakkabıcılar,

Şarkikaraağaç’tan şeker ve lokum imalatçıları,

Afyondan kasaplar,

Sandıklıdan ve Burdur dan bakırcılar,

Uşak Karahallı’dan manifaturacılar,

Alanya dan Tuhafiye ve manifaturacılar,

Uluborlu, Senirkent ve Eğirdir’den gelen ayakkabı tüccarlarla Dinar’ın nüfusu bir anda yükselir…

Bu gün baktığımızda Dinar’ın her tarafı marketler zinciri ile dolarken küçük esnaf diye bir esnaf kalmadı…

Hububatın bol olması nedeniyle, Dedeoğlu, Gürcanlar ve Kardeşler un fabrikaları kurulur, Egenin Un ihtiyacını Dinar karşılar böylece Dinar’a sıcak paranın girişini sağlarlar…

Dinar büyümüş ve gelişmiştir, Her il ve ilçenin elektrik sıkıntısının olduğu gibi Dinar’ında elektrik sıkıntısı vardır bu nedenle belediye başkanı Bayram Ali Veziroğlu Dinar’a Hidro Elektrik santralini kurar böylece Dinarda elektrik sıkıntısı giderilir…

Keçiborlu’da bulunan Kükürt fabrikası elektriksizlikten çalışamaz hale gelir, Bayram Ali Veziroğlu Keçiborlu ya elektrik vererek Kükürt fabrikasının çalışmasını sağlar…

Dinar kendi yağıyla kavrulup giderken 1.Ekim.1995 tarihinde Dinarda meydana gelen deprem Afetinde Dinar’ın yerleşim alanı olarak konutların % 60 yerle bir olurken 94 vatandaşımızı da depreme kurban verdik…

Devletimiz Dünya iskan fonundan almış olduğu 10,5 Trilyon lira ile 1988 konut 333 dükkan yaptı…

Dinar yeni yeni toparlanmaya başlamışken bu defa Dünyayı kasıp kavuran 2020 Martından bu yana Korona 19 bulaşıcı virüsle mücadele etmeye başladı…

Başta esnaflarımız olmak üzere herkesi etkileyen korona virüs nedeniyle emeklisi, dulu, yetimi, işçisini, öğrencisini kısaca tüm halkımız zor günlerini yaşıyor…

Bu beladan kurtulmanın tek çaresi kurallara uymaktır, birilerinin telkinine ihtiyaç duymadan herkes kendisini sorumlu tutması gerekiyor…

Allah tuttuğunuz oruçları ve dualarımızı kabul etsin…