“ÜYELERİMİZ EN YÜKSEK SONUCU KİMLERLE ALABİLİRİZ BUNA BAKACAKLARDIR”

İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili aday adayı Dr. Mustafa Enis Arabacı, Afyon Postası canlı yayınında önemli mesajlar vererek, ön seçimin kendisi için sürpriz olduğunu söyledi ve şöyle dedi: “Tabii üyelerimiz şuna bakarlar diye düşünüyorum. Bu partinin ve ittifakın aslında bir sonuç alması gereken bir seçime gittiğini, Afyonkarahisar'da nasıl en yüksek sonuç alabiliriz, kimlerle bu sonucu alabiliriz buna bakacaklarını düşünüyorum. Bu anlamda da rahatım"

SİYASETET GİRMEM İLE İLGİLİ GÜZEL GERİ DÖNÜŞLER ALIYORUM

Siyasete girdim ve yavaş yavaş adapte olmaya çalışırken bizim temayül ortaya çıkınca birden hızlandık. Bütün ilçeleri dolaştım, birçok beldeye gittim. Tabii ki il merkezinde de bayağı temaslarım oldu. Birçok insanla görüşme fırsatım oldu. Tabii ki ilk tur olduğu için daha çok teşkilat ağırlıklı, yönetim kurulları ağırlıklı, ara ara da esnaf ve kahvehane ziyaretleri, üye görüşmeleri yaptık. Heyecanlı yorucu bir dönem geçirdik. Güzel geri dönüşler alıyorum. Yani siyasete girmem ile ilgili, yeni bir ses getirdiğime dair, sizin gibi yeni yüzler siyasette olmalı tarzı şeyler. Hem de toplumun her kesiminden, her partisinden güzel mesajlar aldım. Bu da tabii ki insanın motivasyonunu arttıran bir şey. Hatta sorumluluğunu da arttıran bir şey.

ÖN SEÇİM BEKLİYOR MUYDU?

Benim bilgim dahilinde değildi. Beklemiyordum sürpriz oldu. Ama sonuçta siyasetteyseniz bu tür sürprizlere hazırlıklı olacaksınız bilmeseniz dahi. Ben de hemen hızlı bir şekilde çalışmalarla kendimi anlatmaya başladım, ben de gereğini yaptım.

ÖN SEÇİMDEN NASIL BİR SONUÇ BEKLİYOR?

Kendi açımdan güzel bir sonuç bekliyorum. Hatta Afyonkarahisar için de güzel olacağını düşünüyorum. Hakikaten İYİ Parti üyelerinin ilgisini aldığımı düşünüyorum. Onların bana güvendiklerini düşünüyorum. Özde bu var ama şimdi tabii ki şunu da söylemek lazım, sonuçta bu bizim parti. Bizde milletvekili adaylık sıralaması birkaç aşamadan geçiyor. Önce temayül yoklaması, ardından genel merkez görüşmeleri, ardından genel başkanımızın kararıyla belli oluyor.

TEMAYÜL ÇOK ÖNEMLİ

Ama temayül çok önemli bu anlamda benim açımdan bir dezavantajı var. Sonradan gelmiş olmanın, çok hızlı bir şekilde kendinizi anlatmak gibi bir durum var ama bunu aşmaya çalıştım. Aştığımı da düşünüyorum.

ÜYELERİMİZ EN YÜKSEK SONUCU KİMLERLE ALABİLİRİZ BUNA BAKACAKLARDIR

Tabii üyelerimiz de şuna bakarlar diye düşünüyorum. Bu partinin ve ittifakın aslında bir sonuç alması gereken bir seçime gittiğini, Afyonkarahisar'da nasıl en yüksek sonuç alabiliriz, kimlerle bu sonucu alabiliriz buna bakacaklarını düşünüyorum. Bu anlamda da rahatım bu konuda bana güvenildiğini çok hissediyorum.

İKTİDAR ÇOK YIPRANMIŞ VAZİYETTE

Şuan da bakarsanız iktidar çok yıpranmış vaziyette. Hakikaten yararlı olamıyor artık ve bir yenilemek gerekiyor. Sen artık kenara çekil, biz yönetelim dememiz gerekiyor. Ben de bu konuda da İYİ Parti Üyelerinin zaten gereğini yapacaklarını düşünüyorum.

KENDİSİNİ LİSTENİN NERESİNDE GÖRÜYOR?

Herkes tabii ki en iyi yerinde görmek ister. Ben de öyle düşünüyorum.

ADAYLAR ARASI REKABET NASIL?

Sonuçta aday adaylığı da bir aşama. İnsanın böyle bir şeye adaylığını koyması da bence bir aşama. Sonuçta birbirinden kıymetli birçok arkadaşımız bu konuda bir yarışın içerisine girdiler. Sadece biz değil, herkes çalışıyor. Hatta bizim ilçe teşkilatlarımız çok yorulmuş vaziyetteler. Belki de mutlu bir yorgunluk ama sürekli ziyaretler alıyorlar, sürekli görüş alışverişleri.

ŞU AN DA AFYON’UN EN DİNAMİK PARTİSİ BİZİZ

Parti çok dinamik oldu. Şu an da Afyonkarahisar'da en dinamik partisi biziz. Çok hızlı bir hareketlilik var. Tabii Ramazan olmasının da zorlaştırıcı taraflarının da olmasına rağmen iftardan sonra da devam eden bir hareketlilik var. Böyle heyecanlı bir dönem yaşanıyor.

HAYATIMDA BÜTÜN KONUŞMA METİNLERİMİ KENDİM YAZDIM

Bu kadar yoğunluk arasında bir de konuşma metinleri yazmanın zorlukları var ama ben hayatımda bütün konuşmalarımı kendim yazdım. Bu konuda biraz titizim çünkü kendi ifadelerimle kendimi ifade etmek istiyorum. Bazen sizi yansıtmayan ifadeler de olabiliyor. Hatta bazen konuştuğunuz haberlere bakıyorsunuz biraz değişik olarak ifade edilmişsiniz oluyor. O bile insanı rahatsız ediyor ama alışmamız lazım.

DEVLETİ YÖNETENLERDE DAHİL OLMAK ÜZERE BÜTÜN KURUMLARIYLA DEVLETİN YANINDA OLMAMIZ LAZIM

Bizim 3 bin yıllık bir devlet geleneğimiz var. Ben devletin, devleti yönetenler de dahil olmak üzere bütün kurumları ile her zaman yanında olmamız gerektiğini düşünüyorum. Devlet Baba denir. Dolayısıyla devlet bütün bir milleti temsil eden ve yöneten aygıttır. Bizim geçmişimizden bu yana Türklerin devletleri hep bir iyi organize olmuştur. Öyle sıradan devletler olmamıştır. Bu birçok açıdan böyledir. Bir savaşa girdiğinizde de, ekonomik kriz yaşadığınızda öyledir. Devlet o zaman ne yapar kendi fertlerine sahip çıkar.

 FELAKETLER YAŞANDIĞINDA DEVLET REFLEKSİNİ SAĞLIK ALANINDA GÖREMEDİM

Bu aslında felaketlerde de öyledir. Felaketi önlemek, asıl önemli olan bu. Ağır deprem felaketini önlememiz için aslında bizim imar yerlerini ona göre yapmalıydık. İnşaatları ona göre kontrol etmeliydik. Ranta birçok şeyi kurban etmemeliydik. Madem felaket oldu çok hızlı bir şekilde refleks göstermeliydik. Bence devlet refleksimizi sağlık alanında da dahi çok güvenirdim. Sağlık teşkilatının organizasyonuna ve refleksine ama ben onu iki, üç gün göremedim. 3’üncü günden sonra ortaya çıkan düzenlemeler oldu. Bu konulara çok da eleştirmenin doğru olmadığını düşünüyorum ama ilk gün, ilk saatlerden itibaren olması gereken birçok şey gecikerek oldu. Bir diğeri ise çok ayrımlar oldu yani bir insanı kurtarmak önemliyse kimin kurtardığını ne anlamı var. Ya da bir yardım götürmek varsa kimin yardım ettiğinin ne anlamı var. Orada insanlar kimin yardım ettiği ile ilgilenmiyor bu tarz duruma millet olarak düşmemeliydik. Biz biriz tekiz sözüm bunlarla ilgili benim.

İKTİDARIN SİYASET DİLİ ÇOK KESKİN

Sinir uçlarından kastım şudur, her ülkenin kendi alt grupları var. Türkiye'de de din ve mezhep, etnik köken üzerinden ya da ekonomik durumlar üzerinden birçok konuda herkes her zaman neredeyse biz futbol takımları üzerinden bile çok bölünüyoruz ama tabii o ayrı bir konu. Çok fazla siyaset dili, özellikle iktidarın siyaset dili çok keskin ve çok bölen bir dil ayrıştıran bir dil.

BU MİLLETİN BİRLİKTELİĞE İHTİYACI VAR

Bizim ona ihtiyacımız yok. Bu milletin birlikteliğe ihtiyacı var. Hatta bu mutsuzluğu arttıran da bir şey. Ben orada sinir uçlarımızla oynanıyor derken bunu söylüyorum. Bu ülkedeki birlikte binlerce yıldır yaşayan farklı insan yapılarının çok fazla tanımlamalarla birbirinden uzaklaştırılma riski taşıyan yaklaşımlardan uzak durmamız lazım. Bütünleştirici olmamız lazım. Söylemek istediğim bu bilmem anlatabildim mi.

“KORKUNUN BU KADAR YAYGIN OLDUĞUNU BİLMİYORDUM” DERKEN NEYİ KASTEDİYOR?

Sahaya gittiğiniz zaman şunu görüyorsunuz, özellikle nüfus küçüldükçe insanlar çocuğum işe girsin, girmesine engel olacak bir şey olmasın, telefonların dinlendiğini sanmıyorum ama telefonum mu dinleniyor, daha sonra bir yardım mı alamam, destekten yararlandırılamayabilir miyim. Buna benzer şeylerle çok fazla kaygı ve korku içerisindeler. Bunu bir hastalık olarak görmüyorum. Gerçekten bir şeyler var çünkü. Bunun bir de örneklendirilmiş şeyleri de var ama korku beyinden silinmediği sürece kalır. bu tam bir hastalık değil ama toplumsal bir olgu. Şu an da 1 kişilik, 10 kişilik bir şey olsa hastalık dersin. Yaygın bir şey olduğunda artık buna hastalık diyemezsin ve ben onu söylüyorum. İnsanların rahat olamamasının bir sebebi de bu.

SİYASET İNSANLARI KORKUTARAK DEĞİL GÜVENDİREREK, SEVEREK YAPILMASI GEREKİR

Böyle bir durumda o korkuyla birlikte yaşamak insanın stresini de, arttırır gelecek kaygısını da arttırır. Dolayısıyla siyaset insanları korkutarak değil güvendirerek ve severek yapılması gereken bir şey. Bu konuda bunu bir politik yol olarak yapılma ihtimalini düşünmek bile istemiyorum.

“DEMİRDEN KORKAN TRENE BİNMEZ” SÖZÜYLE NE ANLATMAK İSTEDİ?

Bu cümleyi kendimle ilgili kullanmamıştım. Kendimle ilgili öyle bir şey hissetmiyorum açıkçası ama bugünkü il başkanlığındaki kurşunlanma olayında çok önemli hakikaten. İnsanları sindirmek için yapılıyorsa yanlış. Ben burada şunu vurgulamak istemiştim. Aslında ben partiye yeni girdim. 5 yıldan beri insanlar mücadele veriyorlar ve bir de İYİ Partililer için “cesurlar hareketi” diye bir tanımlama var. Ben de dedim ki hakikaten neden cesurlar hareketi denildiğini şimdi daha iyi anlıyorum dedim. Bu korku toplumu olmayla ilgili bir kısım varken birilerinin bu işin peşinde olmasını, bir cesurlar hareketi unsuru olduğunu düşündüğüm için söyledim.

DİN ÜZERİNDEN POLİTİKA YAPILMASININ DİNE VE İNSANA FAYDASI YOK

O gün şöyle söylediğimi hatırlıyorum. Elhamdülillah hepimiz Müslümanız. İmam var, hoca var, din alimi var, müezzin var, şeyh ve mürit yok. Ehamdülillah hepimiz İslamiyetin içerisindeyiz ama din istismarı yok. Hakikaten din üzerinden de politika yapılmaması lazım. Din üzerinden politika yapılmasının insanımıza da dinimize de bir faydası yok. Hatta bunun bir polemik konusu haline getirmek de aslında dinimize yapılacak bir saygısızlıktır diye düşünüyorum.

ŞİİRLE GENÇLİĞİMDEN BERİDİR HEP İLGİLİYİMDİR

Necip Fazıl'ın bir şiirinden bir parça olan; “Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak. Haykırsam kollarıma makas gibi açarak” şeklinde devam eden şiir ben orada ilk kısmını kullandım şiirle gençliğimden beridir hep ilgiliyimdir. Ezberimde çok şiir de vardır. Bir dönem yazmışlığın da vardır ama piyasada değil günü geldiğinde daha rahat bir ortamda bunları da konuşabiliriz.

“BU HASTALIKLARI NASIL İYİLEŞTİRECEĞİMİZİ BİLEN KADROLARA VE DEVLET CİDDİYETİNE SAHİBİZ”

Bu cümlede sizin de emeğiniz var. Önceki makalenizde bir doktor edasıyla toplumu iyileştirmeyi düşünüyor gibi bir şeyler söylediniz. Ben de oradan biraz da esinlendim aslında yönetimsel olarak da tedaviyi bir hastalık tedavisi gibi betimleyerek o cümleyi kurmuştum.

“IŞIK BÜYÜK KAPI DAR IŞIĞI ÇALAMAZLAR”

“Işık büyük kapı dar ışığı çalamazlar” hakikaten çok yorumlanabilecek ilginç bir yanı var. Bu Şükufe Nihal'in bir şiiri. Bunun bir parçasını aldım. Orada bahsettiğim Işık artık her aradığın şey, düzelmesi gereken her şey anlamında ve şu anda birçok şey dibe vurduysa, ekonomi dip yapmış vaziyette, sosyal hayat hakikaten insanlar ekonomiye bağlı olarak bu yaşanan sorunlara bağlı olarak zordalar. Bir şekilde bir ışık var. O bir yere gitmez merak etmeyin anlamında bir anlamı da var bir yandan. Bilmiyorum şimdi konuşma şiir tahliline doğru dönüyor. Bakarsanız bunlardan bahsedince yüzüm gülmeye başladı. Demek ki biraz da hoşumuza da gidiyor bunlarla ilgili konuşmak. Aslında bizim bir ışığımız var bir yandan bu engellenemez anlamına geliyor

İFTAR YEMEĞİ AKŞAMINDA GERİ DÖNÜŞLER NASIL OLDU?

Biz o gün partinin il yönetimini, merkez ilçe yönetimini ve ilçe yönetimlerini, ilçe başkanları ve yönetim kurullarını, kadın kollarını, gençlik kollarını, mahalle temsilcilerinin davet etmiştik. Ayrıca geçmişte yöneticilik yapanlar belediye meclisi, il genel meclisinde görevli olanlar ve ayrıca bizim için sembolik değeri olan ve kendi değerleri de çok önemli olan 3 tane de derneğimizi davet etmiştik. Şehit ve Gazi Aileleri Derneği ve Atatürkçü Düşünce Derneği ve İşsizler Derneği idi. Bu 3 dernek Türkiye'nin şu günlerinde bence en köşebaşı ve anlamlı dernekler. Onları davet etmiştik. Güzel birliktelik oldu. Aday adaylarımızın neredeyse hemen hepsi, 20 adayın 15-16 tanesi onlar da katıldılar. Hem İYİ Parti olarak bir birlik ve beraberlik mesajı verildi hem de güzel bir toplantı iftar yemeği oldu. Ben de orada görüşlerimi daha geniş bir kitleye direkt iletme şansına sahip olduk

MİLLETVEKİLİ OLDUĞUNDA NASIL BİR PROFİL ÇİZECEK?

Allah nasip ederse ben kendime bu konuda çok güveniyorum. Ne yapabilirim hakikaten, o tarz ortamlarda ciddi bir varlık gösterebileceği mi, kendimi hissettirebileceğimi düşünüyorum.

HEKİMLİK VE İŞ ADAMLIĞI DENEYİMİM VAR

Ciddi bir hekimlik ve ardından iş adamlığı deneyimim var. Büyük bir organizasyonu yönetiyorum. Bu tarz yerlerde network oluşturmak, iletişim ağını kurmak doğru ve hızlı analizler yapmak, neyi ne zaman ve ne şekilde isteyeceğini ya da ne şekilde organize edeceğini bilmek. Çünkü birçok seçenek olacak sana bir seçenek getirirler verirler, o seçenekten gidersen belki de yanlış bir şey ama ona takılır kalırsın.

RÜZGARDA SAVRULMAYACAĞIM

 Hangi seçeneğin, hangi yatırımın hangi çözümü Afyonkarahisar için en doğrusu olacağına karar vereceksin. Karar verdiğin şeyi de tam olarak sıkı sıkıya tutacaksın sonuç alacaksın. Ben o noktalarda hakikaten rüzgarda savrulmayacağımı, kolay çelinmeyeceğimi, faydalı olurum diye düşünüyorum. Hakikaten bazı ortamlar insanları içine alır ve hapseder. Kendin olamamaya başlarsın. Emir komuta zinciri içerisinde ebette parti disiplini olacak. Bir emir komuta zinciri o zaman yeni bir şeyler yapma sorun çözme konusunda insanın elini kolunu bağlayabilir. Orada ben daha fark yaratabilirim diye düşünüyorum.

TEMAYÜLDE İSTEDİĞİNİZ YERDE OLMAZSANIZ KIRGINLIĞINIZ OLUR MU?

Siyasette küslüğü çok doğru bulmuyorum belki üzülürüm ama sonuçta yapacak bir şey yok devam edersiniz.

HALK TARAFINDAN ELEŞTİRİLEN BİR KONU VAR…

Üyelere ulaşmak konusunda, üyelerinde hatta halkın da bize ulaşmasıyla ilgili bir konu var. Bu ziyaretlerde onu çok fark ettim insanlar hakikaten milletvekili adaylarının ya da milletvekillerinin seçim döneminde çok yoğun geldiklerini, ondan sonra da birkaç istisna haricinde çok fazla göremediklerini söylediler. Bu hakikaten çok eleştiriliyor. Siz de mi öyle yapacaksınız diye de soranlar var. Yapmayacağım desen de insanlar artık öyle kanıksamışlar ki o da yapar diye düşünebilirler.

EĞER BİR İŞ YAPIYORSANIZ LAYIKIYLA YAPMALISINIZ

Bir defa hakikaten eğer bir işi yapıyorsanız tam layıkıyla yapmanız lazım. Bence burada iki faktör var. Birincisi siyasete halkın ihtiyacı dönem dönem değişebiliyor. Bazı dönemler işlerinin çok tıkandığı dönemlerde siyasete daha çok ihtiyaç oluyor ama ihtiyaçlarının çok tıkanmadığı dönemlerde zaten işleri tıkır tıkır kendiliğinden gidiyor. İnsanlar öyle siyasetçinin peşinde koşmazlar. İnsanlar siyasetçinin arkasından niye gelirler ya da onu niye ararlar, bir çözümsüz kalmıştır ve o çözümü üretmek için ararlar. Eğer siyaset o çözümü zaten üretse niye seni arasınlar. Ben bununla ilgili de kafa yordum neler yapabiliriz.

BENİM BU KONUDA ARTIM VAR

Benim burada bir artım var. Nasıl bir zaman yönetimi yapacağımı zaman gösterecek ama Afyonkarahisar'dan kopmam mümkün değil. Afyonkarahisar'da uzun bir süre günlerimi geçireceğim. Şehrin bir merkezinde bir ofis oluşturup orada kalifiyeli insanlarla beraber bu iletişimi il ve ilçe teşkilatı ile beraber kendimin de içinde olacağı şekilde çok akışkan bir halde yapmayı düşünüyorum. İletişim noktasında kendi yoğunluğun olacak gittiğinde karşılaşacağın yoğunluklar olacak. Ona göre bir meşguliyetler de olacak ama bir yandan da halkla da kopuk olmaman lazım. Bununla ilgili bir zaman yönetimi ve çizelge yapmak lazım onu söylemek istedim.

BÜTÜN MİLLETVEKİLLERİ YETERİNCE BİLGİ SAHİBİ DEĞİLLER

Bütün milletvekili adayları yeterince bilgi sahibi değiller. Şu an da herkes parça parça bir şeyler biliyor. Ama bence burada şu da var, biz iktidara geleceğimize de inanıyoruz iktidar milletvekili iken daha fazla şey yapabilme ihtimalimiz var. Afyonkarahisar ile ilgili de çok fazla düşüncem var.

ÜYELERE ÇAĞRISI...

Hepsini sevgi ve muhabbetle saygıyla selamlıyorum. Gerçekten parti için ve Türkiye için en iyi seçeneği kim olarak görüyorlarsa onu desteklesinler. Ben herkesin de düşüncesine saygılıyım. Kendimizi kısa bir süreçte de olsa anlatmaya çalıştık. Zaten bizi tanıyan da bir kitle var ama tabii burada samimiyetle söyleyeyim ben üyelerimizin bağımsız, kendi özgün fikirlerine göre davranacaklarına inanıyorum.

BURADA KONUŞURKEN TÜY GİBİ HAFİFİM

Partinin üyesi olmak sonuçta bir taraf olmak. Konuşmamda da söylemiştim neden İYİ Parti olduğuyla ilgili. Hatta burada konuşurken tüy gibi hafifim. Çünkü bizim arka planımızda izah etmek zorunda kaldığımız bir şey yok. Biz de her şey çok açık. Birincisi Türkiye Cumhuriyeti'nin kurumlarına ve değerlerine çok inanıyoruz ve içinin boşaltılmasına yozlaşmasına karşı duruyoruz. İkincisi vatan, millet, bayrak denildiği yerde hiç hesap yapmıyoruz. Onlar bizim dokunulmazlıklarımız ve kırmızı çizgilerimiz. Üçüncüsü Mustafa Kemal Atatürk'ün değerini aradan 100 Yıl geçmesine rağmen nasıl bir organizasyon kurmaya çalıştığını daha çok fark ediyoruz. Biz hakikaten onun samimi bir şekilde yolundan gidelim istiyoruz.

DEMOKRASİYLE İLGİLİ ÇOK FAZLA KAYGI VAR

Bunlarla beraber şu anda demokrasiyle ilgili kaygılar çok fazla. Demokratik bir toplum olarak yaşanmasını istiyorum. Hukukla ilgili, hukukun üstünlüğü ile ilgili kaygılar fazla. Kadın haklarıyla ilgili kaygılar fazla, bizim liderimiz de bir kadın. Onun dışında biraz önce korku toplumundan bahsettik. Bütün bunlar ve partizanlık. İnşallah biz iktidara gelirsek parkesin ne olursa olsun her insan her şeyden eşit yararlanmalı

ANA PROBLEMİMİZ HAYAT PAHALILIĞI

Ana problemimiz şu anda hayat pahalılığı işsizlik ve gelecekle ilgili kaygılar. Gençler boş yere dışarıya gitmeye çalışmıyorlar. Hakikaten ülkenin kendilerine iyi bir gelecek sunmayacağına dair bir kaygı içerisindeler. Bunu pekiştiren birçok şeyde oluyor bireysel özgürlükler gibi.

HATALI KARARLAR VERİLİYOR

Üniversiteler ne zamandır kapalıydı yeni yeni açılmaya başladı Aslında öğrendik ki yurtların %18'i doluymuş. Şimdiye kadar neden açmadınız Aslında bu kararların ne kadar hatalı verilebildiğini sonra da fark edildiğinde de geri dönülemediğini gösteriyor

DEVLETİN REFLEKSLERİ İNSANINA ZORLUK ÇIKARTMAMALI

Biraz önce de devletin reflekslerini dedim ya devletin refleksleri, kendi insanına zorluklar çıkartmayacak şekilde olmalıdır. Aslında Bütün bunlar bizim üyelerimizin de İYİ Parti'den beklediği şeyler. Ben bizim üyelerimize bunları söylerken kendi görüşlerimi biraz daha net olarak belirtmiş oluyorum. Bu görüş birlikteliğimize göre de tercihlerini ona göre inşallah yaparlar. Biz kendileriyle hep birlikte bu görüşler ışığında ve halkın yararına olan her şeyi yapmaya hazırız.

BİR İŞE YARAMAYACAKSANIZ NEDEN BU İŞİN PEŞİNDEN KOŞUYORSUNUZ

Hem teşkilatlarla hem üyelerle hem de üye olmayan diğer insanlarımızla beraber en İyiyi bulmak için elden geleni yapmamız lazım. Hakikaten siyasetçinin dinlemesi lazım. Daha önce de söyledim dinlemediğinizde öğrenemiyorsun öğrenemediğinizde de bir sonuç oluşturamazsınız. Bir de şu var eğer siz bir işe yaramayacaksanız niye bu işin peşinden koşuyorsunuz. Sonuçta siyasetin işe yaraması da lazım temel olarak bunları tekrar üyelerimize iletmek isterim”