Hayat Su Gibi Akıp Gidiyor

Şair ve Yazarlar Derneğimizde yapılan ayda bir gün de olsa bu etkinliğimizi izleyenler beğenerek etkinlikten sonra tanıdıklarına anlatıyorlar.Bunu duyunca biz yazarlar da elbette ki memnun oluyoruz.Amacımız katılanların artması olacaktır.Ve her geçen bir toplantı sonu katılımın arttığını görmek bizleri memnun ediyor.Katılanlara konuşmak isteyen ve kendi şiirleri de olmasa bir şiir de ben okumak istiyorum diyerek söz almak isteyenlere bu hakkı başkanımız Yaşar Bey her toplantıda anlatıyor ve kişilere söz veriyor.Birde bu etkinliğimizi CD ye kayıt ettiriyoruz.Gelecek nesile böylece bırakmak istiyoruz.Tıpkı yazılan kitaplarımız gibi.

Tekrar ediyorum DERNEĞİMİZİN HER AYIN 2. HAFTA- SINDA DÜZENLEDİĞİMİZ ŞİİR VE SÖYLEŞİ GECEMİZ HER GEÇEN GECEDE DOLU DOLU GEÇİYOR.

Gecemize Evcilerden gelen yazar ve şairler ile belediye başkanı Sayın Ali Dede Savaş da katılarak bizlere güç verdiler.
Gecemizde Ali başkan “Böyle bir geceyi de Evcilerde yapmanızı bekliyor davet ediyorum. Gelirseniz bizlere onur verirsiniz” diyerek bizleri Evcilere davet etti. Yaşar Başkanımız bu daveti elbette ki değerlendirecektir.13 Şubat gecesi konuşmamı kısıtlayarak bir şiir de ben sundum. Nasip olursa 15 Mart 2020 Pazar gecesi yapılacak söyleşimizde de söz alacağım. Şiir seven söyleşiye katılmak isteyenleri Pazar akşamı saat 19 da bekliyoruz.

HAYAT SU GİBİ AKIP GİDİYOR.

Duygulu insan fazlasıyla hassas bir insandır. Araştırmacılara göre her beş kişiden biri çok hassas ve duyguluymuş. Bu kişilerden biri de benim sanırım.

Acaba neden böyle oldum.76 yıllık yaşanan bir hayatın içinden mi etkilendim sizce? 4 Yaşında anne acısını çekmem mi sebep olabilir? 76 yıl içinde hayata atılmak için çok uğraştım, çeşitli sanatları öğrenmeye çalıştım ama kaderimde memur olmak varmış oldum ve 28 sene çalıştım. Belki daha çalışabilirdim ama ortaya çıkan siyaset var ya bu yüzden emekli olmam gereğini gördüm. Memuriyet hayatımda amirimin emriyle fahri gazetecilik yaptım 30 yıl hizmet verdim bu yılların içinde 20 yılda mahalli basınla çalıştım. Bir üstadımın teşvikiyle yazarlığa soyundum. Bu uğraşımda sunduğum eserleri beğenen de oldu beğenmeyende ama benim amacım ilçemde eksik gördüğüm bir çalışma olan aranan bilgileri yeni nesile verebilmek için onlar için çalışmaktı amacım ve birkaç eser hazırlayıp onlara bıraktığımı sanıyorum.

Bu çalışmalarım ve uğraşlar içinde yaşadığım hayat beni duygusal yaptı.6 yıl önce gelinim vefat edince 3 torunum da ben gibi annesiz kalınca beni daha duygusal yaptı. Onun için diyorum ki ANNELERİNİZİN –HANIMLARINIZIN KIYMETİNİ İYİ BİLİN… Siz hanımsız çocuklar da anasız kalmasın.

TV de en çok sevdiğim ve izlediğim 2 dizi var. İkisini de çok seviyorum. Çünkü her ikisinde de başrolde olan doktorların hayat kurtarma savaşı vermeleri işlenmiş. Elbette ki dizi içinde kurtaramadıkları hayat da oluyor. Bu dizileri seyredenler umarım ki ailelerine daha önem vermeyi düşünürler. Özellikle annelerin çektikleri acılar ve bekledikleri hayatı izleseler mutlaka benim gibi düşünürler. Hekim oğlu ve Mucize Doktor mutlaka bunlar gibi doktorlarımız mutlaka vardır. Onlar rol yapıyor ama bizleri muayene edenler rol yapmıyor. Dizilerde özellikle bir annenin hastalanan çocuğu için ne kadar çırpınıp parçalandığını yavrusunu kaybedeceği için çektiği acıyı görseniz, Hasta anne ve babasının kurtulması için neler yapıldığını görseniz bilmem belki izleyen vardır. Ben bu acıyı 6 aylıkken oğlumu kaybettiğimde ve sonraki çocuklarımı yetiştirirken gördüm ve çektiğim için böyle diziler beni çok etkiliyor.Ana konulu filmlere şiirlere bile dayanamıyorum.

Her canlıda mutlaka az ve ya çok biraz hassas, duygusallı ve his vardır. İnsanlarda, hayvanlarda, Bitkilerde bile bu hassasiyetlik olmasa insanlar bir yakınını kaybetti mi mutlaka göz pınarlarındaki yaşların damlacıklar halinde aktığını görürsünüz. Bir kedi-köpek gibi hayvanlarda da bu üzüntüyü görmeniz mümkün. Basına bunun çok haberleri çıkmıştır. Bitkilerden çoğunda da bu hassasiyeti görürüz. Bir dalı kırdığını da damla damla suyu akar. Bu hassasiyetlik üzüm bağlarımızdaki asmalar budandığında hele ki zamansız budama yaptığınızda şıpır şıpır ağladığını görürüz… Havada gördüğünüz bulutlar da zamanı gelince damla damla ağlayarak aşığı iner en çok canlılara acıyıp ağlayan bulutlar olur. O bulutlar insanlara, bitkilere hayvanlara acıyarak aşağı iner çünkü onların yaşamları için o damlacıklara ihtiyacı vardır. O damlalara ihtiyacı olan alır fazlaları birikerek su olur dere, çay, nehir, göl ve deniz olur akar gider. Deniz bile hep akar. 4 istikamete doğru devamlı akar ve akışıyla milyonlarca canlıyı besler.

İşte bizlerden yaşadığımız bu hayatta duygusallığımızla damla damla akan yaşların önemi yok bence önemli olan HAYATIMIZIN SU GİBİ AKIP GİDİYOR OLMASIDIR. Eğer bu giden hayat içinde gelecekte de kendin yaşamadan adının yaşamasını istiyorsan seni bıraktıklarınla anacakları bir ESER bırakmanız olacaktır. Şair ve yazar arkadaşlarımın bu yazdıkları eserleri ve KİTAPLARI bastırmaya sebep olanlar da onları daima yaşatacaktır. 12.03.2020 Ayhan Kalkan

ANA HAKKI (13 Ocak gecemizde okuduğum şiirim)

2020 13 Ocak Şairler ve Yazarlar Gecesi

Bulabilirmisin acaba o duygunun hecesini

Bir avuç da olsa toplaşırlar her biri

Okurlar içten gelen duygu ve sevgiyi…

Kimi yavrum der, kimi evlat

Ne yaptım ben böyle oldum berbat

Sevgi yok muydu bu dünya da neden berbat

Ana hakkını helal et evladın çok berbat…

Böyle başlar şiirler okunur önemli gecelerde

Bak gör duygulanmış bu evlat düşmüş ne halde

Kimi saklar gözyaşını gözlük altından ağlar

Kimi bırakır hüzünler içinde damla damla yağar

Bu gün 2020 13 Şubat

Yine ağlatmayın Ayhan hastalanmış çok berbat

Anam bacım anlattı yazdım ben bir hayat

Elife ana neler çekmiş sen oku da anlat…AK