Afyonkarahisar Belediye yaklaşık 9 ay önce yerel seçimler öncesinde açılışını yaptığı kapalı pazar yerine ne zaman açacak merakla bekliyoruz. Yaklaşık aynı günlerde temeli atılan iş merkezi ve rezidans inşaatı büyük bir hızla ilerlerken pazar yerinde hiç bir çalışma olmaması düşündürücüdür. Burhanettin Başkan herhalde genel seçimleri bekliyor diye düşünüyoruz.
Yerel seçimler öncesinde açıkladığımız bir projenin sayın Burhanettin Çoban tarafından benimsenmesi ve gündeme alınması bizleri memnun etti. O dönemde Devlet hastanesi, göğüs hastanesi ve hatta Ziraat müdürlüğünün bulunduğu alanın arkasındaki nefis dağ manzarasıyla ilimize park olarak kazandırılması gerektiğini ifade etmiştir. Şimdi bu alanın en azından bir kısmının Şehir müzesi ve donatılarıyla doldurulacak olması bizleri sevindirdi. Bu projeyi tüm Afyonlular olarak destekliyoruz,
Sayın Bakanımız Veysel Eroğlu’nun açıklaması yerel medyada yer buldu. Sayın bakanımız " CHP demek çamur demek, hava kirliliği demek, yolsuzluk demektir" demiş. Öncelikle bu sözleri kendisine yakıştırmadığımızı belirtmek isterim.
Şunu belirtmek isterim ki bu ülkeye ilk doğalgazı getiren belediye CHP li belediyedir.
Toplu konut ilk defa CHP li belediyeler tarafından yapılmıştır, Dikmen Vadisi ve Batıkent Ankara’nın en önemli projeleridir.
İlk Metro CHP li belediyeler tarafından başlatılmıştır.
Yoksulların kapısının önüne süt yardımı ilk kez CHP li belediyeler tarafından yapılmıştır. Daha bir çok ilki ekleyebiliriz.
Rahmetli İnönü'den bugüne kadar şahsi serveti tartışılan bir tek genel başkanımız yoktur. Ancak bugünkü iktidar için benzer şeyleri söyleyebilirmiyiz? Bırakın bakanları taşra teşkilatları bile rant paylaşımının peşinde.
Şükür ki sayın bakanımızın adı herhangi bir yolsuzluğu bulaşmadı ancak yakın mesai arkadaşlarının yaptıklarının yıldönümü geldi. 17-25 Aralık bu ülkenin tarihinde gördüğü en önemli yolsuzluk dosyalarının ortaya çıktığı gündür. Bu süreç içinde gerçeklerin ortaya çıkmaması için soruşturma savcıları sürekli değiştirilmedi mi? Meclis soruşturması sırasında yayın yasakları getirilmedi mi? Deniz Feneri davası, kayıp tirilyon davası vs. Bunlar açık seçik yapılmış hırsızlıklar değil mi?
Bugün AKP tarafından yönetilen Afyon Belediyesi Türkiyenin havası en kirli ili değil mi?
Bugün CHP tarafından yönetilen burnumuzun dibindeki Eskişehir çöl ortasında bir vaha değil mi?
Polis Okulu Sınavları, KPSS sınav sorularının çalınması, ÖSS de her yıl yaşanan kopyeler, yandaşlara verilen sorular ve cevapları, AKP nin yargısı, AKP nin polisi, bir de yeni eklenen AKP nin jandarması yok mu? daha sayabileceğimiz yüzlerce haksızlık, yandaşları kayırmacılık, yolsuzluk.
Acaba sayın bakan kimi yolsuzlukla eşleştirmeye çalışıyor. CHP nin geçmişi tertemizdir, lekesizdir. tüm CHP lilerin alnı açıktır, aktır. Aralık ayında yapılan bu suçlama bize "Yavus hırsız ev sahibini bastırır" sözünü hatırlatıyor.
Ülkemizin şu anda en önemli sorunu işsizliktir. Çevremizde bir yığın işsiz genç var.
Hepimizin Yeğenleri, akrabaları, komşuları, çocukları arasında işsizler var. Bu işsizlerin büyük bir kısmı da üniversite mezunu. İş bulmak için çırpınıyorlar. Aralarında atanamayan öğretmenlerde var. Rakamlarla söylersek ülkemizde 350.000 atama bekleyen öğretmen var
400.000 iktisat ve işletme mezunu var
Engelliler arasında işsizlik % 90.
Üretimin olmadığı, tüketimin sürekli kamçılandığı bir ekonomide işsizler ordusu çığ gibi büyürken, sizler zaten az olan iş alanlarına bakanların çocuklarını, eniştelerini, yiğenlerini KPSS sınavını bypass ederek açıktan göreve başlatırsanız bu kul hakkı yemek değilmidir?
Biz iktidardan sürekli olarak CHP yi gündeme taşımak yerine, bizim vergilerimizle Kendisine Saray değil , iş yok diye ağlayan üniversite mezunlarına senelerdir okuyup mühendis olan evlatlarımıza fabrikalar yaptırmasını istiyoruz.
Genel Başkan yardımcımız Haluk Koç' un açıkladığı torpilliler listesindeki 57 kişi bu haksız işe alınanların sadece küçük bir bölümüdür.
Asgari ücretle çalışıp çocuğunu bir meslek sahibi yapmak için yemesinden içmesinden kesen ana-babaların hakkının yanınıza kalacağını mı sanıyorsunuz. Bir tarafta bu işsizler ordusu diğer tarafta yandaş olduğu için sınavsız işe alınan insanlar. Sizlerin sürekli kullandığınız deyimle Fakir fukaranın, garip gurebanın hakkını nasıl ödeyeceksiniz.... Asgari ücretle çalışıp çocuğunu bir meslek sahibi yapmak için yemesinden içmesinden kesen ana-babaların hakkının yanınıza mı kalacağını sanıyorsunuz. Kusura bakmasınlar ama bunlar ancak " bakara makara" ile insanlarımız kandıranların yapabileceği işlerdir.
Geçtiğimiz haftanın gündemi Milli Eğitim Şurası ile dolduruldu. Bu şuradan akılda kalan nedir.
1- Kız Erkek ayrı sınıflarda eğitim görmeli
2- İlkokul 1-2-3 sınıflara din dersi konulması
3- Osmanlıcanın zorunlu ders olarak okutulması.
Milli eğitim sistemimizin başka bir sorunu yok. Sadece din ve ilişkili konular tartışılıyor. Fen bilimleri alanında eksiklerimiz, 4+4+4 sistemi, atanamayan öğretmenler, yetersiz derslikler, taşımalı eğitim vs. Varken nelerle uğraşıyoruz.
ELLER AYA BİZ YAYA MİSALİ.
Bu sahte gündemlerden çıkan sonuç şudur. Mevcut iktidar Atatürk devrimleriyle sorun yaşamaktadır. Laikliği, harf devrimini hiçe sayarak Milli Görüş gömleği ile yıkamayacağı Atatürk Cumhuriyeti’ni gömleğinin üzerine giydiği teokratik demokrasi ile sindirmeye çalışmakta ve sürekli olarak sağa sola saldırmakta, hakaretler yağdırmakta, emirler vermekte, henüz ulaşamadığı ılımlı İslam cumhuriyetine doğru yol almaya çalışmaktadır.
Bu ay Aralık ayı. Genel başkanımızın deyimiyle17-25 Aralık Hırsızlık Haftasını içine alan ay. Biz bu sahte gündemlerin niye yaratıldığını çok iyi biliyoruz. Bizim gündemimiz ayakkabı kutularındaki milyon dolarlar, para sayma makineleri, sıfırlanmaya çalışılan paralar, artan paralarla şehrizar konaklarında alınan 4-5 villacık. Bakana hediye edilen saatler, çikolata kutularında taşınan paralar. Havuzda toplanan paralar, Vakıflar aracılığıyla peşkeş çekilen kupon araziler vs. Bunları unutmadık unutturmayacağız. Aşımıza, ekmeğimize göz koyanları tanıyoruz. Bunu yapanlardan, yetimin hakkını yiyenlerden, bir lokma bir hırka diyerek gelip Karun kadar zengin olanlardan elbet hesap sorulacaktır. Ve o gün çok uzak değildir,