“ÇATIŞMAYI DEĞİL, DİYOLOĞU ESAS ALACAĞIZ”

Cumhuriyet Halk Partisi Afyonkarahisar Milletvekili Adayı Fatih Aydın ilçe, belde ve köy ziyaretlerine hız kesmeden devam ediyor. Adaylığının açıklandığı ilk günden itibaren çalışmaya başlayan, halkımızın kapısına bizzat giderek sıkıntılarını dinleyip çözüm önerilerini anlatan Aydın, mermerin başkenti İscehisar’da büyük bir sevgiyle karşılandı.

Kapı kapı gezerek önce dua sonra destek isteyen Aydın, "Bizler çatışmayı değil, diyoloğu esas alacağız. Kutuplaştırılmış ve birbirine düşman edilmiş bu milleti yeniden barıştırmak için Millet İttifakı'nı kurduk. Biz bu ülkeyi barıştıracağız ve yeniden büyük Türkiye'yi kuracağız. Cumhurbaşkanı Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayımız Temel Karamollaoğlu’nun selamlarını getirdim, dua ve desteklerinizi istiyorum’’ dedi.

OLAĞANÜSTÜ ADIMLARIN ATILMASINI GEREKEN DÖNEMDEYİZ

Aydın konuşmasına şöyle devam etti; “Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Olağanüstü dönemler, olağanüstü adımların atılmasını gerektiren dönemlerdir. Kolay değil; programları, geçmişleri birbirinden farklı altı siyasi partinin genel başkanları bir araya geldi, uzun bir çalışma neticesinde bugünkü seçimlere birlikte girme kararı aldı. Bu karar elbette önemli. Özellikle de biraz önce de ifade ettiğim gibi birbirilerinden farklı programları olmasına rağmen bir araya gelinmesi önemli. Aslında bu, bizim ilk attığımız adım değil. Bildiğiniz gibi, bugünkü Cumhurbaşkanlığı Sistemi referanduma götürüldüğü zaman da biz bir araya gelmiştik. O zaman dört parti lideri olarak buluşmuştuk. Daha sonra seçimlere gidildi, cumhurbaşkanı adayı olarak farklı siyasi partiler farklı adaylar gösterdiler. Bugün tekrar bir aradayız ama çok farklı bir çalışma neticesinde bir arada bulunuyoruz.

FARKLI FİKİRLER BİZİ BİRBİRİMİZİN HASMI YAPMAMALI

Bu ülkede birlikte yaşayacağız. Birbirimizin düşmanı olmak mecburiyetinde değiliz. Farklı fikirlere, kanaatlere sahip olmamız, bizi birbirimizin hasmı yapmaz, yapmamalı. Biz, bir araya geldiğimiz zaman, birbirimizi anlamaya çalıştığımız zaman birbirimizden çok büyük farklılıklarımızın olmadığını görebiliyoruz. Yanlışları kabul etmek kaydıyla. Geldiğimiz nokta, inşallah bu ülkeye yeni bir ufuk açacak, yeni bir döneme gireceğiz.”

İTİBARIMIZI YÜKSELTMEK İÇİN İSRAF ETMEYECEĞİZ

Biz, yalan söylemeyiz, iftira etmeyiz, yetim malına el uzatmayız. Hırsızlık yapmayız, itibarımızı yükseltmek için israfta bulunmayız. Uçak dolusu korumalarla dünyayı dolaşma gibi bir derdimiz olmaz. Onun için adalet mümkün temelidir ama birinci prensip, bütün bunları kapsayan ahlaki ve manevi değerlerimizin önemsenmesi ve önde tutulmasıdır. Sen garibanın malına el uzatamazsın arkadaş. Rüşvet alıp veremezsin, ihalelerle peşkeş çekemezsin. Bir ihaleyi, 100’e yapılacakken 300’e bağlayamazsın. Biz, memleketimizde huzuru, barışı tesis edelim, adaletin kamil manada sağlandığını herkese gösterelim, Türkiye’ye de yabancı sermaye akın akın gelir ama bizim memleketimize güvenmiyor ki. Bundan dolayı bizim meseleye yaklaşımımız başka. Biz, eğer bu dediğim hükümleri yerine getirelim, israf önlensin, 100 milyar Türk lirası bizim Hazine’mizde hazır kalır.

15 MAYIS’TA YENİ BİR DÖNEM BAŞLAYACAK

Biz, kimseye haksızlık yapmayız, kimseye zulmetmeyiz. Hele ki iktidara gelindiğinde, kendi işinin ehli olan insanlar varsa onları mutlaka makamlarında tutarız. Biz, SİHA’lara karşı değiliz, ama başkaları da aynı sahada hizmet vermek istiyorsa onun da önünü açarız. At, binicisine göre kişner. Biz iktidara geldiğimizde, bugüne kadar şehrimizde, ülkemizde patinaj yapan ne kadar kurum varsa emin olun üretim yapmaya başlayacak. Neden? Çünkü biz, onların kendi dertleri ile dertlenmeyi, ihtiyaçlarını gidermeyi, onların önünü açacak adımları atmayı kendimiz için bir şiar addederiz. Kimsenin aldatılmasına rıza da göstermeyiz. Bunun için inançlı insanlar, kendi inançlarını elbette ki yaşarlar, inançlarına göre yaşarlar. Bu, onların hakkıdır. Onları teminat altına almak da bizim de görevimizdir. Ama istismar edilmesine izin vermeyiz. Size, anlatmaya çalıştığım; 15 Mayıs’ta ülkemizde yeni bir dönem başlayacak. Ülkemiz, 15 Mayıs’tan sonra kısa bir zamanda kimsenin tahayyül bile edemeyeceği mesafe kat edecek hem huzur hem ekonomik yönden. Dış politikada bizim karar verici, yönlendirici bir hüviyetimiz olacak. Kimsenin biz, değnekçiliğini yapmayız. Ama doğru bildiğimiz noktada da sabit kalırız.