“A’dan Z’ye, 7’den 70’e herkeste geçim derdi var.”

İYİ Parti İl Başkanı Muhammet Mısırlıoğlu’nun haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada:

“Basın toplantısı öncesi İl Gençlik Kolları başkanlığına getirilen Kaan Furkan Doğan tanıtılarak İYİ Parti rozeti il Başkanı Mısırlıoplu tarafından takıldı. Ayrıca İYİ Parti ailesine katılan Orhan Ünlüdağ, Ahmet Kanus, İrem Doğan, Ali Arslantürk, Süleyman Can Ergenekon, Hüseyin Sezer, Furkan Taşpınar, Soner Alpay, Ezgi Arpaözü, Mustafa İşbilir, Mert Uzel, Yusuf Çoban, Erdem Şen, Hüseyin Sezer ve Furkan Taşpınar’a rozetleri takıldı.

Değerli gazeteci kardeşimiz İsmail Akar beyin annesin vefat haberi bizleri derinden üzmüştür. Merhumeye Allahtan Rahmet kederli aile ve yakınlarına başsağlığı dilerim.

İYİ Parti, CHP, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti'nin oluşturduğu Millet İttifakı, dün Ankara’da düzenlediği etkinlikle Ortak Politikalar Mutabakat Metni'ni kamuoyu ile paylaştı.

Bu toplantıya ben ve hukuk ve adalet politikaları başkanımız Av. Raşit Koçak ile birlikte katıldık.

Halkımızla paylaşılan yaklaşık 250 sayfalık çalışmada, "yoksullukla mücadele", "kadın hakları", "siyasi etik yasası", "kamuda israfla mücadele", "siber güvenlik", "tersine beyin göçü", "afet yönetimi", "mesleki eğitim", "konut ve barınma krizi", "uyuşturucuyla mücadele", "esnafın sorunları", "sınır politikası" ve "tarım" gibi konularda hazırlanan somut hedef, politika ve projeler, 9 ana başlık ve 75 alt başlıkta yer alıyor.

Kontrolsüz güç, güç değil felakettir. Milletimiz bunu adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen keyfi, kural tanımaz yönetim altında yaşayarak gördü. Bu yönetim devletimiz için artık bir beka sorunu oldu. İYİ Parti ve Millet İttifakı, kural tanımaz bu ucube sistem yerine kuvvetler ayrılığını tesis eden, özgürlükçü, demokratik, adil Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem diyor. Onun için etkin ve katılımcı yasama, istikrarlı, şeffaf, hesap verir yürütme ve bağımsız, tarafsız yargı diyor.

Millet İttifakı Vaatleri

Kamuya girişlerde mülakat uygulaması kalkacak.

KPSS ücretsiz olacak.

Parti kapatma davaları TBMM iznine tabi olacak.

Seçim barajı %3 olacak.

6-25 yaş arasındaki gençlere aylık 5 GB ücretsiz internet.

İlk konut alımında tapu harcı alınmayacak

Mevcut savunma sanayi projeleri devam ettirilecek

Tank Palet Fabrikası geri alınacak

YÖK kapatılacak

Üniversiteleri, akademisyenler yönetecek

Öğretmen atamalarında mülakat kaldırılacak

Harika çocuk yasası çıkarılacak

Festival yasakları kaldırılıp, festival teşvikleri verilecek

Mülki amirlerin festival ve konser yasaklama yetkisi iptal edilecek

25 yaşına kadar gençler kültürel faaliyetlere ücretsiz katılacak

Şehir içindeki sanayi tesisleri taşınacak

2050 yılında sıfır karbon hedefi konulacak

Yeşil dönüşümü destekleyen İklim Bankası kurulacak

Kalıcı yaz saati uygulaması kaldırılacak

Orman yangını olan alanda inşaat yapılması yasaklanacak

Cumhurbaşkanlığı uçakları satılıp, yangın söndürme uçağı alınacak

Çiftçilerin tohum maliyeti %50 desteklenecek

Alım fiyatları sezon öncesinde açıklanacak

Lise giriş sınavı uzun vadede kaldırılacak

1+5+4+3 eğitim sistemine geçilecek

İlkokul 5 yıl, ortaokul 4 yıl, lise 3 yıl olacak

Köy okulları geri açılacak, taşımalı eğitim sona erecek

Okullarda ücretsiz su, süt ve öğle yemeği verilecek

Okul kitapları, yardımcı kitaba ihtiyaç duyulmayacak hale getirilecek

Sansür yasaları kaldırılacaktır.

Hatalı ekonomik politikalar ile şahlanan enflasyon ve hayat pahalılığı, vatandaş için artık bir zulme dönüşmüştür. Üreten dertli, tüketen dertli. Türkiye, Türkiye olalı böyle bir zulüm görmedi. Vatandaşımız sabırsızla oy kullanacağı günü beklemekte.

Merkez bankası Ocak 2022'deki yıl sonu enflasyon tahmini %23,2 idi. TÜİK’in tüm çabalarına rağmen yıl sonunda %64,3 olarak açıklandı.

2021 tahmini %9,1 idi; gerçekleşen %36,1 oldu.

Şimdi, 2023 sonunda enflasyon %22,3 olur diyor.

Sizce mevcut ekonomi yönetimiyle bu tahmin tutar mı?

Afyonkarahisar’da neredeyse üç bin liranın altında kiralık ev bulmak mümkün değil.

Ülkede ev, araba almak hayal olmuş.

Markete girince 500 TL vermeden çıkamıyoruz.

Ekonomi bitmiş hala muhalefete adayınızı söyleyin diyor senin derdin ekonomi olmalı göçmenler olmalı adalet olmalı.

Bir zamanlar öve öve bitiremedikleri 200 liramızın acıklı öyküsüne birlikte bakalım.

Bir zamanlar et almaya durumu olmayanlar “kıymayı” tercih ederdi. Artık kıyma da en yüksek TL para birimi 200 lira karşısında “lüks” oldu…

200 TL ile benzin alır diğer benzinciye kadar gidersiniz. 2010 yılında 200 lira ile 54 litre benzin alınabiliyordu. 2023 yılına geldiğimizde ise 9.36 litre benzin alınabiliyor.

2010 yılında 266 litre süt alınabilirken, 2023 yılında bu rakam 7 litreye düşmüş durumda.

1449 adet yumurta alınabilen 200 liranın alım gücü 2023 yılında 90 adet yumurta alacak seviyeye düştü.

2010 yılında 200 lira ile 15 litre zeytinyağı alınabilirken, 2023 yılına gelindiğinde yalnızca 2 litre zeytinyağı alınabiliyor.

2010 yılında 200 lira ile 1312023 yılına gelindiğinde yalnızca, 2023 yılına gelindiğinde yalnızca 10.63 Dolar alına biliyor.

Milletimizin iradesiyle,14 Mayısta AKP ve ortağı SIFIRLANACAK, herkes müsterih olsun

Şimdi sizlere Bolvadin’de meydana geldiği söylenen bir olaydan bahsedeceğim size. Eğer bu iddialar gerçekse vay halimize…

Bize gelen bilgiye göre; Bolvadin’de il özel idarenin parke taşı ihalesinde yolsuzluk yapılmış. Bir şirket çalışanı; Kaymakamlıkta AKP İl Genel Meclisi Üyelerinin de bulunduğu odaya kapalı zarf içerisinde ihale teklifini bırakıyor. Teklifle birlikte telefonunun ses kaydını da açıp telefonunu da odaya bırakıyor. Ve ses kaydından anlıyor ki zarflara bile bakılmadan farklı bir firmaya pazarlıkla ihale veriliyor.

Buradan Afyonkarahisar Valisi başta olmak üzere yetkilileri göreve çağırıyorum. Bu konuya bir açıklık getirilmeli, böyle bir yolsuzluk varsa ivedi bir şekilde gereği yapılmalıdır.

Yetti artık yolsuzluklar, fesatlıklar, hukuksuzluklar. Birileri zengin olacak diye birileri hep bedel ödemek zorunda kalıyor. Bu iddialar araştırılmalı ve gereği yapılmalıdır.

Bir öğrenci kardeşimizin sosyal medyada paylaştığı çaresizlik dolu serzenişini anlatmak istiyorum size. Öğrenci kardeşimiz diyor ki; zor durumdayım, çalışmak zorundayım ama ne yazık ki emeğimin karşılığını alamıyorum.

Saati 13 TL’den çalıştırıyorlar. 10 saat çalışsam 130 TL kazanabiliyorum diyor kardeşimiz. Evet, baktığınızda bu adaletsiz ve sömürgeci sistem yüzünden öğrencilerimiz çalışmak zorunda. Çalışmak zorunda olmalarını da geçtim, kazandıkları para hak ettiklerinden çok çok daha düşük. Sigorta bile yapmadan öğrencilerimizi üç kuruşa çalıştıran işverenlere mi kızalım, yoksa işi gücü okuyup kendini geliştirmek olması gerekirken kapı kapı gezip iş aramak zorunda kalmalarına mı üzülelim, gençlerimize parlak bir gelecek vaademeyen iktidar yüzünden gençlerimizin bugününe de ışık tutamayışımıza mı kahredelim bilemiyorum.

Ama AKP’nin değersizleştirmeye çalıştığı, hatta korktuğu bu gençlik bu günlerin hesabını soracak biliyorum. Bu günler geçecek çok az kaldı.

Öğrencilerimiz çalışmak zorunda kalmayacak. A’dan Z’ye, 7’den 70’e herkeste geçim derdi var. Sıkıntı çekmeyen, kaygılanmayan kimse kalmadı ülkemizde. Herkes geleceği için endişeli…

Afyonkarahisar Belediyesi’nin sorumsuzluklarından birine daha şahit olduk. Yaşadığımız kentin caddelerinde sokaklarında şırıngalar var. Ne için kullanıldığı neden sokaklara atıldığı bilinmiyor. Ama tahminlerimiz sokak hayvanlarını toplarken uygulanan ilaçların enjeksiyonları olduğu yönünde. Muhtemelen sokak hayvanlarını toplatan belediyenin personelleri bunları sokaklara atıyor.

Allah korusun çocuklarımız için bu atıklar çok tehlikeli olabilir. Afyonkarahisar Belediyesi’ni bu tür konularda daha hassas olmaya davet ediyorum.

Belediye’nin resmen gasp ettiği belediye çarşısı yıkıldı biliyorsunuz. Güncel değerinin çok çok altında rakamlarla avutulmaya çalışılan esnaf çok zor durumda.

Bir esnafımızdan gelen mektubu okudum, içim cız etti.. Esnaf mektubuna şöyle başlıyor, “alacaklarına gelince gününde, haklarımızı ödemeye gelince keyifleri yetince” o kadar doğru söylüyor ki… Belediye buradaki esnafın tapularına 4 yıl önce şerh koydurmuş. Ekmek teknesi yıkılan esnaf çaresiz. Belki de en güvendikleri yerden yara aldılar. Geçim sıkıntısı nedeniyle çocuklarından, torunlarından ayrılmak zorunda kaldılar. Tabi ki haklarını helal etmiyorlar. Bu veballe nasıl yaşayacaklar bilmem ama, hakkın adaleti elbet bir gün tecelli edecektir.

Bizim belediyemiz gerçekten şehrimizin prestijini düşüren bir belediye.

Biz büyükşehir olacağız derken köylerden kasabalardan bile daha vasat sokaklarımız var. Sayın Zeybek’e tavsiyemdir, muhtarlara danışsın, vatandaşa hizmet nasıl verilir öğrensin. O çok övündüğümüz gastronomi konağınının etrafındaki sokaklarda yürümek mümkün değil.

Her yer çamur…

Bir kente yakışmayacak vasat görüntüler bunlar. Hem de kentin övündüğü, turist çekmeye çalıştığı bir yerde böyle görüntülerin oluşması utanç verici. Yollarında yürünemeyen bir şehrin turist çekmesini, gelen turistin bu şehirden memnun ayrılmasını nasıl beklersiniz?

Her şeyi geçtim, bir şehrin çehresini güzelleştirmeniz gerekirken böylesine bakımsız, böylesine terk edilmiş bir görünümü nasıl kabul edersiniz? Bu şehre çakılan her çivi, yapılan her hizmet sizin imzanız demektir. Bunu nasıl göze alıyorsunuz anlamıyorum. Bu rezilliğin sorumlusu ben olsam sokağa çıkamam…

Siyaseten atamalardan hep bahsediyoruz. Ama bu sefer ki yuh artık dedirten cinsten. Çünkü bu sefer siyaseten atanan kişi bir doktor… İnsanların canını emanet ettiği doktorları bile piyon gibi görüyor artık bunlar.

İlimizde çocuk cerrahı sıkıntısı yaşanıyor. Buna rağmen Afyonkarahisar Devlet Hastanesi’ne bir çocuk cerrahı atanıyor ancak doktor, kendisinin buraya siyasi olarak atandığını ve fazla kalmayacağını söylüyor. Sünnet için kendisine giden kişilere sünnet yapamam, çünkü burada fazla kalmayacağım, takibini yapamam diyerek vatandaşı geri çeviriyor. Siyaseten doktor ataması nasıl oluyor, neden oluyor aklım almıyor ama keşke şu siyasi gücünüzü halkın refahına kullansanız. Koskoca şehirde sadece 1 çocuk cerrahı var. Diğerini de belli ki farklı amaçlarla getirmişsiniz.

Siyasi gücünüzü halka hizmet ederken gösterin. Adam kayırırken, ihaleye fesat karıştırırken, ceplerinizi doldururken değil.

Ekonomik krizin kasıp kavurduğu güzel memleketimde çöplerden yiyecek, giyecek bulmaya çalışan vatandaşların sayısı her geçen gün artıyor. Zengin parasına para katarken fakir daha da fakirleşiyor. Pazardan çürük çarık sebze meyve almak için çırpınan analar var artık bu memlekette. AKP ne kadar gözünü kulağını tıkarsa tıkasın bu ülkenin gerçekleri bunlar. Yaşını başını almış, hayatın sillesini yemiş teyzelerimiz, analarımız, beli bükülmüş amcalarımız çöp karıştırıyor.

Bu utanç tablosunun mimarı ise hala utanmadan ‘vatandaş bizi çok seviyor, bizi görünce yüzleri gülüyor’ diyor. Çöpten yiyecek arayan vatandaş mı sevecek sizi? Ekmek teknesi yıkılan esnaf mı sevecek? Yalınayak gezen çocuk mu sevecek? Böyle lakırdılarla anca kendinizi kandırırsınız. Bu millet gerçeği göreli çok oldu.

Vatandaşın gözünü boyamaya çalıştıkları ne varsa altından vatandaşı yaralayacak bir mesele çıktı. Konut kredilerini düşürdüler, ev fiyatları yükseldi. Hal böyle olunca kiralar da yükseldi. Taşıt kredilerini düşürdüler, otomobil fiyatları yükseldi. Vatandaş hedeflerini kovaladıkça hedefler uzaklaşıyor bu ülkede. İnsanın hayattaki en temel ihtiyaçlarından birisi olan barınma ihtiyacı bile lüks oldu artık. Bu ülkede devlet memurları bile kira ödemekte zorlanırken dar gelirli vatandaş nasıl ev alacak? Hükümet bu faiz indirimi kararlarını alırken neticelerini öngöremiyor mu? Öngördüğü halde bu uygulamayı yapıyorsa, amaç birilerinin ekmeğine yağ sürmektir. Yok, öngöremiyorsa da iktidarı derhal terk etmelidir.

Pandeminin başında herkes ev sahibi olacak diye faizleri düşürdüler, ev fiyatları tavan yaptı. Şimdiden sonra düşer mi? Düşmez tabi ki…

Ama bu ülkede iktidar ne yaparsa yapsın onun kulu kölesi olacak adamlar gördük. Bilmem neresinin bir şeyiyim diyen de oldu, ayakkabısının altını yalayalım diyen de oldu…

Bu ülkede böylesine omurgasız, böylesine kişiliksiz, şuursuz insanlar oldukça biz daha çok kazık yeriz…

Ordu milletvekilinin sözü bu.

Milletten vekalet alan bu kişi, “ERDOĞAN’IN AYAKKABISINI YALAMAMIZ LAZIM” diyor.

Sen yala kardeşim, kimin neyini yalamak istersen yala.

Belli ki ihya olmuşsun sen. Ama bu aziz milleti kendine yakıştırdıklarından uzak tut.

AKP Afyon Milletvekili İbrahim Yurdunuseven de kalkmış “AK Parti denildiğinde akla ilk gelen “Hizmet” kavramı bu ülkede bir zamanlar bir hayaldi” demiş… Milletin aklıyla sabrıyla dalga geçiyorlar resmen. Hangi hizmetten bahsediyor acaba sayın vekil? Kendi iline bir baksın hele. Az önce söyledik sokaklarda yürünmüyor diye. Geçtiğimiz haftalarda gösterdik yolların, kaldırımların halini, dere yataklarının çöple dolmuş halini gösterdik. Yollarda boş şırıngalar var. Sokaklarda çamurdan adım atılmıyor. Esnafın ekmek teknesine el koyuluyor. Sayın vekil hangi hizmetten bahsediyor acaba?

AKP’nin yancı yardakçısı koskoca bir partiyi yerle bir ettiği yetmezmiş gibi hala övünecek bir şeyler buluyor. İl Başkanı demiş ki “Vatandaşlarımızın kayıtsız şartsız partimize destek veriyor” duy da inanma… Kim destek veriyor? Hangi vatandaş elinizi sıkıyor? Parti mi bıraktınız ortada? İnsan içine çıkacak yüz mü kaldı sizde? Hayal aleminde yaşıyorsunuz beyler… Rüya bitecek kabusunuz başlayacak seçimlerden sonra…

Daha dün erken seçim gelişmiş ülkelerde olmaz diyen Erdoğan, sadece ilkel kabilelerde erken seçim olur diyen Erdoğan, bu gün kalkmış onu bunu bahane ederek seçimi öne çekmeye çalışıyor. Son çırpınışlarını yapıyorlar. Tutunacak dal arıyorlar, kan kaybediyorlar, çare arıyorlar.

Ama çok geç artık. Bu millet AKP zulmüne sandıkta son verecek artık. Ne yaparsanız yapın İYİ’lerin iktidarını engelleyemeyeceksiniz…

Yıllarca birbirine şerefsiz haysiyetsiz diyen iki adam bugün kol kola girmiş vatandaştan oy istiyor.

Hangi yüzle çıkıyorsunuz da ekranlarda ortak mesajlar veriyorsunuz? Bakın size bu iki adamın konuşmalarından bazı kesitler dinleteceğiz.

Erdoğan’a şerefsiz, iblis diyen Bahçeli, bugün Erdoğan’ın sözünden çıkmaz oldu.

Daha dün Bahçeli’yi belden aşağı vurmaya çalışan, ‘çoluğu çocuğu yok ki aile yaşantısını bilmez’ diyen Erdoğan da bugün Bahçeli’ye toz kondurmuyor. Böylesine ikiyüzlü olan adamlara kim nasıl güvenip de oy verecek?

Bahçeli daha dün başkanlık sistemi ülkeyi bölmek demektir diyordu, Erdoğan tek adam diktatörlüğü ve taçsız sultanlık peşinde koşuyor diyordu. Bugün onun vekilleri Erdoğan için oy topluyor… Partisini, davasını satan adama kim niye oy versin?“

Editör: Haber Merkezi