Yeniden Refah Partisi’den 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Mesajı

Gerçek adaletin yaşanmadığı toplumlarda kadın-erkek ayrımı son derece belirgindir. Dünya genelinde kadın-erkek eşitsizliği konusu son derece önemli bir problem oluşturmaktadır. Öyle ki kadınlar dünyadaki pek çok ülkede çoğu zaman ikinci sınıf vatandaş muamelesi görerek toplumdan dışlanırlar. Güçsüz ve korunmaya muhtaç oldukları düşünüldüğü için de genellikle ezilir ve hor görülürler. Yine bu gibi nedenlerden dolayı kadınların fikirlerine de çok fazla değer verilmez.

Bu düşüncelerin hâkim olduğu toplumlarda, kadınların iş hayatında belli bir mevkie sahip olmaları hatta belli bir kariyere ulaşarak zekâlarını, becerilerini kanıtlamış olmaları yadırganır. Tüm dünya genelinde kadınlar için kendine güvensiz, beceriksiz, titrek, zihinsel yönü pek o kadar da gelişmemiş bir insan imajı yaygındır. Bu yanlış anlayış sonucunda, bir kadının yaptığı her hata, o kişinin insan olduğu için değil de kadın olduğu için yaptığı bir hata şeklinde yorumlanır.

Toplumdaki bu genel kanaatle birlikte çoğu kadın da bu yanlış kanaatleri kabullenmişlerdir. Bu kabulün bir sonucu olarak da pek çok toplumda kadınlar geri planda kalmakta ve bunda kendileri için bir sakınca görmemektedirler.

Kuran ahlakının yaşandığı bir toplumda, toplumu oluşturan bireyler arasında kesinlikle bir ayrım yoktur. Bir insanın kadın, erkek, zengin, fakir, yaşlı, genç ve ya çocuk olmasının bir önemi yoktur. Önemli olan bu kişilerin cinsiyetleri, mevkileri, servetleri ya da başka herhangi bir vasıfları değil yaptıkları iyi işler ve Allah’a olan yakınlıkları yani takvalarıdır. Cenab-ı Allah bir ayetinde Müslümanlara;

“Erkek olsun, kadın olsun inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir ‘çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar’ bile haksızlığa uğramayacaklardır.”Buyurmuştur.(Nisa Suresi,124)

İslam ahlakına uyan, Allah’ın Kuran’da bildirdiği yolu izleyen insanlar her konuda refaha ulaşırlar. Cahiliye toplumlarında bazı kadınların maruz kaldıkları tüm sıkıntıların tek çözümü ve kadınların toplum içinde hak ettikleri saygıyı görmelerinin yolu da yine Rabbimiz ’in insanları karanlıklardan nura çıkarmak için Peygamberimiz (sav)’e vahyettiği Kuran’dadır.

Cenab-ı Allah, Kuran’ın pek çok ayeti ile kadını ve kadın haklarını koruma altına almış, cahiliye toplumlarında kadınlara olan yanlış bakış açısını ortadan kaldırmış, kadına toplum içerisinde saygın bir yer kazandırmıştır. Kuran ayetleriyle insanlara Allah Katında üstünlük ölçüsünün cinsiyet değil, Allah korkusu, iman, güzel ahlak, ihlas ve takva olduğu bildirilmiştir. Tüm bunlar Rabbimiz ‘in kadınlar üzerindeki benzersiz lütfunun birer delilidir.

“Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler şeklinde kıldık. Şüphesiz, Allah Katında sizin en üstün olanınız, ırk ya da soyca değil, takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.” (Hucurat Suresi, 13)

Cenab-ı Allah kadınların toplum içerisinde korunup kollanmaları, hak ettikleri saygı ve sevgiyi görmeleri için toplumsal alanda alınması gereken tedbirleri Kuran ayetleri ile bizlere bildirmiştir. Alınan tüm bu tedbirler, kadınların lehinedir. Ve bunların bir hikmeti de, kadınların zarara uğramalarını, ezilip yıpratılmalarını önlemektir.

Cenab-ı Allah insanlara Kuran ile en doğru yolu göstermiş ve cahiliye inançlarını taşıyan insanların yanlış uygulamalarını ortadan kaldırmıştır. İslam ahlakına göre asıl önemli olan bir insanın kadın ya da erkek olması değil, Allah’a derin bir iman ve Allah korkusuyla bağlanmış olması, Allah’ın emir ve yasaklarına titizlikle uyması, Kuran ahlakını en güzel şekilde yaşamaya çalışmasıdır. Allah Katında asıl değer görecek olan kişinin bu özellikleri olacaktır.

Cenab-ı Allah Kuran’da, kadın olsun erkek olsun iman eden bir kimsenin sahip olması gereken özellikleri şöyle açıklamıştır:

Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resulü ’ne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 71)

Görüldüğü gibi, İslam ahlakında kadın ile erkeğin toplumdaki yeri tamamen eşittir. Sonsuz merhamet sahibi olan Rabbimiz, kadın ile erkek arasında ayırım yapan tüm cahiliye inanışlarını Kuran ayetleriyle ortadan kaldırmış, kadına hak ettiği değerin verilmesini emretmiştir. Kadın ya da erkek olsun, bu tamamen kişinin Allah’a olan imanının gücü doğrultusunda, ahlakıyla, kişiliğiyle ve üstlendiği sorumluluklarla ön plana çıkmasına bağlıdır. Bu nedenle de İslam ahlakını benimseyen kadınlar için, erkeklere yönelik bir eşitlik mücadelesi değil, bunun yerine ‘hayırlarda yarışma’ ahlakı söz konusudur. Hayırlarda yarışmak, iman edenlerin, yaşamlarının her anında Allah’ın rızasını kazanabilmek için ellerinden gelen çabanın en fazlasını göstermeleridir. Bu amaçları doğrultusunda, Allah’ın en sevdiği, en razı olduğu ve Allah’a en yakın kişi olabilmek için hayırlarda yarışırlar.

Sonuç olarak;

Cihad, erkeklere olduğu kadar kadınlara da farzdır.

Müslüman Kadın Allah'a Teslim Olmuştur.

Müslüman Kadının Rehberi Kuran ve Peygamberimiz (sav)'in sünnetidir.

Müslüman Kadının İdealleri Büyüktür.

Müslüman Kadın Asildir.

Müslüman Kadın Güçlü ve İradeli Bir Karaktere Sahiptir.

Müslüman Kadın İtidalli ve Dengelidir.

Müslüman Kadın Duygusal Bir Kişilik Göstermez.

Müslüman Kadın Samimi ve Doğal Bir Kişiliğe Sahiptir.

Müslüman Kadın Dürüsttür.

Müslüman Kadın Cesurdur.

Müslüman Kadın Boş Sözlerden ve Boş İşlerden Sakınır.

Müslüman Kadın İffetli ve Onurludur.

Bu münasebetle mübarek üç ayların ve DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜN tüm dünyanın refahına vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan diliyorum. Saygı, sevgi ve hürmetlerimle.08.03.2021

Hatice GENİŞ

Yeniden Refah Partisi

Afyonkarahisar

İl Kadın Kolları Başkanı

Editör: Haber Merkezi