YILMAZ, MEHDİ EKER’İ ELEŞTİRDİ
 
MHP Afyon Milletvekili Kemalettin Yılmaz, TBMM’de gündem dışı olarak yaptığı konuşmada Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığındaki sorunları dile getirdi.
 
Günden dışı söz alarak atanamayan Ziraat Mühendislerinin ve Ziraat Fakültelerindeki sorunlara dikkat çeken ve çözüm önerileri sunan Milletvekili Kemalettin Yılmaz TBMM’de yaptığı konuşmada birçok soruna daha değindi.
 
Milletvekili Yılmaz, yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
 
Yükseköğrenimin geldiği nokta hiç iç açıcı değil
 
“ Tarımsal Yükseköğretimin başlangıcından yani 1848 yılından bu yana geçen 165 yılda tarımsal yükseköğrenimin geldiği nokta maalesef hiç iç açıcı değildir.
 
Benim de Tarımsal Yükseköğretime başladığım 1974 yılında 4 tane Ziraat Fakültesi vardı. Mezun olduğum 1981 yılında ise 7 Ziraat Fakültesi bulunuyordu ve bu fakülteler tüm coğrafi bölgelerimize dağılmıştı 1981 yılında kurulan Yüksek Öğretim Kurulundan (YÖK) önce; bir Ziraat Fakültesinin açılmasına karar verilirken, açılacak fakülte için daha önceden açılmış ve öğretim üyesi yeterli bir Ziraat Fakültesi görevlendirilir, görevlendirilen bu fakülte 7 öğretim üyesini kurucu olarak belirlerdi. Bu üyeler çalışmaları yapar binaları ve öğretim üyeleri hazır olduktan sonra fakülte eğitime başlardı. Mesela, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Çukurova ve Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültelerinin kurulmasında bu görevi yapmıştır.
 
Bu gün ise bakanlar kurulu kararı ile ön hazırlık yapılmadan yeni Ziraat Fakülteleri açılmakta ve açılan Fakülteler 1-2 yıl içerisinde öğrenci talep etmeye başlamaktadırlar.
 
2013 yılı başı itibari ile Türkiye’de 33 üniversitede, 26 Ziraat,5 Ziraat ve Doğa Bilimleri, 2 Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi bulunmaktadır. Sadece 2012 yılında 6 Tarımsal Yükseköğrenim ile ilgili fakülte açılmıştır.
 
1980’lere kadar sınavlarda % 1- 10 Aralığına giren öğrencilerin tercih ettikleri Ziraat Fakülteleri son yıllarda çok düşük puanlarla öğrenci kabul etmesine rağmen pek çok fakültede bazı bölümler öğrenci bulmakta bile zorlanmaktadırlar.
 
Olan Türk Tarımına ve meslektaşlarıma oluyor
 
Tıp fakülteleri için hastane ne ise ziraat fakülteleri için laboratuar ve araştırma-uygulama çiftliği de odur. Bugün pek çok fakültenin uygulama çiftliği yoktur. Aynı ekolojide ve birbirine çok yakın illerde ziraat fakülteleri açılmaktadır. Uygulana gelen bu yanlış politikalar sonucu fakültelerden mezun olan on binlerce ziraat mühendisi boş gezmekte veya eğitim ile alakası olmayan alanlarda çalışmaktadırlar. Şu anda öğretmenlik, polislik, mübaşirlik,  gardiyanlık gibi kamu görevlerinde bulunan ziraat mühendisleri mevcuttur. Bu ciddi bir israftır. Uygulanan bu yanlış politikalara bir an evvel son verilmelidir.
 
Diğer taraftan kamuoyuna ziraat mühendislerinin devlette istihdamı çok fazla gösterilmekte, meslektaşlarım Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı arasında oyalanmaktadırlar. Tarım Bakanı canlı yayında Maliye Bakanından kadro istedik diye beyanat veriyor Maliye Bakanlığı ise ‘’GTHB’nin Maliye Bakanlığından yeni atamalar için kadro talebi bulunmamaktadır’’ diyor. Olan Türk Tarımına ve meslektaşlarıma oluyor.
 
Milyonlarca dönüm tarım yapılabilir hazine arazisi boş duruyor
 
Şu an GTHB’ de 20 Binden fazla boş kadro bulunmaktadır. Mühendislerimizde bir an evvel çiftçilerimizle buluşmak, Türk Tarımına katkı sağlamak, ahırlarda, arazilerde çalışmak istemektedirler. Bu imkân onlara mutlaka verilmelidir. Milli ekonomisinin temeli ziraat olan ülkemize; canlı hayvan ithal etmek, kurbanlık hayvan ithal etmek, karkas et ithal etmek, damızlık hayvan ithal etmek, yem ve yağ bitkisi ithal etmek ve en üzücüsü de saman ithal etmek hiç yakışmamaktadır.
 
Milyonlarca dönüm tarım yapılabilir hazine arazisi boş durmaktadır. Bir kanun veya KHK ile bu arazileri işlemek isteyen ziraat mühendislerine tahsisi sağlanabilir. İşletme kredisi desteklemeleri ile buralarda örnek teknik tarım uygulamaları yapılabilir ve ülkemiz ekonomisine önemli bir istihdam ve katma değer sağlanmış olunur.
 
Sözleşmeli, alım garantili üretim yaptırılarak milyarlarca dolar ödeyerek dışarıdan aldığımız yem ve yağ açığımız kapatılabilir.
 
Diğer taraftan GTHB’ nin KHK ile yeniden yapılandırma sürecinde uzun yıllar Bakanlığın Merkez ve Taşra birimlerinde Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı, Teftiş Kurulu Başkanı, I. Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı, İl Müdürü gibi; çok önem arz eden zamanında yetki ve sorumluluk yüklenen kişiler Bakanlık Müşaviri olarak atanmıştır. Doğrudan Bakana bağlı olarak görev yapan Bakanlık Müşavirlerinin Bakanın uygun göreceği Merkez ve Taşra birimlerinde çalışabileceği şeklinde bir düzenleme getirilerek 240 bakanlık müşavirinden 168 kişisi Bakanlık Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı emrine görevlendirilmiştir. Bu görevlendirmede;
 
-          Kişinin yapacağı görev açıkça belirtilmemiştir.
-          Görevlendirmenin süresi belli edilmemiştir.
-          Kişinin hizmete duyulan ihtiyaç açık olarak ortaya konulmamıştır
-          Geçici görev yolluğu ve gündeliği verilmemiştir.
-          Kişinin görevlendirilmesinde ne gibi bir kamu yararı olduğu bilinmemektedir.
 
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının bu uygulaması 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 76. maddesine aykırı olduğu gibi, kamu yararı, hizmet gerekliliği ve eşitlik ilkesine de aykırıdır. Bakanlık müşavirlerinin tamamı bu görevlendirme kapsamına alınmamıştır. Uygulama;
 
- Görevlendirmeye tabi bakanlık müşavirleri
- Bakan Bağlı olarak çalışan bakanlık müşavirleri
- Vekâleten idari kadrolarda çalıştırılan bankalık müşavirleri
 
Devlete olan güven sarsılmıştır
 
Şeklinde üçlü bir ayrıma tabi tutularak yapılmıştır. Tabiri caiz ise Müşavirler Baş Müşavir, Has Müşavir ve Boş Müşavir olarak sınıflandırılmıştır. Baş ve Hoş Müşavirler dışında kalan 168 bakanlık Müşaviri 11-17 Kasım2012 tarihleri arasında Antalya Belconti Otelde ‘’Değişen Yöneticiler Akademisi ‘’ adı altında bir hizmet içi eğitime tabi tutmuşlar burada Neo Kişilik Envanteri, adı altında biri birinden farklı 240 soru yöneltilerek cevaplandırmaları istenmiştir. Fotoğrafları da eklenerek bu insanlar adeta fişlenmiştir.
 
Bu müşavirler uydurma gerekçeler ile 3-5 günlüğüne il dışına gönderilmekte eğitim, tecrübeleri gözetilmeksizin bazı konularda raporlar hazırlattırılmaktadır.
 
Zamanında yetki ve sorumluluk alarak Türk Tarımına hizmet etmiş olan bu müşavirlere reva görülen bu uygulamalar çalışma huzuru, görev hassasiyeti ve kişilerin devlete olan güvenini sarsmıştır.
 
Bu insanlara resmen mobbing uygulanmakta ve emekliliğe zorlanmaktadırlar.
 
Çiftçi inim inim inliyor
 
Bu uygulama diğer bakanlık çalışanlarını da rahatsız etmekte. Sorumluluk alma, yetki kullanma konusunda tereddütlü davranışlara sebep olmaktadır. Böyle bir çalışma ortamında başarının beklenmesi hayal olur. Kaldı ki Türk Tarımının içinde bulunmuş olduğu durum da bunu göstermektedir.
 
Çiftçi inim inim inliyor, Bakanlık personeli tedirgin, işsiz ziraat mühendisleri ve veteriner hekimler iş bekliyor Sayın Tarım Bakanı da Fransa Devlet Başkanından aldığı şövalye Nişanı ile övünüyor. Ama Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Mehdinin Çiftliği olmaya devam ediyor.” Dedi.
 
 
Kemalettin YILMAZ
MHP Afyon Milletvekili
 
Editör: Haber Merkezi