“Seçmen listeleri incelendiğinde, Afyon’da olmayan sokaklar, daireler ortaya çıkıyor”
İYİ Parti İl Başkanı Muhammet Mısırlıoğlu’nun haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, Seçmen listeleri incelendiğinde Afyon’da olmayan sokaklar, olmayan daireler ortaya çıkıyor. Ve işin en tuhaf yanı da ne biliyor musunuz?
Bu dairelerden birinde 66 kişi yaşıyor gibi görünüyor. Bir başka dairede ise 19 kişi yaşıyor gibi görünüyor. Üstelik bu kişilerin soy isim benzerliği ve akrabalık ilişkisi dahi yok.
Daha ilginci ne biliyor musunuz? Böyle gerçekdışı bir şekilde oluşturulan seçmenlerin isimleri de yabancı…
Bakın Selçuklu Mahallesi’nde 9(2). Sokak diye bir sokak olmamasına rağmen seçmen listelerinde böyle bir sokak ve o sokakta oturduğu varsayılan 100 kişi için seçmen kaydı oluşturulmuş.
Diğer düşündürücü yanı ise; seçmen listesine göre 66 kişinin yaşadığı tek konutta kayıtlı olan kişilerin 21 farklı soy isme sahip olması…”dedi.
Mısırlıoğlu, açıklamasında:
İYİ Parti olarak önümüzdeki seçimlere hazırlıklı girebilmek adına var gücümüzle çalışıyoruz.
Tüm teşkilatlarımız ve aday adaylarımızla birlikte kapı kapı gezip meramımızı anlatmaya devam ediyoruz.
Ülkemiz bu seçimle birlikte çok önemli bir dönüm noktasına gelmiş bulunmakta. Durumun ne kadar ciddi olduğunun farkındayız ve üzerimize düşen görevi de layıkıyla yerine getireceğiz Allah’ın izniyle…
Bildiğiniz gibi birbirinden değerli aday adaylarımız var.
Çok seçkin, alanında uzman, sosyal hayatlarında sevilen sayılan insanlar. Tüm aday adaylarımız ülkemizin geleceği için gece gündüz demeden çalışıyor.
Emin olun ki aralarında tek biri bile koltuk, makam, mevki arayışında değil. Zira hepsi zaten az önce de söylediğim gibi işinde gücünde, sevilip sayılan insanlar. Büyük bir hassasiyet ve özveriyle çalışan, memleketimizin bu dönüm noktasında aydınlık bir geleceğe doğru yönelmesi için elini taşın altına koyan tüm aday adaylarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum.
Hafta sonu 6.000 üyemiz milletvekili adaylarını seçmek için oy kullanacak.
17 ilçemizde ve Afyonkarahisar merkezde adaylık yarışı yaşanacak. Aday adaylarımızın hepsi birbirinden kıymetli, hepsi birbirinden donanımlı. Aralarında tatlı bir rekabet olsa da hepsinin ortak derdi memleket. Bundan hiç şüphem yok.
Biz İYİ Parti olarak attığımız her adımı adalet ve demokrasi ışığında atıyoruz. Adaylarımızı da bu minvalde belirleyeceğiz. Allah milletimiz ve memleketimiz için her şeyin en hayırlısını nasip etsin inşallah…
Biz demokrasi ilkelerine böyle sıkı sıkıya sarılırken birileri yine hile hurda peşinde…
Her seçim döneminde açıklanamayan, kafalarda soru işaretleri uyandıran, şaibeli durumlarla gündeme gelen iktidar, bu sene yine şaşırtmadı.
Bu dairelerden birinde 66 kişi yaşıyor gibi görünüyor. Bir başka dairede ise 19 kişi yaşıyor gibi görünüyor. Üstelik bu kişilerin soy isim benzerliği ve akrabalık ilişkisi dahi yok.
Daha ilginci ne biliyor musunuz? Böyle gerçekdışı bir şekilde oluşturulan seçmenlerin isimleri de yabancı…
Bakın Selçuklu Mahallesi’nde 9(2). Sokak diye bir sokak olmamasına rağmen seçmen listelerinde böyle bir sokak ve o sokakta oturduğu varsayılan 100 kişi için seçmen kaydı oluşturulmuş.
Diğer düşündürücü yanı ise; seçmen listesine göre 66 kişinin yaşadığı tek konutta kayıtlı olan kişilerin 21 farklı soy isme sahip olması…
Bu kadar da olmaz dediğimiz ne varsa oluyor ne yazık ki… Seçimlerde bu iktidardan önce hep parmak boyası vardı. O uygulamayı kaldırdılar.
Seçimin güvenliğine bir gölge düşürdüler. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, demokrasi savaşını biz kazanacağız.
Ne yazık ki zerre güvenimiz kalmadı. Şimdiye kadar seçimlerde neler gördük…
Yakılan, çöpe atılan oy pusulaları gördük. Şaibeli çok durumla karşılaştık. Ben korkuyorum ki bunlar depremlerde hayatını kaybetmiş vatandaşlarımız üzerinden de kirli hesaplarını yapabilirler.
Mükerrer oy kullanılmasına müsaade edebilirler. Nedendir bilinmez parmak boyasına şiddetle karşı çıkıyorlar.
Her fırsatta kul hakkından, adaletten bahsederler ama her türlü düzenbazlığı yapmaktan da çekinmezler.
Hatırlarsınız İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kaybettiklerinde de çok çeşitli yollara sapmışlardı.
Bu seçimin güvenirliği ve şeffaflığı her ne pahasına olursa olsun sağlanmalıdır. Bizler sandıklarımıza, oylarımıza sahip çıkacağız.
Verdiğimiz demokrasi mücadelesini yılmadan, bıkmadan, usanmadan, korkmadan sürdüreceğiz.
Gelelim durmadan kanayan yaramız ekonomiye…
Her seçim öncesi olduğu gibi bu seçim öncesinde de tüm kozlarını kullanmaya çalışan iktidar, güya göz boyayacak, oy toplayacak ya emeklilere müjde diye bir karar açıklıyor.
En düşük emekli maaşı 7.500 TL’ye çıktı çıkmasına ama yüksek prim ödeyenlere yaptıkları haksızlığı görmezden geldiler. Yani sizin anlayacağınız yine adaletsizliğe müjde dediler.
Emeklilikte yaşa takılanlar için yapılan düzenleme de birçok adaletsizliği beraberinde getirmişti biliyorsunuz.
Bu karar da ne yazık ki aynı şekilde bir kesimi sevindirirken bir kesimi ise mağdur etti.
Şimdiye kadar yüksek emekli maaşı alabilmek için hem yüksek prim hem de fazla vergi ödeyen kişiler şuan en düşük emekli maaşını hak eden kişilerle aynı kefeye kondu ne yazık ki…
Emekli maaşı zaten 7.500 TL olan bir kişi hiç zam alamadı mesela. Aksine belki de kendisinden daha az prim ödeyen kişilerle maaşı eşitlenmiş oldu.
Bu konuyu farklı bir bakış açısıyla değerlendirecek olursak en düşük emekli maaşının bir asgari ücret kadar bile olmaması dikkat çekiyor.
Bir müjde vereceksiniz bari, liyakatli, adaletli, temeli oluşturulmuş, kimseyi mağdur etmeyen, herkese eşit fayda sağlayan bir karar alın.
Sadece bir kesime yaranmaya çalışarak attığınız adımlar topluma fayda sağlamak için değil de kendinize rant sağlamak için çaba sarf ettiğinizi gösteriyor.
Emekli maaşları gibi emeklilere verilen bayram ikramiyeleri de tamamıyla siyasi kaygılar neticesinde alınan bir kararla yükseltildi. 1.100 TL’den 2.000 TL’ye yükseltilen ikramiyelerin kendilerine oy olarak geri dönmesini bekliyorlar ama yanılıyorlar maalesef…
Bu ikramiye bayramda kurulacak bir sofrayı bile ancak karşılar. Emekliler torununa çocuğuna bayramlık almaya kalksa yetmez bile…
Emeklilerimiz geçim derdiyle boğuşurken bu ikramiye ne yazık ki yüz güldürmüyor. Rutin giderlere harcanıyor….
Gelelim fitre konusuna… Diyanet’e göre fitre, 1 kişinin günlük yemek ihtiyacını ortalama olarak karşılayabilmesine karşılık gelen miktar göz önünde bulundurularak belirleniyor. Bu sene de 70 TL olarak belirlendi.
Yani diyanet diyor ki bir kişinin bir günlük yemek ihtiyacı 70 TL ile karşılanabilir…
Buradan anladığımız kadarıyla diyanet soğan fiyatlarından, pide fiyatlarından, peynir fiyatlarından haberdar değil. Bakın et, tavuk, kıyma, pastırma sucuk fiyatlarından bahsetmiyorum.
Bizi alıştırdıkları gibi en aza tamah ederek seçiyorum kalemleri bakın. Kuru soğanın fiyatı bile 10 TL’nin altına düşmedi. Bazı yerlerde 15 – 20 hatta 30 TL… soğansız yemek olur mu?
Pide 10 TL. sebze meyve fiyatlarını zaten biliyorsunuz çok detaya girmeye gerek yok.
Diyanetin gerçekçilikten uzak açıklamasını şöyle kabaca hesap edecek olsak bile ortaya çıkan sonuç içler acısı… 4 kişilik bir ailenin fitre bedeli 280 TL…
30 gün için değerlendirecek olursak 8.400 TL…
Peki bizim ülkemizde asgari ücret ne kadar? 8.500 TL… yani neresinden bakarsanız bakın tutarsız, gerçek dışı bir hesaplama. Ki eğer bu hesap gerçek diyorsa Diyanet büyük bir gaf yapmış oluyor, hükümeti ele vermiş oluyor.
Demek ki Diyanet’e göre dört kişilik bir ailenin günlük yemek ihtiyacını karşılayacağı asgari tutar bir aylık asgari ücrete tekabül ediyor. Buna bir de elektrik, yakıt, su, diğer masraflar eklenirse asgari ücretli yine yetiremiyor…
İstedikleri kadar rakamlarla oynasınlar, istedikleri kadar göz boyamaya çalışsınlar, bu millet artık bu sahteliğe kanmayacak.
Aziz milletim artık iyi niyetinin suiistimal edilmesine göz yummayacak. Kanaatkar, kadirşinas milletim artık bu oyunlara gelmeyecek. Herkes her şeyin farkında…
AKP, yolun sonuna gelmiştir. AKP, milletin gözünde tükenmiş, güven kaybetmiştir. Kelime oyunlarıyla, aldatmacalarla kandırmaya çalıştığı bu aziz millet, 14 Mayıs’ta bu hükümete en güzel cevabı verecektir…
Hastane yaptık, sağlıkta devrim yaptık diyenler şimdi söyleyeceklerimi iyi dinlesinler…
Bir vatandaş, Süleyman Demirel Üniversitesi’nde yakınını tedavi ettiriyor ve bir miktar ödeme yapıyor. Hastanın yattığı her gün için ekstra ücret isteniyor ve hasta yakını kamu hastanesi diye güvenip geldiğini, bu kadar yüklü bir ödeme yapamayacağını söylüyor. Hastane yönetimi de ödemeyi yapmazsanız hastanızı çıkaramazsınız, ilaçlarınızı alamazsınız vs diyerek hastayı resmen rehin alıyor…
Bu mu sizin sağlıkta yaptığınız reform? Hani ücretsiz muayene, tedavi hakkı? Hani ücretsiz ilaç alma hakkı?
Yıl olmuş 2023, hala kamu hastanesinde hasta rehin alınıyor… Devletin en temel görevi olan bir konuyu bile reklam etmeye bayılırsınız ama vatandaşın en temel hakkı olan sağlık hizmetini bile ücretsiz sağlayamazsınız…
Size yazıklar olsun! Övündüğünüz sahte düzeninize de yazıklar olsun!
Bakın Jandarma Mehmet Sağlam adına oluşturulmuş, tırnak içinde söylüyorum oluşturulmuş kelimesini çünkü görünce anlayacaksınız.
Bakın burası bir orman gibi görünüyor mu? Erenler’e yapılmış bir orman sözde burası…
Gösteriş budalası kesim gelmiş buraya bir orman açıyoruz demiş, sonra da bir daha buraya uğramamışlar. Ağaç dikmeyi bile unutmuşlar… Bataklığa dönüşmüş olan alanda tek bir ağaç bile görmek mümkün değil maalesef…
Buraya konulan tabela bile bakımsız. Çürümüş, brandası yırtılmış bir vaziyette utanç vesikası gibi kalmış öylece…
Askere, temsil ettiği kuruma ve hatta ne yazık ki bayrağa biler saygısı olmayanlar bu görüntüden utanmayacaklar biliyoruz. Ama biz onlar adına utandık.
Bunların milliyetçiliği, vatanseverliği lafta…
AKP'nin ne kadar müşkül bir duruma düştüğünü görüyoruz.
Şuan bir panik havası içindeler. İl başkanının konuşmalarına bakılırsa milleti yine dini duygularını sömürerek kazanma peşindeler...
14 Mayıs'ta ki seçimin bir beka meselesi olduğunu söylemiş. Bunu doğru söylemiş. Gerçekten de bu seçim bir beka meselesidir. Bu seçim bir dönüm noktasıdır.
Bu seçim Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin geleceğinin şekilleneceği bir seçimdir. Aziz milletimizin dini ve milli duygularının sömürüldüğü, hassasiyetler zaaflar üzerinden milletin oyalandığı dönem bitiyor artık.
İl başkanı diyor ki bu seçim terör örgütü adaylarıyla ümmetin adayının seçimidir...
Terör örgütü sevicilerini meclise sokan siz değil miydiniz ?
Terör örgütü elebaşlarını davul zurnayla karşılayan siz değil miydiniz ?
Biz "teröristle müzakere olmaz mücadele olur" derken masaya oturup pazarlık yapan siz değil miydiniz ?
Mehmetçiklerimiz şehit olurken burası yan gelip yatma yeri değil diyen siz değil miydiniz ?
Şimdi kalkmış bize milliyetçilik taslıyorsunuz.
Sizin adayınız ümmetin adayıymış ya sömüre sömüre manevi duygularımızı körelttiniz...
Çalarken, soyarken, saraylar yaptırırken ümmet değil miydiniz ? Sizin yoğun çabanızla meclise giren bir parti üzerinden kirli siyaset yapmak yakışır size...
Ama görüyorsunuz ki yolun sonuna geldiniz. Bir çok farklı kesim karşınızda duruyorsa, artık yeter diyorsa bir durup düşünmeniz lazım. Korkunun paniğin faydası yok. Gitmeniz gerekiyor ve gideceksiniz...
Bu seçim Türkiye için İYİ yolda olanlarla, Türkiye'yi kaosa, açlığa, fakirliğe, sürükleyenlerin yarışıdır. Bu seçim adalet arayanlarla adaleti kendine yorumların yarışıdır. Bu seçim zorbalık yapanlarla, boyun eğmeyen yüce Türk Milletinin iradesinin yarışıdır. İYİLER ve Cesurlar kazanacak göreceksiniz. Ülkemizi Cumhuriyetimizin kurucu değerleriyle yeniden buluşturmak için geliyoruz. Biz birlikte tarih yazmak için geliyoruz. Az kaldı”