Saadet Partisi Halk Buluşmalarına Devam Ediyor

Saadet Partisi Halk Buluşmaları kapsamında İlçelerde vatandaşlarla buluşup sorunları dinleyerek çözüm önerilerini paylaşmaya devam ediyor.

Bolvadin’de gün boyunca çeşitli ziyaretler yapan Saadet Partisi İl Başkanı Beytullah Karataş ve beraberindeki partililer İlçe Kaymakamı Taner Bolat ve İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Gülfidan’ı da ziyaret etti.

Teravih sonrası Halk Buluşması’nda vatandaşların sorunlarını dinleyen Karataş ve partililer Saadet Partisi’nin çözüm önerilerini paylaştı.

Karataş konuşmasında şunları söyledi;

BELEDİYE İŞ SENDİKASI İŞÇİLERİNİN HAKKI ÖDENMELİ

Hayat pahalılığının gittikçe arttığı bu dönemde Afyonkarahisar Belediyesinde çalışan işçilerimiz açlık sınırının altında bir ücretle çalıştırılıyorsa bu zulümdür.

4 kişilik bir aileye bakmakla yükümlü olan bir işçi evine giderken pazar alışverişi yapamıyorsa, çocuğunun kırtasiye ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılayamıyorsa hakktan ve adaletten bahsedemeyiz.

Malesef işçilerimizin hakkını aradığı bu süreçte çeşitli baskılarla ve tehditlerle de karşı karşıya kaldığına şahit oluyoruz. Hakedenin hakkını araması kadar doğal bir şey yok, bu insanları bugün işten çıkarmayla tehdit edenler bu zulmün bedelini bir gün muhakkak öder.

Saadet Partisi olarak İşçilerimizin insanca yaşam taleplerinin dikkate alınarak enflasyona kurban edilmemesi için yanlarında olduğumuzu ifade ediyorum.

MİLLET PORSİYON KÜÇÜLTÜP ÖĞÜN AZALTIYOR

Muhterem hemşehrilerim; Toplumsal kutuplaşmadan farklı olarak bir de ekonomik şartlar bakımından kutuplaşan bir Türkiye ile karşı karşıyayız.

İki farklı toplum kesimi, iki farklı hayat görüyoruz.

-Bir tarafta kamu kaynaklarından beslenen, birden fazla kurumdan maaş alan “tuzu kuru”lar…

-Diğer tarafta ise yoksulluk sınırının 15 bini geçtiği bir dönemde; 4 bin küsür lirayla ev geçindirmeye, 650 liralık KYK bursuyla günde bir öğün yemek yiyerek hayatta kalmaya çalışan, masraflarını karşılayamadığı için okulu bırakmak zorunda olanlar, gün be gün fiyatları artan temel tüketim maddelerine ulaşamayıp sofrasına tuz koyamayanlar var.

-Bir tarafta sırça köşklerine kapanıp, köşkün içindeki samimiyetsiz ve gerçek dışı fısıltılardan gayrı seslere kulaklarını tıkayan iktidar ve iktidar yanlıları…

-Diğer tarafta ise; her geçen gün artan hayat pahalılığı nedeniyle sesini iktidara duyurmaya çalışan, geçim derdiyle boğuşan milyonlar var. Bir tarafta lüks, şatafat, gösteriş ve israf; diğer tarafta yoksulluk, fakirlik, açlık, sızlanma ve feryat var…

İNSANIMIZIN HAYAT KALİTESİ HER GEÇEN GÜN TÖRPÜLENİYOR

Daha dün, "sadece 6 ayda, cari açığı kapatacaklarını vadeden" türkülerek söyleyerek, Türk Lirasını pula çeviren iktidarın yol açtığı ekonomik yıkım insanımızın hayat kalitesini, yaşama sevincini her geçen gün törpülüyor.

Enflasyonun üzerine benzin dökerek Türkiye’yi adeta bir yangın yerine çeviren iktidar ve ortakları ülkemizin büyüdüğünü söyleseler de vatandaşın kursağına giren ekmek her geçen gün küçülüyor.

İnsanlar her geçen gün biraz daha geriye giden bir yaşam kalitesine mahkum ediliyorlar.

• Geçinebilmek için yemek öğünlerini azaltanların sayısı %50,3…

• Vatandaşlarımızın %31,9’u geçinebilmek için zaman zaman aç kaldıklarını ifade ediyorlar.

• %61,8’i et yemeyi bırakmış.

• %57,9’u artık daha az çamaşır yıkıyor.

• %62,5’i özel araçlarını kullanmayı bıraktığını söylüyor.

Üniversiteli Gençlerimize Kulak Verelim

Geçtiğimiz günlerde üniversiteli gençlerle iftar sofrasında bir araya geldik. Üniversiteli gençlerimize kulak verirsek, durumun vehametini çok daha net görürüz diye düşünüyorum.

-Bir üniversite öğrencisi gencimiz şu satırlarla derdini anlatmış; “Beslenmeyi iki öğüne düşürdüm. Gece yatağa aç giriyorum. Yurt dağın başında ama yürüyerek gidip geliyorum. Her gün hazır su alamayacağımdan musluktan klorlu su içiyorum..”

-Bir başka evladımız; “Alışveriş yapmıyoruz, dışarıda yemek yemiyoruz, her yere yürüyerek gidiyoruz. Mümkün olduğu kadar yurttan dışarı çıkmıyoruz; çünkü çıkarsak cebimizdeki para kendiliğinden uçacak. Bir pantolon 300 lira olmuş. Kendimi hiç bu kadar mutsuz, depresif, yorgun hissetmemiştim hayatımda..” demiş.

-Bir başkası ise; “Okul yemekhanesi dışında yemek alamıyorum. Haftasonu kapalı olduğu için evde makarna-bulgur ile geçiştiriyorum. 3 aydır yumurta yemedim..” diyor.

Bu ifadeler gösteriyor ki; insanlar geçinebilmek için yiyecekleri yemekten kısar hale geldiler. İktidar ve ortakları kendi çevrelerinin "nimetlerini" büyütürken; halkımız geçinebilmek için porsiyonları küçültüyor, daha da üzücü olanı ise artık öğün atlıyor.

HİÇBİR HEDEFİ TUTTURAMAYAN İKTİDAR HER GÜN BİR TARİH VERİYOR

İşte bu tablo; "rekabetçi kur politikasının Türkiye’yi prangalarından kurtaracağını ve Türkiye’ye yeni kapılar açacağını" söyleyen Erdoğan’ın eserinden başka bir şey değildir.

-Sadece ilk 2 ayda cari açık geçen yıla oranla %186 arttı.

-Enflasyon birkaç ay içinde azalacaktı. Yılın 3. ayında, yani daha şimdiden %61’e çıktı.

-Eylül ayında açıklanan Orta Vadeli Program’daki dolar kuru ve enflasyon hedefini 6 ayda sollayan; iktidar, şimdi bize "2023 sonrasında Türkiye’yi bu krizden çıkarabileceğini" söylüyor.

Hiçbir hedefini tutturamayan iktidar, her gün yeni bir tarih veriyor ne yazık ki.. Beceriksizliklerini örtbas etmek için başvurmadıkları yol ve söylem yok!

"Enflasyonun yalnızca Türkiye’de değil; dünyada da genel bir sorun" olduğunu tekrarlamayı da alışkanlık haline getirdiler..

“Sadece bizde değil, tüm ülkelerde enflasyon var” diyorlar. Ancak dünyanın hiçbir ülkesinde, sadece bir senede enflasyon böylesine hızlı artmıyor. Ayrıca onlar da bal gibi biliyorlar ki; Türkiye, OECD ülkeleri arasında enflasyon şampiyonu.

GELİN ZİRVEDE(!) BIRAKIN

İktidarın anlattığı masallar ve hayaller ile gerçekte yaşattığı hayatlar arasında uçurum var!

Hayalde; ekonomisi en güçlü 10 ülke arasına girecektik.. Gerçekte; enflasyonu en yüksek 10 ülke arasına girdik..

Hayalde; tek haneli işsizlik ve enflasyon rakamları olacaktı.. Gerçekte; 3 haneli enflasyon rakamları ve her geçen gün sayıları artan işsizler ordusu...

Hayalde; iyiler arasındaki ligde zirvede yer almak... Gerçekte; olumsuz istatistikler ve sıralamalar listesinde hep zirvede bulunmak..

-Enflasyon 20 yılın zirvesinde..

-Zamlar 20 yılın zirvesinde..

-Cari açık 20 yılın zirvesinde..

-Dış borçlar ve faiz ödemeleri de; sayenizde 20 yılın zirvesinde..

Gelin bu işi zirvede bırakın.. Gelin daha dazla zorlamayın..

Çünkü bu zirvenin sonu uçurum, sonu felakettir! Hem millet hem de sizin için...

BİZİM ADAYIMIZ KİM OLACAK?

Muhterem arkadaşlar; şu sıralar seçimlere daha bir yıldan fazla bir zaman olmasına rağmen; bir adaylık tartışması sürüp gidiyor. Aday şu mu olacak bu mu olacak..

Neden? Çünkü problemlerin zirveye çıktığı bu dönemde dikkatleri başka bir tarafa çekmek, gerçeklerin üzerini örtebilmek için! Türkiye, çok seçimler geçirdi ama bugünkü adaylar üzerinde bu kadar durulduğu bir dönemi yaşamadık...

Adayın isminin açıklanmasına daha zaman var; "fakat nasıl bir aday olmalı" derseniz işte kriterlerimizi açıklıyorum. Aday bu kriterlere uygun olarak belirlenmeli ve belirlenecektir...

Bizim adayımız;

-Kutuplaştırıcı değil, kucaklayıcı olacak.

-Bizim adayımız ayrıştırıcı değil, birleştirici; ötekileştirici değil, uzlaşmacı olacak.

-Kuvveti değil, hakkı ve adaleti üstün tutacak.

-Menfaati değil, hizmeti esas alacak.

-Kapısını herkese açık tutacak, kesinlikle partizanlık yapmayacak.

-"Ben ne istersem yaparım" demeyecek, istişareye her daim önem verecek.

-Asla emanete ihanet etmeyecek! Devletin hazinesine yetim hakkına sahip çıkar gibi sahip çıkacak. Çalmayacak, çaldırmayacak!

-YOLSUZLUĞA YANDAŞLIĞA, YALAKALIĞA, YAĞMAYA ve YASAĞA İZİN VERMEYECEĞİZ

-İhalelerde şeffaf, denetlemede son derece titiz olacak.

-Farklı fikir ve düşüncelere itibar edecek, hoşumuza gideni değil hoşumuza gitmese de doğru olanı yapacak.

-Çevrenin, tarihin, sahillerin, yeşil alanların talan edilmesine asla müsaade etmeyecek.

Türkiye’yi kısa bir zamanda normalleştireceğiz...

BİZ ŞAHISLARIN DEĞİL İLKELERİN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ

Bir kez daha söylüyorum. Biz kişiler üzerinden değil, ilkeler ve prensipler üzerinden siyaset yapıyoruz.

İktidarı değil, bozulan düzeni değiştirmek için uğraşıyoruz.

Yoksa sistem aynen devam ettikten sonra; Ahmet gitmiş-Mehmet gelmiş, A Partisi gitmiş-B partisi gelmiş bir anlamı olmaz.Biz kişilerin değil, sistemin alternatifiyiz.

Bu süreci de kişiler, partiler üzerinden değil ilkeler üzerinden yürütüyoruz ve yürüteceğiz.

Kimse merak etmesin.. Bu ülke için en doğru kararları almaya gayret edip, en güzel adımları da birlikte atacağız.

Editör: Haber Merkezi