Uysal, “Hak Ölçüsüyle Verilen Mücadele Mübarektir”

Demokrat Parti Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal katıldığı İscehisar DP ilçe kongresinde yaptığı konuşmada “Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazılırken de, bugün içinde bulunduğumuz dönemi nasıl Osmanlı’nın fetret dönemi varsa, bu dönemi de buhran dönemi olarak tarih yazacaktır. Sağından solundan yapılan telkinler, dezenformasyonlar bültenleriyle zihinlerin bulandırıldığı bir dönemde hak ölçüsüyle inandığı davanın mücadelesini veren hangi siyasi parti olursa olsun tüm vatandaşlarımızın verdiği mücadele mübarektir. “ dedi.

YÜZLERİNİZİ KARA ÇIKARMAMAK İÇİN…

Demokrat Parti Genel Başkanı ve Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal katıldığı İscehisar DP ilçe kongresinde ülke ve yerel siyasete dair açıklamalarda bulunda.

Uysal yaptığı konuşmada şunu söyledi: Mübarek gündeyiz ve bu mübarek günde kongremizi gerçekleştiriyoruz. Siyasi mücadelenin içerisinde farklı farklı devirleri yaşayarak geliyoruz. İscehisar’da kendi siyasi çizgisi içerisinde bu şuurla her daim kendi iradesini koymuştur. Bu açıdan ben kürsüden kendi hemşerilerime, içinden doğup, büyüyüp çıktığımız, kendi insanlarımıza karşı bir mesuliyetle her daim adımlarımızı attık. Yüzlerinizi kara çıkarmamak adına bu mücadeleyi, bu bayrağı taşımaya gayret gösterdik. Allah bizleri mahcup etmesin.

TARİH BU DÖNEMİ BUHRAN DÖNEMİ OLARAK YAZACAK

Değerli misafirler toplumların buhran dönemleri oluyor, yarınlar da Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazılırken de, bugün içinde bulunduğumuz dönemi nasıl Osmanlı’nın fetret dönemi varsa, bu dönemi de buhran dönemi olarak tarih yazacaktır. Sağından solundan yapılan telkinler, dezenformasyonlar bültenleriyle zihinlerin bulandırıldığı bir dönemde hak ölçüsüyle inandığı davanın mücadelesini veren hangi siyasi parti olursa olsun tüm vatandaşlarımızın verdiği mücadele mübarektir.

GELDİĞİMİZ VE GİTTİĞİMİZ YERİ BİLİYORUZ

Elbette bizler de çok partili hayata geçerken Türkiye’nin tarihinde çok kıymetli vazife görmüş siyasi hareket olarak yeniden bu büyük ülkeyi sıkıştığı bu halden çıkarmak adına inandıklarımızı, bize miras bırakılmış değerleri, idealleri yarınlara taşımak adına, evlatlarımızın geleceğini teminat altına almak adına mücadelesini veriyoruz. Nereden geldiğimizi biliyoruz. Nereye gitmek istediğimizi de biliyoruz. Bilmeyenlere inat bu ülkenin dününü yok sayanların, yarını sağlam bir limana çekebilme imkânı yok, götürebilme imkânı yok. Bunu da biliyoruz.

ÜLKEMİZ, KENDİ KUDRET KAPASİTESİNE DENK

SİYASİ AKILLA BULUŞAMAMASININ BEDELİNİ ÖDÜYOR

Bugün 20 yıllık bir zaman dilimi içerisinde, Türk milletinin hiçbir mazeret bırakmayacak şekilde kendilerine yetki, zaman, bütçe, imkân vermiş olmasına rağmen hala mazeret diyerek suçu başka yerlerde aramalarına da ne akıl ölçüsüyle ne de vicdan ölçüsüyle bir manasının olmadığını bu vesileyle belirtmek isterim. Biz bu ülkenin büyüklüğünün farkındayız. Bu ülkenin problemi imkân yokluğudur ve kaynak yokluğudur. Bugün Türkiye’nin dışarıdan ve içerden baktığınızda istikametini kaybetmiş bir görüntü vermesinin, soğuk savaşın akabinde artçı sarsıntıların sonuna geldiğimiz böyle bir dönemde yeni yeni güç merkezleri yükselirken, yeni yeni ittifaklar yükselirken bu büyük ülkenin de kendi büyüklüğüne denk, kendi kudret kapasitesine denk bir siyasi akılla buluşamamasının bedelini ödediği kanaatindeyiz.

ÜLKENİN GEÇMİŞİNİ YOK SAYIYORLAR

O büyüklüğe denk siyasi akılla ne zaman buluşmuş, ne zaman kadroları, lider kadrolar parlamış bu ülkenin tarihinde de büyük sıçrama hamlelerinin yapıldığı dönemlerdir. İşte bulunduğumuz bu tarihi eşikte bir büyük muhasebe kavşağına yaklaşıyoruz. Her insanımız, her bir vatandaşımız neye inanıyorsa ama akıl ve vicdan ölçüsüyle bütün bunları değerlendirmek durumunda. Olmaz denilen her şeyin yaşandığı bir dönemdeyiz. Bu büyük ülkenin varlığının sebebi olan her şehidin tartışıldığı bir dönemdeyiz. İşte Cumhuriyetin 100. Yılını idrak ediyoruz. 100. Yılın eşiğindeyiz. Bu muhasebeyi yaptığımızda bu devletin her türlü imkânından yararlananlar büyük ülkenin geçmişini yok sayarak birde üstüne hakaretlerle buradan bir çıkış yolu düşünmektedirler.

DÜNÜN KAVGASI ÜZERİNDEN SİYASİ ALANI DOMİNE ETMEYE ÇALIŞIYOR

Oysa bu tarihi mecra içerisinde olgunlaşa olgunlaşa, büyüye büyüye bir imparatorluk bakiyesi olarak ulus devlet ulus millet fikrini bayraklaştırmış ve bundan bin asır evvel bulunduğu coğrafya da olumlu bir şekilde ayrışmış, kendi insanlarına hukuk sunabilen, refah sunabilen, güvenlik sunabilen bir ülke olarak yarınlara taşıma mücadelesi varken, Türkiye hiçbir şekilde değiştirip, dönüştüremeyeceği dünün kavgası üzerinden siyasi alanı domine etmeye çalışıyor.

HAKİKATLERİ YALANLARDAN AYIRT ETMEK ADINA

KENDİ İNANCIMIZI, KENDİ FİKRİMİZİ

İşte bizim iddiamız hiçbir şekilde değiştirmeyeceğimiz dünün üzerinden değil, ama her şekilde değiştirip dönüştürebileceğimiz yarınlarımızı kuşatabileceğimiz insanımızın gerçek gündemi üzerinden bir siyaset yapmayı her daim kendimize yol ve yöntem olarak benimsedik.

Bugünde sesini yükseltenlere karşı her daim sözümüzü yükseltmeyi tercih ettik. İşte böyle bir tarihi kavşakta elbette Afyonumuzda da, İscehisar’ımızda da insanlarımıza bulunduğumuz bu kürsüden hakikatleri yalanlardan ayırt etmek adına kendi inancımızı, kendi fikrimizi söylüyoruz.

İNANDIĞIMIZ YOLDA YÜRÜYORUZ.

Biz de bu büyük siyaset kervanı içerisinde doğmuş, büyümüş, pişmiş, olgunlaşmış ve il başkanı olduğum andan itibaren de bugüne kadar bu mücadeleyi emanet gözüyle, dededen aldığımız bu bayrağı benim gibi bu salonda bulunan çok kıymetli büyüklerimiz var. Onların evlatları var. Yıldırım kardeşimizde onlardan birisi, ona da müteşekkiriz. Bu bayrağı İscehisar’ımızda taşıyor. Bu açıdan siyaseti kendi adına bir gelecek inşası değil, bu büyük millet adına bir gelecek inşası olarak addeden bir anlayışla bunu yapmaya gayret ettik. Bugün de inancımız bu istikamettedir. Bu açıdan ben aramızda bulunan çok kıymetli büyüklerimize bu zamana kadar hizmet etmiş dava arkadaşlarıma sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum. İnşallah inandığımız yolda yürüyoruz.

İSCEHİSAR’A BİR ÖZÜR BORCUMUZ

Biz milletin geleceğinin parlak olduğuna inanıyoruz. Üstümüzdeki örtüyü atabildiğimiz takdirde bugün konuştuğumuz meselelerin Türkiye’de gündem olmayacağının bilinci içerisindeyiz. Hukuk ve demokrasi ortak paydasında, demokrasi ekmeğimiz aşımızdır diyerek kendi insanlarına eşit fırsatlar sunan bir ülke haline nasıl getirebilirizin kavgasını milletimize mal etmek eşiğindeyiz. İscehisar’lı olarak her daim verdiğiniz desteğe müteşekkiriz. Hiçbir zaman kızmadık, gücenmeyiz. İscehisar’a bir özür borcumuz da var. İscehisar belediyesi dolayısıyla bu kürsüden ifade edelim.

MİLLETİMİZ CUMHURİYETİN MANASINI KAVRAMIŞTIR

İdealleri değerleri özümsemek başka bir şey. Özümseyenler olur, olmayanlar olur. Herkesin kendi tercihidir ama netice itibariyle İscehisarlının güvenini belli bir ölçüde boşa çıkardığımız için de bir ıstırabımız var. Bunu da açık yüreklilikle, sorumluluğunu da alarak ifade etmek isterim. Tarihini anlamayanların geçmişini yok saymış olmasına rağmen Türkiye’yi bölüp parçalayıp eski Türkiye’yi yeni Türkiye diye ayırt etme teşebbüslerine rağmen milletimizin derin fikrinde cumhuriyetimizin manasını kavradığını görüyoruz. Bu açıdan Cumhuriyet Bayramımızı kutlarım.

Kongremize katılan tüm misafirlere teşekkür ederim.

Editör: Haber Merkezi