Başsavcımızın mesajları
Aslında bugün yazacağım konuyu dün
yazacağıma dair anons yapmıştık.
Fakat Bakanımızın değerlendirme toplantısına
dair yazım uzun olunca, Başsavcımızın
Makamındaki ziyarete ilişkin notlarım
bugüne kaldı.
***
Cumhuriyet Başsavcımız Mehmet
Özel’in davetlisiydik önceki gün.
Afyonkarahisar Merkezdeki Gazetelerin
temsilcilerini ağırladı makamında.
Sıcak ve samimi bir sohbet oldu.
Başsavcımız ile daha öncede görüşmüştük.
Ağzından çıkan kelimeler öyle laf olsun
diye çıkmıyor.
Tüm konuşmasındaki vurguların ‘özenle
seçilmiş’ olduğu görülüyor.
Afyonkarahisar, O’nun Başsavcı olarak
dördüncü İl’i.
Yaşı genç.
Ama ‘cevher’in yaşta değil ‘başta’ olduğunu
ispatlıyor, genç yaştaki Başsavcılığı.
Aldığım izlenim, Afyonkarahisar’ı sevmiş.
Kısa zamanda da ‘kimin kim olduğunu,
neyin ne olduğunu’ çözdüğü anlaşılıyor.
***
Makamındaki görüşme, bir gönül alma ve
tanışma buluşmasıydı.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününde Valimiz
Mustafa Tutulmaz’ın verdiği kahvaltıda
bulunamamıştı Başsavcımız Mehmet Özel.
Ankara’da cumhurbaşkanlığı Külliyesinde
Cumhurbaşkanımızın davetlisiydiler, 2. Ağır
Ceza Mahkemesi Başkanımız Hayati Karaaslan’la
birlikte.
İnce eleyip,
sık dokuyan ekip
Başsavcımız Mehmet Özel, özellikle
FeTÖ/PDY ile mücadele konusunda çok hassas.
Zaten daha öncede vurguladığım gibi
eğer Afyonkarahisar’da bu ‘mor beyin’ mağduru
sayısı yok denecek kadar az ise, bu Mehmet
Özel ile Osman Çabuk’un ‘ince eleyip, sık
dokudukları’ içindir.
Bir başka unutulmaması gereken konuda,
yine aynı ‘mor beyin’ mağdurları ile ilgili olarak
‘tahliyelerin’ vakit geçirilmeden yapılması
hususudur.
Halen daha istanbul’da, Ankara’da ve
Türkiye’nin değişik İl’lerinden tahliyeleri duyuyoruz.
11 bin 480 kişilik liste içerisinde Afyonkarahisar’da
bulunan 11 kişi o gece yarısı tahliye
edilmişlerdi.
Onlar tahliye olalı iki hafta kadar bir süre
oldu, ama diğer İl’lerde halen tahliye edilmeyi
bekleyenler var.
İşte Afyonkarahisar cumhuriyet Başsavcılığının
farkı buradan da görülüyor.
Başsavcı Mehmet Özel görüşmemizde
bir hususu da vurguladı;
‘Aklını kiraya vermeyen, okuduğunu anlayan
insanlar olsun istiyoruz’ dedi.
Dedim ya, kelimelerini o kadar özenli ve
anlamlı seçiyor ki, bu cümleden bile sayfalar
dolusu makaleler çıkar.
İftiracılara…
Başsavcı Özel sohbet sırasında ‘sosyal
medya’ ya da değindi.
‘itham ve iftira kolaydır. Ama hem uhrevi,
hemde hukuki yaptırımı vardır’ dedikten
sonra cumhuriyet Başsavcılığı olarak
duyamadıkları, göremedikleri bu tür konularda
da kendilerini bilgilendirmemizi istedi.
Kişilik haklarına dokunan, iftirada bulunan,
mesnetsiz ithamlarda bulunan her kim
olursa olsun gereğinin yapılacağını bilmesi
gerekli.
Başsavcı Özel, her türlü iddiayı dinleyeceklerini
ama mutlaka araştıracaklarını söylemekte.
Bilindiği gibi artık eskisi gibi ‘ben iftirayı
atayım, ihbarda bulunayım, derdini orada
anlatsın’ dönemi sona erdi. Afyonkarahisar
cumhuriyet Başsavcılığı da bu konuda hassas.
Mesnetsiz olan konular ile ilgili olarak
bu iddiaları ortaya atanlar hakkında da gereğinin
yapıldığının bilinmesi gerekli.
Mesela, FeTÖ/PDY konusunda binlerce
ihbar yapılmıştı Afyonkarahisar cumhuriyet
Başsavcılığına ve Emniyet Müdürlüğüne...
Bunların hepsinin incelendiğinin bilinmesi
gerekli.
İnceleniyor ama, ihbar edilen kişi hakkında
rahatsız edecek şekilde işlem yapılmıyor.
İhbarlar süzgeçten geçiriliyor, eldeki belgeler
ve bilgiler derleniyor. Sonra bunların
hepsi oluşturulan 15 kriter üzerinden değerlendiriliyor.
Sonra ne yapılacağına karar
veriliyor. Pek çok kişi hakkında ne tür bir
ihbar olduğunu bilmiyor bile.
Çünkü bazıları sadece rakiplerini, düşmanlarını
rahatsız etmek için yapılan ihbarlar.
Bu asılsız ihbar ve ithamlarda bulunanların
da yaptıklarının yanlarına kar kalmayacağını
bilmeleri gerek.
Cumhuriyet Başsavcılığı bu türdeki durumlar
ile ilgili olarak işlemlerde yapmaya
başladı.
Başsavcımız bu konuda şunları söylemekte;
‘Çok sayıda ihbar var. Hepsine doğrudur
diye üzerine gitmek, o zihniyete hizmet etmektir.
Asılsız ihbarın karşılığı var. Bunu da
yapıyoruz. Hukuk hepimize lazım.’
***
Başsavcı Mehmet Özel İlimizde göreve
başladıktan sonra Cumhuriyet Savcısı arkadaşları
ile toplandığında şunu söylemiş;
‘Vatandaşımıza mutlaka vakit ayırın.
Onların görüşme taleplerini geri çevirmeyin.
Vatandaşa ayrılan vakti, daha iyi Türkiye
ve hataların olmasını minimize eden
bir şey olarak görüyorum’ demiş.
Başsavcı Özel, ‘Biz buraya hizmet etmeye
geldik. Vatandaşın güveneceği kapıdır
burası. Mevzuata, yasalara uymayan
her kimse gereğini yapmak boynumuzun
borcu’ diyerek te yasaların önünde herkese
eşit muamele yapılacağını vurgulamakta.
Kriptolar rahatsız da peki ya diğerleri?
Bazı kişiler özellikle ODAK ve KOCATEPE
Gazetelerinde FeTÖ/PDY konularında görülen
davalardaki duruşma notlarının yayınlanmasından
rahatsızlar.
FeTÖ/PDY içerisindeki kişiler ile onların
yakınlarının rahatsızlığını anlıyoruz.
‘Onlar Fetöcü ise bende Fetöcüyüm’ diyenlerin
rahatsızlığını da anlıyoruz.
Ama...
FeTÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne karşı olduklarını
15 Temmuz’dan sonra dile getirenlerin,
bu yayınlarımızdan neden rahatsız
olduklarını ise anlamakta güçlük çekiyoruz.
Eğer bir kişi bu hain örgüt ile mücadele
kapsamında tutuklandı ise bunu yazıyoruz,
duruşmalarda verdikleri ifadelerin haber
olma özelliği taşıyan unsurlarını da yazıyoruz,
eğer beraat ettiler ise bunu da yazıyoruz,
ceza aldılar ise bunu da yazıyoruz,
tahliye edilenleri de yazıyoruz...
Demek ki herşeyi yazıyoruz...
Yazmamak, Başsavcımız Mehmet Özel’in
sözleriyle ‘O hainlerin değirmenine su taşımak
olur.’
Yazacağız ki, kamuoyu öğrenecek.
Peki bizim bunları yazmamızdan neden
rahatsız olunuyor ki?
‘Kripto’ olanların haricindekilerin rahatsız
olmasından bizlerde rahatsız oluyoruz, bu
da biline...
‘Kripto’ lar ise biraz daha sabredin.
Mesela önümüzdeki günlerde önemli bir
‘kripto’nun kimliğini açıklayacağım.
Devletimizin eninde, sonunda bu ‘kripto’ların
kimliklerini öğrendiğinin ve gereğini
yaptığının kamuoyu tarafından bilinmesi için
yazacağım bu ‘özel’ bilgiyi.
Biraz sabır...
Müthiş Cevap…
Başsavcımız Mehmet Özel, Hatay’lı.
Hatay’ın meşhur tatlısı ‘Künefe’
İlimizin de ‘Kaymaklı ekmek Kadayıfı’
Sordum kendisine, ‘Künefe’mi, Ekmek Kadayıfı
mı?’
Müthiş bir cevap verdi.
Sorum karşısında bir kaç saniye beklemedi
bile...
Zeki insanlara özgü hızlılıkta verdi cevabını.
‘ikisi de birbirini tamamlıyor.’
Ve ekledi...
‘Ama Künefe’yi Hatay’da, yerinde yemek
gerek.’
Yani bizlerin Hatay dışında yediklerimizin
Hatay’daki lezzetle uzaktan yakından alakasının
olmadığını vurguladı.
Bu cevabını Basın Heyetine ‘Hatay daveti’
olarak algıladığımızı söyledim.
‘Memnuniyetle, mutlu olurum’ cevabını
aldık.
İnşaallah…
Görüşmemiz sona erdikten sonra adet
olduğu üzere bir hatıra fotoğrafı çekilmek
için Başsavcımızın Makam masasının arkasında
toplandık.
Başsavcımızla takımlarımız aynı. O’da
Galatasaray’lı.
O günkü kravatıma dikkat etmiş.
‘Arda’yı kaptırdık’ dedim.
Arda’yı kaptırma konusunda karamsar
değil, Başsavcımız;
‘Arda’yı kaptırdık ama, Fatih Terim
geldi. Önceleri iyi gidiyorduk ama, sonra
olmadı. Fatih Terim şimdi toparlar inşaallah’
şeklindeki sözlerine bende ‘inşaallah’
diyorum.
Çünkü bu Fenerbahçeli dostlarımız çok
mu çok ‘havaya’ girdiler.
Talebem de gelişme var ama , yeterli değil...
Pazar günü talebem geldi.
Dersini verdim tabiki.
Eğitim çok önemli. Bende öncelikle yakın çevremdekileri,
arkadaşlarımı, dostlarımı elimden geldiğince eğitmeye gayret
ediyorum.
Pazar günkü talebem Muammer Türker idi.
Cuma ve cumartesi günkü aldığı dersler yeterli olmamış ki,
Pazar günü bir ders daha istedi.
‘Yenilen pehlivan güreşe doymazmış’ sözünün boşuna olmadığını
gösterdi.
İlerleme var kendisinde ama, beni yenmek için yeterli olmadığı
görülüyor.
Yıllar önce ATSO’nun ilk spor oyunlarında ‘tavla’ dalında ODAK’ı
temsilen müsabakalara katılmıştı Muammer Türker kardeşim.
O müsabakalarda birincilik madalyasını takmıştı.
Tabiki benden aldığı dersler sayesinde.
Şimdi de diyebilirim ki Afyonkarahisar çapında bir müsabaka
yapılsa, o müsabakaya ben katılmadıysam mutlaka birinci
olur kendisi.
Tebrik ediyorum kendisini.
Hem müthiş özgüveni için, hem de karşımda bir iki oyun
alabildiği için.
Hocam, talebem oldu...
Daha önce talebesi olduğum Erdal Sayar şimdi artık
benim talebem oldu.
Mali Müşavirlik kon usunda ‘iyi’ olmasına rağmen,
‘tavla’ konusunda maalesef performans düşüklüğü yaşamakta
kendisi.
inşaallah toparlar kendisini.
Çünkü ‘Hoca’mı yenmek üzüyor beni.
Borçlulara davet...
Tavlayı çoğu zaman ‘kravat’, ‘gömlek’, ‘pantalon’, ‘takım
elbise’ üzerine oynuyoruz. Bazen de eğitim amaçlı.
Evde ‘talebe’lerimden kazandığım bu giyim eşyalarını
koyacak yer kalmamıştı.
Bu nedenle de alacaklı olduklarımı sıkıştırmıyordum.
Geçenlerde epeycesini daha paketi açılmamış halde hediye
ettim.
Şimdi epeyce yer açıldı.
Borçlu olan ‘talebe’lerime
açık çağrıda bulunuyorum.
Borçlarınızı ödeyin artık.
İsterseniz yapılandırma
yapayım.
Yoksa isim isim yazacağım
hepinizi :))