AKŞAM OLUNCA…
 
Vücutta çift taraflı çalışan tek eklem olup,
 
Hem aşağı-yukarı, hem sağa-sola hareket eden,
 
Yani, neresi işine geliyorsa, oraya giden,
 
Takiyye yapma organı olan,
 
Bilin bakalım, nedir?
 
Çene…
 
Çene’nin birçok işlevi vardır…
 
Mesela, “çene çalmak”: vatandaş, kredi kartının asgari tutarını nasıl yatıracağını, taksitlerini nasıl erteleyeceğini düşünürken, öte yanda şakır şakır iş bitirip, fatura kesenlerin “MUTLU” olma durumudur…
 
Mesela, “çenen tutulsun!”: perde gerisinde oynanan oyunlar ortaya döküldüğünde, oyuncuları, ortaya dökenlere yönelik temennidir…
 
Mesela, “çeneyi dağıtmak”: en yakın çalışma arkadaşını yumruklayan, tenhada tek kıstırıp zincirle adam döven ve hala koltuğa yaslanan adamların “ÇINAR” olma durumudur.
 
Mesela, “çene suyu çorba”: “uyandırma kerizi” politikası uygulayanların kendi gurupları dışında, eften-püften konuşmalarıdır…
 
Mesela, “çenesi kilitlenmek”: ciddi iddialar karşısında cevap vermekten kaçanların “PINAR” kadar temiz olduğunu sanmasıdır…
 
Mesela, “çeneaşı”: fukaraya “ÜNSAL”ın patronları adına dağıttığı bulgur, makarna olup, bunların sadece tokluk hissi vermiş olmasıdır…
 
Mesela “çeneye kuvvet”: “İnan” gibi eski politikacıların, nefes almadan şikayetçi olma durumudur…
 
Mesela “çenesi düşük”: kendisine yönelik iddialar karşısında hedef saptıran, arkadaşlarını gammazlayınca “MUTLU” olandır.
 
Uzun lafın kısası...
 
Çenebazlık etmenin álemi yok.
 
Edenlerden, kimseye zaten fırsat da yok…