AK Parti bu işi iyi biliyor
Tüm televizyonlarda, yazılı basında ‘referandum’ gündemin birinci maddesi.
Haklarını teslim etmek gerek, İktidar cephesi medya’ya manşet olacak açıklamalar veriyor.
Hangi televizyonu açarsanız açın mutlaka Hükümetin bir temsilcisini ya da Cumhurbaşkanımızın o andaki bir programını canlı olarak izleme imkanınız oluyor.
Sabahtan gece yarısına kadar aynı konuyu değişik kişiler, değişik yollardan çeşitli örnekler vererek anlatınca ister istemez o konuda bir kanaat oluşuyor.
Bunun üstüne bir de AK Partinin referandum için hazırladığı reklamlar da denk gelirse Kaymaklı ekmek kadayıfı misali, EVET cephesinin keyfine keyif katılıyor.
Hakkını teslim etmek gerek AK Parti bu seçim kampanyası işini iyi biliyor.
Hangi noktada ne söylenmesi gerektiğini denk hesaplıyor.
Milletin içinde olmak böyle birşey olsa gerek.
Milletin nabzını iyi tutuyorlar.
Genel Seçimler sırasında yine belirtmiştim.
AK Partinin daha seçim müzikleri, seçim reklam filmleri çıkmadan yapılan anketler yanıltır demiştim.
Dediğim gibi oldu.
Seçim müziklerinden, reklam filmlerinden önceki anketler ile daha sonraki anketler arasındaki fark ortada.
Ne değişti o süreçte?
Vaatler aynıydı, konuşulan metinler bile hemen hemen aynıydı.
Ama milletin içine işleyen o müzikler, o görüntüler kararsız olanların, hatta AK Partiye oy vermeyi düşünmeyenlerin bile gönlünü almayı başardı.
Millet olarak duygusalız.
Bize özgü hasletlerimiz var.
AK Parti bunları iyi biliyor ve tam damardan giriyor.
Bugünlerde AK Partinin yukarıda saydığım tüm artılarına birde yayınlanan ve yeni başlayan bazı dizileri de eklemek gerek.
Şöyle bir bakın dizilere...
O dizilerdeki bazı sahnelere, konulara, konuşulanlara...
Velhasıl kelam AK Parti bu konuda son derece başarılı.
//
CHP’lilere bir tavsiye
Gelelim HAYIR cephesine...
Aslında müzik konusunda, dizi konusunda, reklam konusunda sosyal demokratların daha önde oldukları düşünülür değil mi?
Baksanıza geçmişten bugüne ne kadar ünlü, önemli sanatçı varsa hemen hepsi sol görüşe sahip değilmidir?
Sadece sanatçılar değil, müzik ve film dünyasının kamera arkasından kamera önüne kadar pek çoğunda ‘sol’un hakimiyeti her zaman belirgin bir şekildedir.
Yazar kadroları bakımından da üstün bir güce sahiptir aslında sol cenah.
Un var, şeker var, yağ var ama helva yok misali CHP zihniyeti hiç bir seçimde bu imkanını, gücünü kullanamamıştır.
Son 7 seçimde hezimete uğramış Kılıçdaroğlu ve ekibinin bu referandum için hazırladıkları kampanya hakkında tek kelime yaz deseniz, ‘fiyasko’ derim. Başka bir kelimeye ihtiyaç yok.
Buradan şu sonuç çıkıyor.
Bu CHP hangi imkana sahip olursa olsun, Milletin içine girmeyi başaramadıkları sürece bir başarı elde etme imkanları yok.
Milletimiz üst perdeden konuşanları, yapılanları azıcıkta olsa takdir etmeyenleri benimsemiyor.
Herşeye burun kıvırmakla, yapılanları yok saymakla, Pensilvanya ya sarılmakla bir yere varamayacaklarını göremiyorlar bir türlü.
Kılıçdaroğlu ve ekibi ‘Evet diye oylarını vereceklerini söyleyenler korkudan böyle söylüyor, sandıkta Hayır diyecekler’ diye kendilerini avuta dursunlar, atı alan Üsküdar’ı geçti çoktan.
Benden tavsiye Kılıçdaroğlu ve ekibine...
Bundan sonraki seçime hazırlanmaya başlayın şimdiden.
Öncelikle seçim ekibinizi ve stratejinizi değiştirin.
Bu arada mübarek üç aylara girdik.
Alın abdestinizi, kılın namazınızı ve açın ellerinizi semaya...
Dua edin bol bol.
Belki söz saatine denk gelir, Rabbimde dualarınızı kabul ediverirse olur belki...
Daha iki hafta var sandık gününe.
Hadi içinizden bazılarının mekan edindikleri meyhanelerden çıkın ve gidin camilere.
Ama samimiyetle gidin o camilere.
Halkımızın gözünü boyamak için gitmeyin.
Milletimiz öncelikle sizin samimiyetinize inanmalı.
Sonrası kolay.
//
//
//
Cumhurbaşkanımız Afyonkarahisar’daki her şeyi biliyor
Kim ne derse desin, AK Parti denilince ilk akla gelen isim Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Gidin İlimizin her hangi bir köyüne.
Yaşlı bir kişiyle konuşun.
AK Parti den bahsedin, size ‘Tayyip’in Partisinden mi söz ediyorsun’ diyecektir.
Şu yolu kim yaptı diye sorun, ‘Tayyip yaptı’ diyecektir.
Bu örnekler yüzlerce, binlercedir.
İşte halkın içinde olmak budur.
Halkın kendisinden böyle ilk ismiyle hitabından rahatsız falanda değildir Cumhurbaşkanımız.
Çünkü bilir o vatandaşının bunu ukalalık veya küçümsemek için söylemediğini.
Hatta mutlu bile olur.
Çünkü o köylü vatandaşın kendisinden böyle ismiyle söz etmesinin, benimsendiğinin bir göstergesi olduğunu bilir.
Bir gazetecinin ‘Tayyip’ diye attığı başlıkla, köylü vatandaşın ‘Tayyip’ demesinin arasındaki farkı gayet iyi bilir ve kime nasıl davranması gerekiyorsa da öyle davranır Cumhurbaşkanımız.
Bunu bildiği gibi Ülkemizin neresinde ne olup bitiyor bunları da bilmektedir Cumhurbaşkanımız.
--
Cumhurbaşkanımız toplu açılış törenine katılmak için iki hafta önce İlimize gelmişti.
Programda yer aldığı üzere Cumhurbaşkanımız Afyonkarahisar Belediyesini ziyaret etti.
Makamda Belediye Başkanımız Burhanettin Çoban, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a brifing vermek için hazırdı.
Tam konuşmaya başlayacağı sırada Cumhurbaşkanımız kendisine bir uyarıda bulundu;
‘Üç dakikayı geçmesin Burhanettin.’
Tamam şeklinde kafasını salladı Başkanımız.
Başladı anlatmaya yaptıkları icraatları.
Üç dakika biraz geçmişti.
Önce saatine, sonra Burhanettin Başkanın yüzüne baktı Cumhurbaşkanımız.
O’nun halen daha konuşmaya devam ettiğini görünce konuşmasını kesti;
‘Üç dakika doldu Burhanettin. Ben Afyonla ilgili her şeyi biliyorum .’
Başkan Çoban son bir hamle voleybol için para istemeye niyetlendi, O bu isteğini söylerken net bir cevap verdi Cumhurbaşkanımız;
‘Biz spor için gerekeni yapıyoruz, yaparız da. Sen topu bırak alt yapıya bak’
Sonra ziyaret sona erdi ve Makamdan ayrıldı Cumhurbaşkanımız.
--
Valilik ziyaretindeki brifing sırasında konuların ayrıntılarına gireceği anlarda Valimiz Aziz Yıldırım’a da ‘O konuyu biliyorum Vali Bey’ sözlerini bir kaç kez tekrarladı Cumhurbaşkanımız.
Brifing kısa sürsün diye söylemedi Cumhurbaşkanımız o sözleri...
Gerçekten buradaki konuları bildiği için söyledi.
Cumhurbaşkanımızın o konuları ve burada yaşananları bildiğini de söylediği bazı sözlerden ve kelimelerden net olarak anlamıştı Valimiz Aziz Yıldırım.
Ve ertesi gün düzenlediği basın toplantısı sırasında bunu açıkça ifade etmişti;
‘Arkadaşlar Cumhurbaşkanımız Afyonkarahisar’ımızla ilgili her şeyi biliyor’
Evet Cumhurbaşkanımız İlimizde nelerin yaşandığını, sorunların ne olduğunu ayrıntılarıyla bilmekte.
O kadar dünya ve Türkiye sorunları var iken, nereden bilsin Afyonkarahisar’daki yolların durumunu, hastanelerin vaziyetini ve diğer konuları demeyin hiç.
Gerçekten Cumhurbaşkanımız burada ne olup bitiyorsa hepsinden haberdar.
Mesela FETÖ olayları.
Afyonkarahisar Başsavcısı Bayram Eray’ın, FETÖ dosyalarının Savcısı Osman Çabuk’un, şimdi FETÖ davalarına bakan Ağır Ceza Reisi Hayati Karaaslan’ın, Eski Emniyet Müdürü İbrahim Özel’in, şimdiki Emniyet Müdürü Fahrettin Şen’in neler yaptığını, hangi başarılara imzalar attıklarını iyi biliyor.
İsim isim biliyor hepsini...
15 Temmuz’da burada yaşananları da, öncesiyle sonrasıyla bilmekte.
Sadece FETÖ olaylarını değil.
Afyonkarahisar’ın gündemindeki konuları, yatırımları, yolları, köprüleri, tüneli, hızlı treni, ilçeleri, boşa harcanan paraları...
Kısaca hemen herşeyden haberdar Cumhurbaşkanımız.
Bu bilgileri de sadece seçilmişlerden, atanmışlardan alıyor da değil.
Elbette onlardan da bilgi akışı vardır ama, asıl kaynağı halkı...
Dedik ya Milletin içinde.
Zaman zaman kendisi buradan Ankara’ya gidenlerden veya çağırttığı kişilerden alıyor bilgileri, zaman zamanda halkın nabzını tutan kendi özel ekibindeki kişilerden alıyor bilgileri, havadisleri.
Bu durum, bilgi akışı ve bilgi alışı Ülkemizdeki tüm İller için geçerli.
Bazen de bizzat kendisi, kimsenin bilgisi olmadan halkın içinde oluyor. Ya bir gece vakti alıyor yanına Eşi Hanımefendiyi bir ziyarete gidiyor, ya da bir taksi durağına giriyor kapattırıyor kapıyı, dışarı çıkartıyor resmi görevlileri ve dinliyor oradaki taksicileri...
Milletten alıyor haberi, Milletten öğreniyor ne olup bittiğini.
15 Temmuz gecesi de öyle olmadı mı?
Devletin ilgilileri kendilerine açılan ateşe karşılık verirken Cumhurbaşkanını bilgilendirememişlerdi.
Çünkü tüm bağlar o anda kopartılmıştı teröristler tarafından.
Ama O, bilgiyi bir yakınından almıştı.
Sonra Devletin televizyonuna el koyan teröristlerin hiç beklemediği bir şekilde karşılarına dikildi, NTV ve CNN TÜRK’ten...
Cumhurbaşkanımız tüm yollar kesilse de, Milletine ulaşmanın bir yolunu buluyor her zaman.
Çünkü Milletin dışında değil, Milletin içinde her daim.
Milletin nabzını da iyi tuttuğu ve onlardan birisi olduğu içinde arası açık değil Milletiyle.
Kendisine bürokratların veya seçilmişlerin vereceği bilgilerin yanı sıra Milletin ne dediğini önemsiyor.
O önemsemeden dolayı da yıllardır Liderlik vasfı her geçen gün daha da güçleniyor.
Allah var, ekibindeki insanlarda on numara.
Hem kılı kırk yarıyorlar, hem de duyduklarını - öğrendiklerini harfi harfine aktarıyorlar.
Şunun ucu şuna dokunur, bunun ucu buna dokunur diye çekinmiyorlar.
Cumhurbaşkanımıza direkt olarak aktardıkları içinde arada kaynayan ya da özünü kaybeden hususlarda olmuyor.
Oturduğu makamın adı ne olursa olsun, Recep Tayyip Erdoğan bu Millet için elinden geleni en iyi şekilde yapıyor ve yapmaya devam edecek.
Çünkü Milletinden kopuk değil, Milletin değerlerine ters değil...
Milletiyle birlikte o değerlerin savunucusu ve koruyucusu.
Allah, yar ve yardımcısı olsun...
//
//
//
Bu haftaya veda ederken
Bu haftayı da bu yazıyla noktalıyoruz.
Gündemimizdeki konular epey birikti.
Pazartesi’den itibaren inşAllah daha önceden anonsunu yaptığımız konulara değineceğiz. Bunun yanı sıra FETÖ davalarıyla ilgili bazı notlarımız ve ilginç bazı fotoğrafları da sizlerle paylaşacağız.
Bir diğer konuda İmaret Camisinin aydınlatma işi ile ilgili olarak yazdığım yazılar ve haberlerimizle ilgili. Belediye Fen İşleri Müdürü Hüseyin Öztürk refikimiz bir gazeteye bazı açıklamalarda bulunmuş ama bizim sorduğumuz sorularla hiç alakası yok açıklamaların. Geçen gün bahsetmiştim. Bu konuda hem Belediye, hem de Cumhuriyet Savcılığı soruşturmalar açmıştı. O soruşturmaların neticelerini bekleyeceğiz elbette ama, madem ki Hüseyin Öztürk bazı açıklamalarda bulunmuş. Bizde o açıklamalar ile ilgili olarak düşüncelerimizi, notlarımızı, tespitlerimizi önümüzdeki hafta sizlerle paylaşacağız.
//
Tüm Okurlarıma teşekkür ediyorum
Sizler bu yazıyı bugün okumaktasınız, ama dün hazırlandı. Dün mübarek Regaip Kandilini kutladık. Her Kandil günlerinde ve bizler için, Milletimiz için önem arzeden günlerde Allah eksikliğini göstermesin arayanımız soranımız hep artıyor. Dün de beni mutlu eden o kadar çok telefon, mail ve mesaj aldım ki içlerinden bazıları oldukça duygulandırdı.
Yazdığım yazıları takip eden siz değerli Okurlarımın verdikleri bu manevi destek ve dualarınız için müteşekkirim.
Tüm günlerinizin sağlıklı, huzurlu, bereketli ve mutlu geçmesi temennisiyle...