SEFA ÇETİN MHP MİLLETVEKİLİ A.ADAYLIĞINI AÇIKLADI

MHP seçim çalışmalarına hız verdi. Aday tanıtım toplantısında Doç.Dr.Sefa Çetin tanıtılırken MHP olarak birlik ve beraberlik mesajlarının verilmesi dikkatlerden kaçmadı.

Katılımın oldukça yoğun olduğu toplantıya MHP İl Başkanı Raşit Demirel, MHP Merkez İlçe Başkanı Alper Yağcı,MHP İl yönetimi,MHP İlçe yönetimi,MHP Kadın Kolları Başkanı Gönül Ar,Ülkücü İşçiler Derneği Başkanı Halil İbrahim Atan,Ülkü Ocakları Afyonkarahisar Başkanı İbrahim Yiğit,Kamu-Sen Şube Başkanı Nizamettin Şenol,MHP’li Belde ve Belediye Başkanları,MHP İlçe Başkanları,MHP Ülkü Ocak Başkanları ve MHP Milletvekili adayları,İsmail Elibol, Ahmet Biçer,Hüseyin Özharputlu, Aziz Aslan Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Fatih Çetinkaya ve çok sayıda vatandaş katıldı .

Konuşmasında Çetin ”Mensubu olmaktan her zaman onur duyduğum Milliyetçi Hareket Partisi ailesinin Değerli il Başkanı, ilçe başkanları, belediye başkanları, il genel meclisi üyeleri, Afyon basınımızın saygıdeğer temsilcileri, Sivil Toplum Kuruluşları Başkanlarımız ve kıymetli misafirlerimiz, Bu mutlu anımızı bizimle paylaştığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Hoşgeldiniz şeref verdiniz.

Bu arada, toplantıya ev sahipliği yapan Afyon MHP il teşkilatımıza ayrıca teşekkür ediyorum. Allah nasib eder, partim ve Afyonlu hemşerilerim teveccüh gösterirse, İlimizi TBMM’de, MHP çatısı altında temsil etmenin gururunu yaşamak için bir kutlu yola çıkıyorum. Bugüne kadar, 27 yıl boyunca, bu güzel ülkemizin hemen her bölgesinde çalıştım.

Güneydoğu Anadolu’dan Marmara Bölgesi’ne; Karadeniz’den Akdeniz’e; İç Anadolu’dan Ege Bölgesi’ne birçok il ve ilçede kaymakam ve vali yardımcısı olarak milletimize hizmet verdim.Bir taraftan bölge ve ülke sorunlarının çözümüne kafa yorarken, öbür taraftan da dünyada olup bitenleri yakından izlemek için Avrupa’dan Amerika’ya; Rusya’dan Çin’e birçok ülkede mesleki incelemelerde bulundum, sempozyum, kongre v.b. toplantılara katıldım, ülkemi temsil ettim.Yaşayarak öğrendim, okuyarak ve yazarak kendimi geliştirmeye çalıştım.

Severek yaptığım mesleki hayatım boyunca köylüsünden kentlisine, işçisinden işverenine, gönüllüsünden görevlisine, muhtarlıklarımızdan belediye başkanlarımıza, kısaca toplumun tüm kesimleriyle son derece nitelikli ve sorunlara çözüm odaklı yoğun ve sürekli işbirlikleri kurmaya çalıştım.

 

Doğru insanlarla doğru zamanlarda doğru hizmetler üretmeye gayret ettim. Çalışmalarımda en çok önem verdiğim konular işsizlikle mücadele, toplumsal barış ve dayanışma, güvenlik ve eğitimde kaliteyi artırmak oldu. Geldiğimiz noktada, edindiğim bu engin tecrübemi artık memleketim Afyon için, Afyon’un dürüst , nitelikli ve üretken bir siyasetçisi olarak kullanmak istiyorum.

 

MHP’nin temel ilke ve değerlerine bağlı, vizyon ve misyonunu gönülden benimsemiş bir kardeşiniz olarak, zorlu fakat bir o kadar da şerefli, kutsal ve sorumluluk isteyen bir göreve talip oluyorum. Bütün hemşerilerime ve parti mensuplarımıza verecekleri destek için şimdiden teşekkür ediyorum.

 

Değerli hemşerilerim, Siyaset, millet hizmet etme aracıdır. Toplumun bütün kesimlerine, hak ve adalet duygusu içinde, ortak idealler etrafında birleşerek huzur ve refahımızı artırmaya çaba göstermektir. Bir filozofun deyimiyle “ bilimlerin üstadır”. Amacına hizmet etmeyen siyaset ise güç sarhoşluğu ve zavallı bir koltuk sevdası halini alır.

 

Meslek hayatımın neredeyse yarısı AKP’nin 12,5 yıllık iktidarında geçti. Dönüp baktığımda gördüğüm manzara şudur:

 

• Birleştirmek için yola çıktılar, ayrıştırdılar, parçalara böldüler.Kendilerinden olmayanı dışladılar. Türkiye’yi eskittiler, güya şimdi yeni Türkiye peşindeler. Söyledikleri ile yaptıkları farklı oldu. Millete karşı dürüst olmadılar. Zekamızla hep dalga geçtiler.

 

• 92 yıllık Cumhuriyetimizin, milletimizin ekonomik birikimlerini çoğunlukla kendi yandaşlarına peşkeş çektiler. Türk Hukuk Sistemini bunun için dizayn ettiler. Devletin, milletin elindeki sermayeyi kendi taraftarlarına aktarmak için kullandıkları temel yasa olan Kamu İhale Yasası’nı 12 yılda 164 kez değiştirdiler. Milyarlarca dolarlık varlıklarımızı ya yandaşlarına ya da bunların iktidarda kalmalarını sağlayan güçlere aktardılar. Bunu yaparken, yıllar boyu faize şiddetle karşı çıkıyor görüntüsü veren bu iktidar toplumun neredeyse tümünü ağır borç ve faiz yükü altına soktu. Yıllar önce yaşadığımız 2001 ekonomik krizinde bankalar borçluydu, şimdi ise vatandaşlar borçlu.

 

• Genç nüfusta işsizlik oranı %20’nin üstüne çıktı, her beş gencimizden birisi işsiz; işi var gözükenlerin çoğu da hem sefalet ücretleri ile geçinmeye çalışıyor hem de işlerinde mutsuz ve umutsuzlar.

 

• Her seçimde de “bizi seçmezseniz ekonomik kriz çıkar, istikrar bozulur” safsatasıyla vatandaşı tehdit ederek oy toplamaya devam ediyorlar.

 

• Toplumda güven kayboldu. Şehirlerde suç oranlarında patlamalar yaşanıyor. Aileler parçalanmaya devam ediyor, toplum çözülüyor. Ülkemiz yönetilemez hale geliyor. 12 Eylül’den 24 yıl sonra ilk defa Ekim 2014’de Mardin, Siirt ve Van illeri ve ilçelerinde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Türkiye’de 4 kişiden biri depresyonda. Cinayetler bu parti iktidarında %600 oranında artmış durumda. Her gün ortalama 5 kişi cinayete kurban gidiyor. Son 12 yılda 5500 kadın cinayete kurban gitti. Son 10 yılda 250 bin çocuk istismara uğradı.Her gün 4 kişi iş kazasında ölürken 6 kişi de iş göremez hale geliyor. Bu alanda Avrupa birincisi ve dünya üçüncüsüyüz. Son beş yılda iş kazalarından ölen işçi sayımız 6500.

 

• 3Y’yi (yoksulluk, yolsuzluk ve yasakları) bitirmek için yola çıktılar. Lütfen, birileri bize, dünyanın en büyük ve en lüks saraylarından birini yapıp oturarak yoksullukla mücadele yaptıkları teranesini okumasın. Lütfen, birileri bize, TBMM kürsüsüne çıkıp kolunda bir işadamının hediye ettiği 700 bin TL’lik saatiyle yolsuzlukla mücadele ettikleri safsatasını uydurmasın. Lütfen, birileri bize, basın özgürlüğü sıralamasında dünyada 136. sıraya yerleşen Türkiye’mizde demokrasi ve özgürlüklerden bahsetmesin. Demokrasi askıya alınmak üzere; demokratik diktatörlük kapıda.

 

Eğer yeniden iktidara gelirlerse, Türk insanının ne yiyeceğine ne içeceğine, ne giyeceğine, ne okuyacağına tek bir kişi karar verecek. Şimdi bir de bu 3Y’de dördüncüsü eklenebilir. Türkiye bir yönetim krizine gebe. Eğer tekrar iktidar olurlarsa bu ülkeyi Anayasamızdaki haliyle “sorumlu ve yetkili bir Başbakan” mı yoksa “Sorumsuz Cumhurbaşkanı” mı yönetecek, sorusunu cevaplamakla enerji harcayıp bedel ödeyeceğiz.

 

Özetle, Türkiye’mizin bugünkü fotoğrafından küçük bir kare bile uçurumun kenarında olduğumuzun resmidir.Bu kötü yönetimden kurtulmak için 7 Haziran Seçimleri tek fırsattır. Yapılacak seçimlerin ilimize ve ülkemize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Bu vesileyle, beraber yola çıkacağımız diğer aday adaylarımıza da şimdiden başarı ve kolaylıklar diliyorum. Teşekkür ederim” dedi

Editör: Haber Merkezi