PARSAK: “HÜKÜMETİN DIŞINDA BİR YÖNETİM ŞEKLİ OLUŞTURULUYOR”
 
Milliyetçi Hareket Partisi MYK Üyesi ve Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet PARSAK, TBMM Genel Kurulu’nda, “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı”nın birinci bölümü ile ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına bir konuşma yaptı. Parsak’ın konuşmasının son kısmında anlattığı fıkra tadındaki hikâyenin ardından Genel Kurul’da tansiyon yükseldi.
 
ARTIK ŞEHİT HABERİ ALMAK İSTEMİYORUZ
Konuşmasının başında “Ben Milletvekili olarak bu kürsüye her çıktığımda sözlerime başlamadan önce ne yazık ki o gün şehit olan vatan evlatlarımıza rahmet ve Türk Milleti’ne başsağlığı dileyerek başlıyorum. Bugüne kadar bu hep böyle oldu. Bugün bir şehit haberi almadığımız için nispeten mutluydum ama yarım saat kadar önce 24 yaşındaki bir özel harekat polisimizin Şırnak’ta şehit olduğunu öğrendim. Kahraman polisimize rahmet, ailesine ve milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum” dedi. Sözlerinin hemen ardından hükümet sıralarına dönerek hükümetin sorumluluğunu yerine getirmesini isteyen Parsak, “Artık bu terörü bitirin, netice alınsın istiyoruz. Biz millet olarak her gün şehit haberi almak zorunda değiliz” şeklinde konuştu. 
 
HÜKÜMETİN DIŞINDA BİR YÖNETİM ŞEKLİ OLUŞTURULUYOR
Konuşmasının kanun tasarısı ile ilgili kısmında bu tür kurumların muhtemel kurulma amaçlarına dikkat çeken Mehmet Parsak, “Bu ve buna benzer kurumlar, bir yandan amaç ve görevleri itibariyle adeta bir “ÜST KURUL” olarak yapılandırılmakta diğer yandan üye atamaların tamamı, sanki farklı bakış açılarına sahiplermiş gibi Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanı’na verilmektedir. Başbakanlıkla ilişkili, idari ve mali özerkliğe sahip bir kurumun Cumhurbaşkanı’na neden yıllık rapor sunması gerektiğini hiçbir hukuk düzeni veya hukukçu izah edemez. Açıkçası bu durum akla ve mantığa da açıkça aykırıdır” dedi.
 
Görevli olduğu konularla zaten birçok düzenleme bulunan bu ve buna benzer kurumların bu şekilde yapılandırılması olsa olsa Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini genişletme ve hükümet üzerindeki vesayetini arttırma girişimi olarak değerlendirileceğini kaydeden Parsak, “AKP’nin bu tutumu, tüm devlet kurumlarının zamanla Cumhurbaşkanlığı’na doğrudan bağlanmasına veya Sayıştay yerine Cumhurbaşkanlığı’na hesap veren kurumlara dönüşmesine kadar gidebilecektir” ifadeleri ile Hükümeti devreden çıkaran, paralel bir yönetim şeklinin planlandığına dair ipuçları verdi.
 
PARSAK: KRAL ÇIPLAK
Hükümetin bu tutumunun, Cumhurbaşkanı’nı “seçilmiş kral” haline getirme amacına yönelik olduğunu ifade eden Parsak, “Sizin kendi hülyalarınızda oluşturduğunuz bu kral çıplaktır ve bu ülke krallıkla yönetilmeyecektir. “Başkanlık Sistemi” adı altında “AKP Usulü Seçilmiş Krallık Sistemi”nin tartışmaya açıldığı bu günlerde Cumhurbaşkanı’na Anayasa’da yer almayan yetkilerin kanun yoluyla verilmesi akıllara şu soruyu getiriyor: Acaba hükümet içerisinde kraldan daha çok kralcılar mı var?” dedi.
 
TBMM, AKP’NİN İÇ SİYASİ MANEVRALARINA ALET EDİLEMEZ
Bazı hükümet üyelerinin, hükümetten bağımsız olarak veya hükümet ile birlikte Cumhurbaşkanı’na bu ve benzeri kanunlarla hediyeler sunmak istediğinin altını çizen Mehmet Parsak, “Niyetiniz ne olursa olsun, şu hususu ifade etmek isterim ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi ‘Büyük Türk Milleti’nin meclisidir ve AKP’nin iç siyasi oyunlarına alet edilemez. Her ne kadar bazı bakanlarınız bu kürsüde ‘ben bu Anayasa’yı tanımıyorum’ demiş olsa da hatırlatmak isterim ki Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Anayasa’sı vardır ve ettiğimiz yemin gereği hepimiz bu Anayasa’ya uymak zorundayız” sözleriyle AKP’ye yüklendi.
 
BU KANUN, HÜKÜMETE DE UYGULANABİLECEK Mİ?
Çıkarılacak kanunun sadece iktidarın “demokratikleşme” yalanına hizmet edeceğine dikkat çeken Parsak, kanunun uygulama alanı ile ilgili geçmişten örnekler vererek adeta AKP’nin demokrasi karnesini gözler önüne serdi.
 
Kanun tasarısı ile işyerinde yıldırma, taciz de dâhil olmak üzere her türlü ayrımcılığın yasaklandığını söyleyen Parsak, “Mesela bu kanunla, kamu taşınır ve taşınmazlarının kiralanmasında ayrımcılık da yasaklanmıştır. Peki bu kanun, göreve geldiğinden bu yana Kamu İhale Kanunu’nu 167 kez değiştiren hükümete de uygulanabilecek midir?” sözlerini kullandı.
 
SARI SENDİKAYA ÜYE OLMAYANLARA YAPILAN ZULÜM BİTECEK Mİ?
Konuşmasına başka ayrımcılık örnekleri vererek devam eden MHP’li Vekil, “Yine bu kanuna göre derneklere, sendikalara üye olmaya göre yapılacak ayrımcılık da yasaklanmıştır. Peki bu kanun; sarı sendikaya üye olmayanların terfi alamadığı bilakis tenzili rütbeye maruz kaldıkları, tayin ve yerdeğiştirme konusunda büyük sorunlar yaşadıkları, devletin güvenlik güçlerinin bile temizlemek için aylarca uğraştığı yerlere sürgün edildikleri, lojman vb. sosyal haklar konusunda haklarının yendiği, ötekileştirildikleri, bir kenara itildikleri, disiplin işlemleri ile yıldırılmaya çalışıldıkları gerçeğini değiştirebilecek midir?” ifadeleriyle hükümetin kamuda yaptığı ayrımcılıkları gündeme taşıdı.
 
“DOSTLAR ALIŞVERİŞTE GÖRSÜN” ANLAYIŞINA KARŞIYIZ
MHP olarak, insan haklarının her vatandaş için uygulanmasına, bu noktada kurumlar kurulmasına, yasal düzenlemeler yapılmasına elbette itirazları bulunmadığını kaydeden Parsak, “İtirazımız, ‘dostlar alışverişte görsün’ anlayışı ile kanunların Meclis’ten geçirilip uygulanmamasına dair iktidar yaklaşımınadır. Temelde ülkemizde meydana gelen insan hakları ihlallerinin ve ayrımcılık muamelelerinin çetelesini tutmak üzere kurulduğu anlaşılan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun, tuttuğu çeteleyi bu ihlallerin baş sorumlularına sunması sonucu bu sorunların çözüleceğine ya da azalacağına inanmak, en hafif ifadesi ile hayalperestliktir” dedi.
 
HER KONUDA ÖNCELİK: “SAMİMİYET”
İktidarın, kendi zihniyetini ve yönetim anlayışını değiştirmeden, sadece kurum kurarak, bizzat kendisinin çiğnediği uluslararası normları alt alta yazarak bir yere varamayacağını kaydeden Mehmet Parsak, “Terörle mücadelede ve yolsuzlukların önlenmesinde olduğu gibi insan hakları ihlalleri konusunda da mücadelenin en temel noktası samimiyettir” ifadelerini kullandı.
 
PARSAK’TAN FIKRALI GÖNDERME
İktidarın tutarsız, samimiyetsiz ve ikircikli yaklaşımlarının sadece bu kanuna has olmadığını, yakın zamanda Anayasa Mahkemesi tarafından verilen karar sonrasında AKP Grup Başkanvekili’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değerlendirmeleri kapsamında sabah ayrı öğleden sonra ayrı açıklamalar yaptığını hatırlatan Parsak, konuşmasını şu fıkra ile tamamlayarak AKP’ye gönderme yaptı: “ Bu ikircikli tavırlar aklımıza şu fıkrayı getiriyor. Kral bir gün soytarısını çağırmış ve canının patlıcan istediğini söylemiş. Soytarı, aşçılara uzun uzun patlıcanın faydalarını anlatmış, onlarca çeşit patlıcan yemeği yaptırmış. Ertesi gün Kral patlıcan yemekten bıkmış ve sofrada bir daha patlıcan görmek istemediğini söylemiş. Soytarı bu kez yine aşçıları toplamış, patlıcanın tokluk hissi vermekten başka hiçbir işe yaramadığından söz etmiş ve bir daha sarayda asla patlıcan yemeği pişirilmemesini istemiş. Aşçıbaşı sinirlenmiş: ‘Be adam daha dün patlıcanın faydalarını anlata anlata bitiremiyordun, bugün yerden yere vuruyorsun. Hangi dediğine inanalım?’, soytarı gülmüş: ‘Siz, söylediklerimin hangisine inanacağınızı bırakın da ne diyorsam onu yapın. Çünkü ben patlıcanın değil, Kral’ın soytarısıyım! Patlıcanı mutlu etmeye gerek yok, ama Kral’ı mutlu etmezsek, hiçbirimiz yaşayamayız!”
 
 
Editör: Haber Merkezi