“Katılım Genç Gelişim Programı” Proje Ödül Töreni AKÜ Ev Sahipliğinde Gerçekleştirildi

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ), Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi, Ziraat Katılım ve IFCap Building iş birliğinde “Katılım Genç Gelişim Programı Proje Ödül Töreni ve “Katılım Finans Alanına Kariyer Fırsatları Paneli” düzenlendi.

Atatürk Kongre Merkezinde düzenlenen panele, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Uğur Kolsuz, Afyonkarahisar Belediye Başkan Yardımcısı Barış Dal, Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir, IFCap Building, Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Yusuf Öztürk, AKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şuayıp Özdemir ve Prof. Dr. Yılmaz Yalçın, İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Güler, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tuğrul Kandemir, İslam İktisadı ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezi (AKİFAM) Müdürü Doç. Dr. Ender Baykut ile AKÜ akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.

Etkinliğin açış konuşmasını gerçekleştiren AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Katılım Genç Gelişim Programının, özünde bir farkındalık ve katılım finans okuryazarlığı programı olmakla birlikte, katılımcılarına, küresel perspektifte bir katılım finans eğitimi, Türkçe ve İngilizce sertifika, katılım finansa alanında proje yapma, katılım finans alanında gelişim ve güçlü bir kariyer imkânı sunduğunu belirtti. Karakaş, Katılım Genç Gelişim Programının ikincisini AKÜ ev sahipliğinde gerçekleştirildiğini belirterek, şunları söyledi:

“Program sürecinde öncelikle başvuran adaylar arasından genel yetenek sınavında ilk bine girmeye hak kazanan katılımcılar belirlendi. Akabinde, Üniversitemiz öğretim üyelerinin de yer aldığı alanında uzman 16 eğitmen tarafından, aynı anda 8 farklı sınıfta toplamda 32 saatlik ‘Katılım Finans Temel Eğitimi’ verildi. Eğitim kapsamında, her hafta 2 sektör profesyoneli ile katılımcıların bir araya getirildiği 8 saatlik bir tecrübe paylaşım programı gerçekleştirildi. Ayrıca, bin katılımcı arasından yeni fikirleri olanlara yönelik proje yarışması düzenlendi ve proje yarışmasında yer almak isteyen katılımcılara çeşitli eğitimler verildi. Sundukları projeler, alanında uzman isimlerden oluşan bir kurul tarafından değerlendirildi ve ilk 3’e giren projeler ise ödüle layık görüldü.”

“3 Yıllık Yol Haritası Belirlendi”

Karakaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 3 Ekim 2022’de “Katılım Finans Strateji Belgesi” açıklandığını anımsatarak, “Bu belgede Katılım Finansın gelişim ve dönüşümü başta olmak üzere üç yıllık yol haritası kamuoyuyla paylaşıldı” dedi. Karakaş, AKÜ olarak programa ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, şöyle konuştu:

“Bugün gerçekleştirdiğimiz bu program, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan ve Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Katılım Finans Dairesi Başkanı Dr. Tarık Akın Bey’in, açıklanan strateji belgesinin akabinde akademisyen, öğrenci ve sektör temsilcileriyle bir araya geldiği bir programdır. Alanlarında uzman kişilerin yer aldığı panel ise öğrencilere dönük, genel olarak sektörlerin tanıtıldığı ve bu sektörlere ilişkin fırsatların konuşulduğu bir panel olacaktır. Katılım finans alanına, lisansüstü programlarımız ve İslam İktisadı ve Finansı Uygulama ve Araştırma Merkezimizin çalışmalarıyla katkı sunmaya çalışan bir kurumun yöneticisi olarak bu programın Üniversitemizde gerçekleşmesinden duyduğum memnuniyeti tekrar ifade ediyor, Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan nezdinde programa emekleriyle katkı sunan herkese teşekkür ediyorum.”

“Genç Girişim Programı Kariyer Fırsatı da Sunuyor”

IFCap Building, Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Yusuf Öztürk ise Genç Girişim Programının, katılım finans sektöründeki insan kaynağı havuzunun genişletilmesinin yanında gençler içerisinde katılım finans sektörün algısının arttırılması ve gençler arasında katılım finans okur-yazarlığının da geliştirilmesini amaçladığını söyledi. Öztürk, “Bu program bir eğitim programı fakat aynı zamanda kariyer fırsatı da sunuyor. İlk iki program sonucunda yaklaşık 100 arkadaşımızın katılım finans kuruluşlarında işe başladığını rahatlıkla söyleyebiliriz” diye konuştu.

“İlk Faizsiz Finans Kuruluşu 1970’lerde Dubai’de kuruldu”

Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir de konuşmasında finansın iktisadın bir kolu olduğunu ve İslam İktisadı çalışmalarının da çok yeni başlamış bir bilim dalı olduğunu vurguladı. İlk faizsiz finans kuruluşu bankasının 1970’li yıllarda Dubai’de kurulduğunu ifade eden Özdemir, katılım bankalarının tarihine ilişkin şu bilgileri paylaştı:

“1950’li yıllardan itibaren İslam iktisadı çalışmaları başlamış. İslami finans, iktisat çalışmalarında hep ön plana çıkmış bir dal diyebiliriz. Genelde İslam iktisadı ile alakalı konuşmaya başladığımızda söz dönüp dolaşıp finans sistemine geliyor. Tabii hayatımızda uygulamada çok sıkça kullandığımız için dolayısıyla konu da hep finans sistemine geliyor. Geçmişine baktığımızda ise Osmanlı’da da Selçuklu’nun son döneminde de izlediğini görebiliyoruz. Para vakıfları yöntemiyle de faizsiz finans sistemine de bir başlangıç olduğunu düşünebiliriz. Son yüzyılda 20. ikinci yüzyılın ikinci yarısından itibaren de batıda bankacılık finans sisteminin gelişmesiyle birlikte İslam dünyasında da bunun İslami değer olarak faizsiz finans sisteminin kurgulanmasına dönük çalışmalar da başlamış. İlk faizsiz finans kuruluşu bankası 1970’li yıllarda Dubai’de kurulmuş. Akabinde İslam Kalkınma Bankası kuruldu. Oralarda yapılan çalışmalar birlikte dünyanın diğer Müslüman ülkelerine de yayıldı. Ülkemizde de 1985 yılında Özel Finans Kurumu adıyla ilk kuruluşu gerçekleştirildi. Peşinden diğer finans kuruluşlarımızda faaliyetlerine başladılar. Bu sistem çok badireler atlattı. Katılım finans sektörü sıkıntılı dönemler yaşadı. Fakat 2000’li yıllardan sonra arzu ettiğimiz ortamına, mevzuatına kavuştu ve önü açıldı diyebiliriz.”

Katılım bankacılık ve konvansiyonel bankacılık arasındaki farka da değinen Özdemir, “Katılım bankacılığı konvansiyonel bankacılıkla çok ince bir çizgisi var. Biz finansı mal ve hizmet üzerinden yapıyoruz. Alım ve satım yaparak finans hizmeti sağlıyoruz. Fakat konvansiyonel bankacılıkta bu para üzerinden yapılıyor. Paranın zaman değeri üzerinden yapılıyor. İslam iktisadının en önemli ilkesi; paranın zaman değeri yoktur. Bizim kurullarımız neticesinde bu yönde çalışmalar yapıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan ise Katılım Genç Gelişim programının amacının, yeni mezun olanlara, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine katılım finans alanını tanıtmak ve onların kariyer hedeflerinin içerisine bu alanı da koymalarının önemli olduğunu vurguladı.

Kurumlar açısından katılım finans alanındaki potansiyel insan kaynağı havuzunu ne kadar genişletebilirsek, ilgili kurumların da bu minvalde daha anlamlı seçimler yapabileceklerini düşündüğünü kaydeden Aşan, “Bir diğer önemli hususta Finans Ofisimizin kuruluşunun ilk aylarında karar verdiğimiz, Türkiye’de şimdiye kadar yapılmış en geniş katılımlı anket olan “Türkiye Hanehalkı Finansal Algı ve Tutum Araştırması”nı gerçekleştirdik. 15 bin katılımcıyla finansal davranış üzerine yaptığımız bu anketin bir kısmını da katılım finans alanına ayırmıştık.” dedi.

Anket sonucunda, katılım finans alanının; dini hassasiyetleri yüksek belli bir kesimin kaynaklarını kendi içerisinde dolaştırdığı bir alan olarak gözlemlediklerini dile getiren Aşan, şöyle konuştu:

“Biliyoruz ki katılım finans çok daha geniş bir alan. Katılım finans kapsamına ve ulaşmaya çalıştığı hedefe baktığınızda bu algının çok daha ötesinde bir potansiyele sahip. Elbette bu alanın çıkış noktasına dair bir tereddüdümüz yok. Katılım finans, geleceğin dünyası için de, bundan öncesi için de çok önemli bir mesajı içeriyor. Finans sistemi, insanların refahını artırmak üzere, üretimde kullanılmak için gerekli olan finansal kaynakların sağlandığı, verimli üretim alanlarına kanalize edildiği ve dağıtıldığı bir sistemdir. İşin özüne baktığımızda üretim var. Finans, üretimi desteklemek üzere var.”

Özellikle finansal alanda, çok ciddi bir değişimin yaşanacağı bir dönemin bizleri beklediğini dile getiren Aşan, “Bu değişimler çok ciddi toplumsal travmalara, savaşlara yol açıyor. Dünyayı böyle ciddi bir risk ve tehlike bekliyor. Burada bizim inancımız şu ki; katılım finans, bu yeni finansal sistem arayışında çok önemli bir alternatif oluşturmakta. Çünkü bütün aksaklıklar, yaşadığımız mevcut sistemin özünde yer almaktadır. Mevcut finansal sistemde yer alan risk, üretim ve ticaret ile ekonomiye katkı sağlayana yüklenmektedir. Katılım finans ise, bu anlayışın tam tersine risk paylaşımını merkezine koyan bir anlayışa sahiptir. İleride yaşayacağımız değişimlerde, katılım finansın önemli bir rol oynayacağını düşünüyoruz.” diye konuştu.

Bu rolü oynamasının da birkaç şartı olduğunu ifade eden Aşan, şunları söyledi:

“Birincisi elbette katılım finansı benimsemiş toplulukların ekonomik olarak da güçlü olmaları lazım. Güçlü olmaları lazım ki, sisteme alternatif olduklarını daha iyi ifade edebilsinler. Ama çok daha önemli bir şey var. O da akademik anlamda bu alanın gelişmesi lazım. Çünkü her şey önce oradan başlıyor. Bir alternatif oluşturacaksanız, yeni bir mesajınız olacaksa, öncelikle akademik dünyada yer edinmeli ve akademik yeterliliği sahip olmalısınız. Burada da iş üniversitelere düşüyor.”

Konuşmaların ardından “Kentsel Atıklardan Biyogaz Üretim Tesisi: Tekirdağ İli Çerkezköy İlçesi Örneklemi” ismiyle proje ödüllerinde üçüncü olan Emre Karan, “Blokzincir Para Transfer Sistemi” ismiyle proje ödüllerinde 2. olan Burhan Karabacak ve “Tarım Arazilerinin Boş Bırakıldığı ve Nüfus Yoğunluğunun Seyrek Olduğu Köylerdeki Arazilerin Üretime Tekrar Kazandırılması” ismiyle proje ödüllerinde 1. olan Serim Tuna Koç’a ödülleri takdim edildi.

“Katılım Finans Alanına Kariyer Fırsatları” Paneli

Katılım Genç Gelişim Programı Proje Ödül Töreninin ardından Moderatörlüğünü Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Katılım Finans Dairesi Başkanı Dr. Tarık Akın’ın yaptığı “Katılım Finans Alanına Kariyer Fırsatları” başlıklı panel geçildi. Panelde; Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir, Ziraat Katılım Strateji Planlama ve İnsan Kaynakları Grup Başkanı Arif Baştuğ, Vakıf Katılım İnsan Kaynakları Direktörü Ersin Çatalbaş ve IFCap Building, Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Yusuf Öztürk panelist olarak yer aldı.

Panelin moderatörlüğünü yapan Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Katılım Finans Dairesi Başkanı Dr. Tarık Akın, yaptığı konuşmada katılım finansı kavramlarına ilişkin bilgiler paylaştı. Katılım finans kavramının, katılım finans esaslarına göre çalışan sektörleri, ürünleri ve işlemleri kapsayan çatı bir kavram olduğunu söyleyen Akın, “Katılım finans esasları ise dünyadaki İslami Finans, Türkiye’deki ismi ile katılım finans alanını katılım finans yapan temel öz kurallar ya da değerlerdir. Faizsiz finans aslında katılım finansın daha genel bir ismi. Gara’nın, kumarın ve belirli sektörlerde çalışamama gibi çeşitli temel kurallardır. Bu kurallara uygun olarak faaliyet gösteren katılım finans kuruluşları, katılım finans sisteminde yer alıyor. Katılım finans sistemi de bugünkü mevcut katılım bankacılığını tamamen kapsamıyor. Katılım sermaye piyasaları, katılım sigortacılığı ve hatta sosyal finans olarak nitelendirilen alanı bütüncül bir biçimde kapsıyor” diye konuştu.

“Katılım finans sisteminin getiri oranları daha fazla olabilir”

Katılım finans esaslarının sadece faizsizlikten oluşmadığını söyleyen Akın, “Faizsizlik çok önemli temel bir kriter, temel bir kural ama sadece katılım finans esasları dediğimiz şey faizsizlikten oluşmuyor. Başka temel kurallara da uygun olması gerekiyor. Dolayısıyla tanımının daha geniş yapılması gerekiyor. Faizsiz finans dediğimizde getiri getirmeyen finans gibi bir anlam ya da ifade ortaya çıkıyor. O zamanda bizim tasarruflarımız var; tasarruflar doğru bir şekilde kullanılmayacak mı; getiri getirmeyecek mi; getiri getiriyorsa nasıl oluyor gibi soru işaretleri ortaya çıkıyor. Reel sektörle yakın bir şekilde çalışan katılım finans sisteminin getiri oranları konvansiyonel finans sistemlerinin getiri oranlarının çok daha üzerinde olabilir” dedi.

“Kamunun yeni katılım bankaları ile insan kaynağı ihtiyacı ortaya çıktı”

Ziraat Katılım Genel Müdürü Metin Özdemir ise konuşmasında katılım bankacılığındaki insan kaynağına değinerek şunları kaydetti:

“Katılım Bankacılığı ülkemize 1980’li yıllardan itibaren girmeye başladı. Girdiği zaman insan kaynağı nerelerden istifade edilecek; o dönemin mevcut konvansiyonel bankalarından istifade edildi. Katılım finansa ilgi duyan bankacılık mesleğini kendilerine meslek edinmiş büyüklerimiz katılım finans sektörünü desteklemek, ona hayat vermek üzere bu kurumlarda toplanmaya başladılar. Zaman geçtikçe de bu kurumlar kendi kültürlerini oluşturmaya başladılar. Yeni mezun ve bu alana ilgi duyan arkadaşlarımız da bu alanlara girdikçe bir insan kaynağı oluşmaya başladı. Uzun yıllar katılım finans sektöründeki oyuncularımız büyüme odaklı faaliyet gösterdiler. Birçok insanımızın yetişmesine vesile oldular. Sektörde faaliyet gösteren katılım finans kurumlarındaki arkadaşlarımız bu kurumlarda yetiştiler. Kamunun bu alan girmesi bir kırılma anı oldu. Yeniden bir insan kaynağı açığı oluşmaya başladı. O dönem faaliyette olan katılım bankalarımız belli bir büyüklüğe ulaşmışlardı. İnsan kaynağı noktasında sektörün ihtiyacı azalmıştı. Kamunun yeni katılım bankaları ile birlikte bu alanda ciddi bir ihtiyaç olmaya başladı.”

“Ziraat Katılım’da bin 882 çalışma arkadaşımız var”

Ziraat Katılım Strateji Planlama ve İnsan Kaynakları Grup Başkanı Arif Baştuğ ise insan kaynakları stratejilerini anlattı. Baştuğ, yaşanan sürece dair şu bilgileri paylaştı:

“2015 yılında bankamızın stratejisi aslında öncelikli olarak deneyimli bir ekip kurmak daha sonra yeni mezun arkadaşlarımızı bu ekibe katmak şeklindeydi. 2015 yılındaki alımlarda; birincisi konvansiyonel bankalar, diğer seçeneğimiz ise katılım bankalarıydı. Bunu harmanlayalım ve buradan bir sinerji çıkaralım diye bir düşüncemiz vardı. 2016 yılında artık yeni mezun arkadaşlarımızı da işin içine katarak onlarında enerjisini ve dinamizmini bankamıza katmayı planlıyorduk. Bu stratejimiz de çok başarılı bir şekilde ilerledi. Gerçekten bankamızda finansal olarak ciddi bir ilerleme kaydedildi. 2015 yılına kadar katılım bankalarının yüzde 4-5 seviyelerinde olan bankacılık sektöründe almış olduğu pay 2022 yılı itibariyle yüzde 9 seviyelerine geldi. Katılım bankalarının katılım finans kuruluşuna yapmış olduğu katkıyla aslında sektörde ciddi bir pay aldı. Biz bu stratejimizin de başarılı bir şekilde ilerlemiş olduğunu gördük. Bugün itibariyle bankamızda bin 882 çalışma arkadaşımız var.”

“Geleceğe Katılım uygulamasını başlattık”

Vakıf Katılım İnsan Kaynakları Direktörü Ersin Çatalbaş ise konuşmasında yeni mezun ya da üniversite okuyan öğrencilere yönelik projelerinden bahsederek, Vakıf Katılım faaliyetleri hakkında bilgiler verdi. Çataşbaş şunları belirtti:

“Vakıf Katılım olarak şu an itibariyle yurt içinde 151 şube ile faaliyet gösteriyoruz. Bunun yanında 43 tane genel müdürlük birimimiz var. 2 bin 200’ün üzerinde çalışanımız var. Bu çalışanımızın bin 300’ü şubelerde görevli, 900 kusur kişisi de genel müdürlük birimlerinde görev yapıyor. Ocak ayından düne kadar istihdam ettiğimiz kişi sayısı 292 kişidir. Bu 292 kişinin 185 kişisi yeni mezun arkadaşlar. Dolayısıyla bunu 2016 yılı bankanın kuruluşuna gittiğimizde bankanın kuruluşunda daha çok tecrübeli arkadaşlarla yola başlayıp hızlıca yol alma gayreti içerisinde olduğumuz için bu oran tersineydi. Artık oturmuş bir kadro olduğu için bizler yeni mezun arkadaşlara çok daha öncelik verme noktasında ciddi hevesimiz var. Bu hevesimizi sizler için oluşturduğumuz ‘BizdeKariyer.com’ diye bir yapı var. Bir web sayfası var. Buraya bırakacağınız özgeçmişler üzerinden değerlendirmeye alıyoruz. Bu anlamda sektörde yine genç arkadaşlarımıza daha mezun olmadan bu işle tanışmak adına 3 ya da 4. sınıfta okuyan arkadaşlarımıza bölüm ayrımı yapmaksızın bu programa benzer program olan ‘Geleceğe Katılım’ dediğimiz bir uygulama başlattık.”

“Katılım merkezinin Londra’da olması İslam coğrafyası için zafiyet”

IFCap Building, Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Yusuf Öztürk ise katılım merkezinin Londra olmasının hem İslam coğrafyası hem de Müslümanların geleceği açısından bir “stratejik zafiyet” olduğunu belirtti. Öztürk, “Malezya, Dubai, Katar, Bahreyn gibi finans merkezlerine bakıldığında ana odak noktası zaten katılım finans. Katılım merkezinin Londra olması, Malezya’daki bütün kurgunun İngiltere tarafından yapılması aslında bir zafiyet. Hem İslam coğrafyası hem de Müslümanların geleceği açısından bir stratejik ‘zafiyet’. Bu anlamda İstanbul Finans Merkezi vizyonu Türkiye’ye ciddi bir katma değer sağlayacak. Bununla paralel olarak gerçekleşen gelişmeler aslında insan kaynağı ihtiyacında da dramatik veri farklılıklarına yol açtı. Teknoloji ile uyumlu olmayan personel kendisini geliştiremiyor ve geleceğe taşıyamıyor. İkincisi yabancı dil önemli hale geldi; teknoloji ile birlikte bu konu bir tık aşılabiliyor. Özellikle ilk giriş seviyesinde çok önemli olmasa da kariyer yolunda basamak atlamak için bir ön şart olarak var. Çünkü İstanbul Finans Merkezi diğer finans merkezi ile rekabet ederek oradan pay alma hedefinde katılım finans kuruluşları kendilerini buraya adapte etme peşinde” ifadelerini kullandı.

Panel katılımcıların sorularının cevaplanmasının ardından sona erdi.

Editör: Haber Merkezi