Fetö ile mücadele de Afyonkarahisar birinci...
FETÖ/PDY ile ilgili olarak tüm Türkiye’de
hemen her gün şu kadar kişi hakkında gözaltı kararı
verildi, şu kadar kişi tutuklandı şeklinde haberleri
izliyorsunuz.
Bir dostum bu haberler ile ilgili olarak, ‘Türkiye’de
hızlandı bu gözaltılar, tutuklamalar ama
Afyon’da sanki FETÖ ile ilgili çalışmalar sona
ermiş gibi görünüyor. Bitti mi Afyon’da?’ diye
sordu.
Daha öncede bir kaç kez değinmiştim.
Türkiye çapında şimdi duyulan ‘gözaltı’ ve
‘tutuklama’ ile ilgili haberlerin çoğunluğu
ByLock kullanıcıları ile ilgili .
Evet, Afyonkarahisar Emniyeti ve Cumhuriyet
Başsavcılığı ByLock ile işlemleri sonuçlandırdı.
Tüm Türkiye’de açık ara önde Afyonkarahisar.
Antalya’da 2 bin, Bursa’da 1.800, Konya’da
1.300 civarında ByLock kullanıcısı vardı.
Afyonkarahisar’da ise 1.825.
Afyonkarahisar bunlarla ilgili işlemleri sonuçlandırdı
ve şimdi bunların dökümleri ile ilgili
çalışmaları da bitirmek üzere.
Antalya’nın, Bursa’nın, Konya’nın nüfusu ile
Afyonkarahisar’ı kıyasladığınız zaman bizdeki
ByLock kullanıcısı sayısının mevcudun yarısından
az olması lazım.
Ama nüfusa oranla Türkiye birincisi Afyonkarahisar
bu konuda.
İşlemleri bitirme – sonuçlandırma konusunda
da birinci Afyonkarahisar.
FETÖ/PDY nin depo illerinden birisi olduğumuz
kesin.
Bunlarla mücadele de Afyonkarahisar’ın açık
ara olmasının tek nedeni ise;
Burada Emniyet, Jandarma, Savcılık ve Valilik
arasında güzel bir uyum ve güvenin var olması.
Kurumlar arası, idareciler arası güven çok çok
önemlidir.
Eski Emniyet Müdürümüz İbrahim Özel ve
şimdiki Emniyet Müdürümüz Fahrettin Şen ile
eski Cumhuriyet Başsavcımız Bayram Eray ve
şimdiki Başsavcımız Mehmet Özel arasında var
olan güven diğer ekiplere aynı oranda yansımaktadır.
FETÖ/PDY soruşturmalarının Savcısı Osman
Çabuk ile Terörle Mücadele Şubesi ve KOM Şubesinin
Müdür ve Ekipleri arasındaki uyum -
güven faktörleri FETÖ/PDY ile mücadele de Afyonkarahisar’ı
lider duruma getirmiştir.
En son yapılan Gaybubet Evleri operasyonunda
elde edilen başarıda bunun bir göstergesidir.
Emniyet ekipleri içerisindeki uyum gibi, Savcılıktaki
daire içerisindeki uyumda aynı şekilde
başarının faktörlerindendir.
2. Ağır Ceza Mahkemesinde davaların hızla
neticelenmesi, verilen kararların üst Mahkemeden
birer birer onanması da hazırlanan iddianamelerin
tam ve eksiksiz olması, Mahkeme
Heyetinin tecrübeli ve mesleğinde başarılı kişilerden
oluşmasından dolayıdır.
Afyonkarahisar’da FETÖ/PDY ile mücadeledeki
başarının tüm yurt çapında görülebildiğini
söylemek ise maalesef mümkün değildir.
Bunun birinci nedeni, bunlarla mücadele
edecek olan ekiplerin, görevlilerin sıklıkla değişmesidir.
İkinci neden, bazı üst düzeydeki kişilerin ‘ya
bir gün olurda bu FETÖcüler tekrar belli yerlere
gelirlerse’ endişesidir. Böyle bir endişe yersizdir.
Çünkü Allah korusun bu hainler şöyle yada böyle
iş başına tekrar gelecek olsalar, bilin ki o zaman
Türkiye’de bölünme - yok olma durumu süreci
yaşamaya başlamıştır.
Üçüncü neden, bazı kritik noktalarda halen
daha Kripto FETÖcülerin olması veya bunun olabileceği
endişesidir.
Üzülerek belirtmek gerekir ki, Recep Tayyip
Erdoğan’ın 17/25 Aralık sürecinde üzerinde dura
dura söylediği o söz şimdi bile halen geçerliliğini
korumaktadır.
Neydi o söz?
FETÖ/PDY ile mücadeleye samimi olarak üst
düzeyde sarılanların sayısının bir elin parmaklarını
geçmeyecek kadar az olmasıydı.
Tayyip Bey o zamanda kendi ve bir kaç kişi dışında
maalesef yalnızdı, şimdi de aynı durum söz konusu.
Pek çok kişi hasbilikten uzaklaşmış, hesabi
davranmayı yeğlemiştir.
Şimdi de bu hesabiler yüzünden pek çok
yerde ilerleme kaydedilememektedir.
Kılıçdaroğlu Erdoğan’a çalışıyor...
Kemal Kılıçdaroğlu bana göre Recep Tayyip Erdoğan
için elinden geleni yapıyor..
Açıkça O’na çalışıyor.
Aksini iddia eden varsa buyursun tartışalım.
Hoppala dediğinizi duyar gibiyim.
Bu benim kanaatim.
Çünkü son bir kaç yıldır yaşananlara bakıyorum,
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘fos’ çıkan söylemlerine, kutudan
çıkardıklarına bakıyorum ve bu tespitte bulunuyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu kaset ile gelmesinin ardından,
CHP Genel Başkanlığı koltuğundan kalkmamak
için elinden geleni yapıyor.
Göstermelik yürüyüşler ile kendi koltuğunu parti
içerisinde sağlama alırken, ara sıra yaptığı çıkışlar
ile de Recep Tayyip Erdoğan’ın koltuğunu sağlama
almasına yardım ediyor.
Nasıl mı?
Bakın bir kaç yıl önceydi. Mehmet Özhaseki Kayseri
Belediye Başkanıydı.
Kemal Kılıçdaroğlu yine çıktı böyle grup toplantısında,
elinde belgeleri salladı salladı...
‘Hırsız’lıkla itham etti Mehmet Özhaseki’yi.
Sonra birisine bir kitap yazdırıldı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinin tıpkısının
aynısı bu kitapta yer aldı.
Sonra o kitabı yazan açıkladı.
‘Bana kitabı falanca yazdırdı.’
‘Para ile yazdım.’
‘Hatta paramın yarısını da vermedi’ dedi.
Özhaseki bu kitabı yazanı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu
mahkemeye verdi.
Mahkemeyi kazandı.
Kazandığı tazminat parasını almadı, dedi ki;
‘Kayseri meydanına mangalları kurun. Pişirin sucukları
ve Kayseri halkına dağıtın. Deyin ki bu sucukların
parası Kemal Kılıçdaroğlu’ndan.’
Aynen öyle oldu...
Sanki o Kayseri meydanında mangalda pişen sucuk
değil, Kemal Kılıçdaroğlu’nun suratıydı.
Hiç bişey olmamış gibi oturdu koltuğunda Kemal
Kılıçdaroğlu.
Aradan yıllar geçti.
Geçen gün yine çıktı grup toplantısında konuştu.
Elinde belgeler...
Salladı yine aynı yıllar öncesinde Özhaseki’nin belgeleri
diye salladığı gibi...
AK Partililer ‘ver Savcılığa incelensin’ dediler.
Veremedi...
Tayyip Erdoğan bas bas bağırdı...
‘Ver arkadaş Savcıya. O belgeler sahte. Türkiye’den
giden para yok. Her zamanki gibi yalan söylüyorsun’
dedi.
Ama yok veremedi Savcıya o belgeleri Kılıçdaroğlu.
Halkta inandırıcılığı zaten yok denecek kadar azdı,
daha da azaldı.
Vatandaş diyor ki;
‘Bu Kemal Kılıçdaroğlu’na birisi bişey diyor, O’da
inanıyor. Ama söyledikleri hep yalan.’
Tam bu sırada Amerika’da Reza Zarrab’ın mahkemede
söyledikleri de bu arada güme gitti.
Çünkü vatandaş bu avanenin söylediklerinin
gerçek olmadığına inandı bi kere.
İşte bu nedenlerden dolayı diyorum...
Kılıçdaroğlu sanki Erdoğan için çalışıyor.