Demirkırkan, ktidarı eleştirdi

CHP İl başkanı Dr.Kemal Demirkırkan’ın, haftalık basın toplantısında yaptığı açıklama:

AKP ve MHP yönetimi yerli ve Milli adını verdikleri bir cephe oluşturuyorlar. Cepheleşmenin bu ülkede nelere mal olduğunu 12 Eylül öncesi hep birlikte yaşadık. Biz farklı düşüncelere, farklı ideolojilere sahip olsak da biriz, bir kalmalıyız.

Bir işçinin “Geçinemiyorum” diyerek Meclis önünde kendini yaktığı,Battal Sağır isimli işçinin“İşçiyim ben, aç işçi! Benim hakkımı savunmuyorlar, patronun avukatlığını yapıyorlar. İşçinin hakkını savunmayanlar, çıkın dışarı görün işçinin halini” diyerek İŞKUR binasının önünde çırılçıplak soyunduğu“Bu devleti protesto ediyorum” dediği, her 3 kişiden birinin borçlu, icralık olduğu bu ülkede ekonomide, gündelik hayatta, dış siyasette yaşananlara bakarak, yerlilik ve millilik iddialarının gündem saptırma, yandaşları birarada tutma formülü olduğu çok açıktır.

Milli olmak, en basit şekilde ülkenin ve ülkedeki yurttaşların menfaatine siyaset, ekonomi, eğitim, güvenlik, sağlık, huzur, barış, adalet istemek demektir.

Peki sizce;

Büyük Ortadoğu Projesi’ne eş başkan olduğunu ifade edenler“Milli” olabilir mi?
Ordunun ve polisin içinde FETÖ’cülerin yerleştirilmesine ses çıkartmayan, milli orduyu darmadağın eden, Ergenekon, Balyoz, Oda TV vb. davaların savcısı olduğunu iddia edenler “Milli” olabilir mi?

El-Kaide liderlerinden GülbettinHikmetyar’ın dizinin dibinde oturanlar “Milli”midir?
Ya, Konya mitinginde İstiklal Marşı okunurken, oturanlar?
FETÖ’nü 11 yıl koruyan kollayan ve devletin kozmik odasına sokanlar mı, terör örgütü İhvan’ın işaretini partisinin amblemi yapanlar mı “Milli”?
Barzani eşkıyası ile sazlı sözlü sıra gecesi yapanlar mı, Türk Devletinin düşmanı ŞivanPerver’i Diyarbakır’da MegriMegri diyerek alkışlayanlar mı “Milli”?
Nevrozda İmralı canisinin mektubunu televizyonlarda canlı yayınında okutanlar mı?
Ege adalarımızı Yunan’a peşkeş çekenler mi “Milli”?
RezaZarrab gibi dolandırıcılarla ortak çalışıp, “Hayırsever” deyip ülkeyi rezil edenler mi?
Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldık, diyenler gerçekten “Milli” olabilir mi?
Milli Eğitim sistemini yap boz tahtasına çevirip, ülkenin geleceğine ipotek koyanlar, akıl ve bilim dışı uygulamalarla eğitimi yapılandıranlar “Milli”olabilir mi?
Ekonomide stratejik kamu mallarını ve üretim tesislerini yabancı sermayeye peşkeş çekenler mi “Milli”? AKP iktidarıyla geçen 16 yılda yabancıların eline geçmemiş fabrika, işletme veya önemli tesisimiz kaldı mı?

Türkiye bankacılık sisteminin yüzde 47’si, borsanın yüzde 65’i, imalat sanayinde;
Tütün ürünleri sanayinin yüzde 69,0’ı, Otomotiv sanayinin %50,3’ü, Elektronik sanayinin %48,5’i yabancı kontrolünde.

2002’de 129 milyar dolar olan dış borç stoku yüzde 239 artışla 2017 Eylül’ü itibariyle 438 milyara yükselmiş durumda, toplam ithalat 2017 yılında bir önceki seneye göre yüzde 17,9 artarak 210 milyar dolara ulaşmış durumda. Sizlere soruyorum. Ekonomiyi dışa bağımlı hale getirenler mi “Milli”?

Bir zamanlar kendi kendine yeten 7 ülkeden birisi olan bu güzel ülkeyi, tarımda ve hayvancılıkta dışa bağımlı hale getirip, üstüne samanı, samanı, mercimeği, nohutu bile ithal etmek mi “Milli”olmak?

AKP iktidarı döneminde satılan kamu varlıkları şöyle;

– 94 kuruluşta bulunan kamu payları (halka arz ve İMKB’de hisse satışı yoluyla)

– 10 liman

– 81 elektrik santrali

– 40 Tesis/işletme

– 3 bin 483 taşınmaz

– 3 gemi

– 36 maden Sahası

– Araç Muayene Hizmetleri (TÜVTÜRK)

Türk Telekom, Lübnanlı Hariri’ye;

Telsim İngiliz' e;

Kuşadası Limanı İsrailli bir firmaya;

İzmir Limanı Hong Konglu;

Araç muayene işi Alman'a;

Başak SigortaFransız'ların;

Adabank Kuveytli;

İETT GarajıDubaili'nin;

Avea Lübnanlı' nın;

Petkim Ermeni' nin.

Rakı, Amerikalı tarafından alındı;

Finansbank Yunanlı' nın...

Oyak Bank Hollandalı İNG Bankasının malı oldu.

Denizbank Belçikalı;

Türkiye Finans Kuveytli;

TEB Fransız; Cbank İsrailli;

MNG Bank Lübnanlı;

Alternatif Bank Yunanlı;

Dışbank Hollandalı;

Şekerbank Kazak;

Yapı Kredi' nin yarısı İtalyan;

Turkcell' in yarısı Finli' yarısı Rus'iş adamının.

SATILAN LİMANLAR

İzmir Limanı: 1 milyar 275 milyon dolara, Hong Kong merkezli Hut chisonWhampoaşirketine satıldı.

Kuşadası Limanı: 02.07.2003 tarihin de, 24 milyon 300 bin dolara, Sami Ofer’everildi.

Antalya Limanı: 31. 08.1998 tarihinde, 29 milyon dolara, Ofer’in eline geçti.

Mersin Limanı: 04.08.2005 tarihinde, Singapur PSA’ya satıldı. Limanın adı, ‘Mersin International Port’ olarak değiştirildi.

2014 yılında “Erdoğan millilik namına ne varsa mahvetmiştir. Milliğe karşı haçlı ittifakının safına girmiştir. Erdoğan’ın lafın gelişi sarfettiği millilik ise Pazara kadar yani seçimden seçimedir. Erdoğan Türk ve Türkmen hasmıdır. PKK aday Erdoğan’ı desteklemekte, teröristler aday Erdoğan lehine bahis oynamaktadır. Hainlerin ibresi Erdoğan’dan yanadır. Rüşvetçilerin, haram yiyenlerin yolsuzluk

tünelinde nefes nefese kalanların tercihi Erdoğan’dır.”diyen Devlet Bahçeli ile “Milliyetçiliği ayaklar altına almış bir iktidarız” diyen Erdoğan’ın birlikteliğinden nasıl milli olur, nasıl yerli olur, anlamak zor. Bu birlikteliğinden çıksa çıksa,seçimler öncesi Çıkar Ortaklığı çıkar

Eğitim İş Sendikası’nın dün itibariyle Afyonkarahisar’da Milli Eğitim Müdürü’ne şikayette bulunduğu bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum. İlimizde yapılan Jazzve Klasik Müzik Festivalleri sırasında ilimizdeki en ücra okullarda çocuklarımıza değişik bir müziğin tanıtımını yapmak isteyen, herkesin tanıdığı insanlara okullara girme izni vermeyen Milli Eğitim bakın nelere izin veriyor.

Sizlerle birazdan okullarımızda 6-10 yaş grubu çocuklarımıza dağıtılan ve okunduktan sonra sorular sorularak yarışma yapılacağı, dereceye giren öğrencilerin Umre ziyaretine götürüleceğinin iddia edildiği bir yarışmadan bahsedeceğim. Dikkatinizi çekerim bu yarışma Milli Eğitim Müdürlüğü onayıyla, milli eğitimin okullarında, gözbebeğimiz çocuklarımız üzerinde yapılıyor. Dağıtılan kitabı okuyorum. Yalnız TV başındaki ebebeynlerden rica ediyorum. Lütfen küçük çocukların dinlemesine müsaade etmesinler.

Kimdir bu Server, Hazar Derneği ve Düş Kütüphaneleri? Nedir bu ufka yolculuk kitapları, ahlaksız cemaat yapıları bu cesareti nerden alıyor? Bunlara kim izin veriyor? Çocuklarımızın beyinlerini yıkamaya çalışan, onları akıldan, bilimden uzaklaştırıp sapkın düşünceleri aşılama şansını bu hadsizlere kim veriyor?

Editör: Haber Merkezi