Demirel: “Dört bir tarafımız düşman dolu”

Milliyetçi Hareket Partisi Afyonkarahisar İl Başkanlığının haftalık basın toplantısı parti binasında gerçekleştirildi
Türk düşmanlığının çevremizdeki birçok ülke için adeta varlık sebebi olduğuna dikkat çeken MHP İl Başkanı Raşit Demirel bu yüzden her zaman dikkatli ve hazır vaziyette olmamız gerektiğini ifade etti
 
Milliyetçi Hareket Partisi’nin haftalık basın toplantısı parti binasında İl Başkanı Raşit Demirel ve İl Başkan Yardımcısı Mehmet Kocacan’ın katılımıyla gerçekleşti.
ÖĞRETMENLERİMİZE MİNNET BORÇLUYUZ
Programın açılış konuşmasında tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayan MHP İl Başkanı Raşit Demirel, “Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, “Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurlarıdır.” Diyerek öğretmenliğin ne kadar şerefli ve değerli bir meslek olduğunu belirtmiştir. Ana ve babamızdan sonra bize en yakın olan kişi, öğretmenlerimizdir. Bir mühendis demire, çimentoya ve tuğlaya şekil vererek nasıl bina yapıyorsa, öğretmenlerimiz de bizlere bilgi ve eğitim vererek bizi şekillendirip geleceğe hazırlıyorlar. İnsanın hem kendine hem de ülkesine yararlı olabilmesi için sadece bilgi edinmesi yetmemektedir. Esas olan eğitimdir. Çünkü eğitim sayesinde insanların düşünceleri doğar, olgunlaşarak gelişir. Eğitimli insan, kendisinin ve çevresindekilerin problemlerini çözerken olayları sorgular, araştırır, gerekli incelemelerden sonra bir çözüm üretir. Eğitimsiz insan ise kulaktan dolma fikirlere itibar eder ve sabit bir noktaya saplanıp kalır. Ülke geleceği için öğretmenlere güvenen Atatürk gibi bizlerde öğretmenlerimize güvenmeliyiz. Onlara her zaman destek olalım. Her fırsatta öğretmenlerimize sevgi ve saygımızı gösterelim. Onların bizler için yaptığı fedakarlıkları hiçbir zaman unutmayalım. Bu vesileyle öğretmenlerimizin Öğretmenler gününü kutluyorum. Emekli olan öğretmenlerimize sağlık ve mutluluklar diliyorum. Aramızdan ayrılan, görevleri başında şehit olan öğretmenlerimize de Allahtan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun” dedi.
ÇEVREMİZ DÜŞMAN DOLU
Türkiye’nin üzellikle güney sınırlarının tehlike altında olduğunu ifade eden Demirel, “Üç koldan terör saldırı altındayız. Özellikle güney sınırlarımız her türlü tehdit ve tehlikeye açık bulunmaktadır. Bu tehlikeyi ortadan kaldırabilmek için sınır dışında operasyonlar yapıyoruz. Kısaca ifade etmek gerekirse, üzeri örtülü bir savaş ortamındayız. Düşmanlarımız boş durmuyor. Ermeni iftiraları kesintisiz yürütülmekte ve yeni boyutlar kazanmaktadır. Kıbrıs'ta olup bitenleri takip dahi edemiyoruz, ama orada da büyük kayıpların eşiğinde olduğumuz muhakkaktır. Egedeki adalarımıza sahip çıkamıyoruz. ABD ve AB ülkeleri açık bir düşmanlık içinde canımızı yakan terör örgütleriyle açık şekilde işbirliği yapıyor ve Türkiye'yi her fırsatta tehdit ediyorlar. Bütün bunlar yetmezmiş gibi yarın ne olacağını kimsenin kestiremediği ekonomik sıkıntılar kapımızda. Doların ateşi, ekonomide büyük bir yangın çıkaracak gibi duruyor. Hal böyleyken MHP olarak ‘önce ülkem ve milletim’ düsturu ile hareket ediyor siyasi rant elde edeceğimiz bu çarpıklıkları görmemezlikten geliyoruz. Ülke elimizden kayıp giderse siyaset yapmanın kime ne faydası olabilir ki? Bundan dolayıdır ki AKP hükümetinin teröre karşı verdiği mücadeleyi destekliyor ve AKP’yi samimiyet sınavına tabi tutuyoruz. AKP ve seçmeni bunu iyi okumalı ve ona göre tavır almalıdır. MHP'nin bu konudaki desteğini, AKP hükümetinin ne kadar dikkate alacağını hep birlikte bekleyip göreceğiz. Cumhurbaşkanının beklentileri çok farklı, bunu biliyoruz. Burada unutulmaması gereken nokta, Sayın Devlet Bahçeli'nin söyledikleridir. Sayın Bahçeli çok net bir şekilde AKP ile mutabakat sağlanabilmesi için MHP'nin düşüncelerinin korunduğu bir zeminde görüşmelerin sürdürüleceğini söylüyor. ‘Yoksa bizim orada ne işimiz var?’ diyerek, kırmızıçizgilerimizi hatırlatmaktan da geri kalmıyor” dedi.
 ÖNERİ TERS TEPMİŞTİR
Geçtiğimiz hafta TBMM’ye sunulan ve geri çekilen cinsel istismar tasarısı hakkında da konuşan Demirel, “Bir grup AKP'li milletvekilinin verdikleri önergenin safında durmak, ısrarla savunmak; çocuklara kıymış ve kast etmiş sapıkları kollamak ve korumak, onların günahlarına ortak olmak MHP’ye terstir. 16 Kasım'a kadar cinsel istismarı yap, sonra sıkıyı görünce evlen, hiçbir şey olmamış gibi ortalarda dolaş. Bu nasıl bir anlayıştır? Bu nasıl bir suistimaldir? Bunu milletimize izah etmek mümkün değildir. Nitekim bu önerge milletimizi ayağa kaldırmıştır. Cebir, tehdit, hile veya iradeyi sakatlayan bir başka neden olmadan cinsel istismar suçu, yani, taciz ve tecavüz nasıl gerçekleşecektir? Hadi gerçekleşti diyelim, Medeni Kanuna göre çocuk sayılan bir evladımızın aklı ve ruhu gasp edilerek istismara uğraması nasıl sıradan ve normal bir davranış gibi görülecektir? Bu önergeyi veren AKP'li milletvekillerinin hiç mi yüreği sızlamadı? Hiç mi elleri titremedi? Bu çirkin, bu kabul edilemez önergeyle; sabilere, körpe yavrulara, küçücük bedenlere göz koyan iğrenç yaratıklara can simidi olunmaya çalışılmaktadır. Herkes vicdanını yoklasın ve şu sorunun cevabını arasın: Çocuktan gelin olur mu? Cinsel istismar mahkûmlarının mağduru mu olur? Yapmayın, yazıktır. Bu çocuklar hepimizin de evladı olabilir. Empatiyi iyi kurmak gerekir. Çocuklarımızın istismarını önlemeliyiz. İlimizdeki AKP yöneticilerine sizlerin aracılığıyla sesleniyorum. Ne yapıp edin bu önergeyi komisyona geri göndermekle yetinmeyin, tümden geri çekilmesi için genel merkezinize baskı kurun. Türkiye’nin derdi kendimize yetiyor birde anlamsız ve boş tartışmalarla Türkiye'yi boğmayın” dedi.
FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI NEREDE?
FETÖ ile mücadeleyi desteklediklerini ifade eden Demirel, Milli eğitim sistemi resmen yaprak dökümü yaşamaktadır. On binlerce öğretmen FETÖ'cü oldukları gerekçesiyle idari ve adli müeyyidelere uğrarken, Yurtta Sulh Konseyi isimli çeteyi nedense adını ağzına alan yoktur. Bu hıyanet konseyinin elebaşları hakkında milletimize doyurucu açıklama ve bilgilendirme neden yapılmıyor? Bylok kullanan siyasiler neden gün yüzüne çıkarılmıyor? FETÖ'nün siyasi ayağı nerede? Bu siyasi ayak hala neden gizemini koruyor? Öğretmene yeten güç, siyasetteki FETÖ'cülere neden yetmiyor? Niye bunların üzerine gidilmiyor? Odacı, boyacı, çaycı, tamam da, hatırlı ve yüksek mevkilerde bulunan veya bulunmuş FETÖ'cülere niye sıra gelmiyor, adalet ve devlet bunların semtine niye uğramıyor? Bu gecikmenin sebebi nedir? Bu savsaklamanın, bu sulandırmanın gayesi nasıl izah edilecektir? Bilmediğimiz bir müdahale, engelleyici bir blokaj varsa, bunu Türk Milletinden saklamayın” şeklinde konuştu. 
 
Editör: Haber Merkezi