CHP basın açıklaması

15 Temmuz 2016 günü Türkiye’ye en karanlık en karanlık gecelerinden birisinin yaşandığı fetöcü darbe girişiminin anıldığı haftaydı. 10 binden fazla fetö mensubu asker ve sivil; 35 askeri uçak, 74 tank, 246 zırhlı araç, 3 askeri gemi, 3bin 992 silah ve 37 askeri helikopterin katılımıyla gerçekleşen darbe girişimi, geride 250 şehit ve 2196 gazi bıraktı. Bu karanlık gece ve darbe girişimi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bünyesindeki Atatürkçü ve yurtsever komutan ve askerlerin direnmesi ve karşı duruşuyla başarısız kılındı. Buna sonradan Türk ulusunun sokağa inerek vatanına sahip çıkması, fetö ve üst aklın Türkiye’yi teslim alamamasıyla sonuçlanmıştır. Böyle bir ortamda Türk halkı bir olmuş, bütün olmuş 15 Temmuz kanlı darbe girişimini atlatmıştır.

Değerli arkadaşlarım sevgili basın mensupları;

Bir yıl önceki yaşanmış böyle bir olayın yıl dönümü kutlamaları davet afişleri, halkımızın yüreğini burkmuştur. Afişler davetiyeden çok, Türk Silahlı Kuvvetlerini darbenin bir parçasıymış algısı yaratılarak adeta linç kampanyası başlatılmıştır. Oysa TSK, Türk halkının ta kendisidir. TSK mensupları bizim çocuklarımızdır. Ülkemizin ve halkımızın güvenliği TSK’nin varlığı sayesindedir. TSK’yı güçsüz kılmak, Türk halkına hiçbir şey kazandırmaz, aksine kaybettirir. Mesut Barzani’ye referandum yapma cesareti verir. Ege Denizi’ndeki adalarımızı yunanlılar işgal eder, Rumlar, Kıbrıs adasının güneyinde petrol ve doğalgaz alanlarına bizlerin girmesini engeller. Başta PKK olmak üzere tüm terör örgütlerinin, ülkemize saldırma cesareti verir. Bu nedenlerle Türk Silahlı Kuvvetleri’ne her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Güçlü ordu güçlü Türkiye demektir.

Çok değerli Türk halkı;

Bugün 20 Temmuz. Bu günün Türkiye için hem olumlu hem de olumsuzluğu vardır. 20 Temmuz 1974 tarihinde rahmetli Bülent ECEVİT Kıbrıs Barış Harekâtı’nı yaparak, Kıbrıslı soydaşlarımızı Rum zulmünden kurtarmış, en önemlisi ise Türkiye Cumhuriyeti’ne toprak kazandırmıştır. 43 yıl önce yapılan bu harekât Türk Halkı’nın ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücünü tüm dünyaya göstermiştir. Bu amaçla başta rahmetli Bülent ECEVİT olmak üzere Kıbrıs’ta şehit düşen askerlerimize ve vatandaşlarımıza rahmet, gazilerimize sağlıklı uzun ömürler dileriz.

20 Temmuz’un olumsuzluğu ise, OHAL’in ilanı ve K.H.K. larla T.B.M.M. ‘nin by-pas edilerek kanun yapma gücünün elinden alınmasıdır. K.H.K.’larla on binlerce vatandaşımız, suçlu suçsuz ayırımı yapmadan işlerinden atılmıştır. OHAL dönemi yasakları kalıcı hale getirilmiştir. Bu sene zarfında 25 KHK yayınlanmış, ülke tek adam rejimi ve onun belirlediği olağanüstü KHK’larla yönetilmeye devam etmektedir. OHAL anayasasında tanımlanan ölçülülük, gereklilik yerindelik gibi ilkelerin hiçbirine uyulmaksızın hürriyeti kısıtlayıcı bir hal almıştır. Bir yıldır yaşananlar göstermiştir ki, vatandaşların yaşamsal hakları iş yaşamı, kültürel ve sosyal yaşamı ipotek altına almıştır.ç Akla ve mantığa sığmayan yasaklar gündelik yaşamımızın bir parçası olmuş, sokakta türkü söylemekten, zeytinli rock festivaline, semah dönmekten açık alandaki düğünlere, lise pilav gününe varana kadar çok çeşitli yasaklarla her gün karşılaşılır hale gelinmiştir. Hatta öyle ironik bir hal almıştır ki bir üniversitemizin hukuk fakültesinde düzenlenen ‘OHAL hukuku’ konulu panel OHAL den dolayı yasaklanmıştır. İşte bu yüzden biz buna sarayın darbesi diyoruz.

Sevgili Basın mensupları

Bilindiği gibi CHP Genel Başkanımız Kemal KILIÇDAROĞLU’nun adalet yürüyüşü ve sonunda başta C.başkanı olmak üzere iktidar yanlıların bu yürüyüşü küçümsemeleri genel başkanımız yaklaşık 25 gün ve 450 km’lik yol yürüyerek dünyada bir rekor kırmıştır. Ancak bu yapılan adalet yürüyüşünün özü ve amacı gözden kaçırılmak istenmektedir. Bu büyük yürüyüş 9 Temmuzda yapılan Maltepe mitingine katılımcı sayısına indirgenmektedir. Oysa Genel başkanımızın açıkladığı ve adaletsizliklere vurgu yapan 10 maddelik manifesto görmezlikten gelinmektedir. 10 maddelik manifestoyu ana başlıklar halinde açıklarsak,

1- FETÖ terör örgütünün siyasi ayağı ortaya çıkarılmalı ve gerçek darbecilerden hesap sorulmalıdır.

2- OHAL derhal kaldırılmalı ve hukuk düzeni evrensel ilkeler uygulanarak yeniden tesis edilmelidir.

3- Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı mutlaka sağlanmalı, adil yargılanma hakkı eksiksiz uygulanmalıdır.

4-OHAL mağdurlarının yargıya erişim ve sosyal güvenlik haklarını kısıtlayan tüm uygulamalar hukuk devletini gereği olarak son verilmeli.

5- İşinden edilen akademisyen ve diğer kamu görevlileri görevlerine iade edilmeli,tutuklu milletvekilleri derhal serbest bırakılmalı.

6- 150 nin üzerindeki tutuklu gazeteciler serbest bırakılmalı, düşünce özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

7- OHAL koşullarında yapılan ve mühürsüz seçim olarak anılan Anayasa değişikliği gayrimeşrudur.

8-Demokratik parlamenter sistem üzerindeki her türlü vesayet kaldırılmalı, demokratik, laik sosyal hukuk devleti güçlendirilmeli, laik eğitime geçilmelidir.

9- Toplumsal iç barış sağlanmalıdır.

10- Saldırgan dış politikadan vazgeçilmeli, Türkiye yüzünü insan haklarına, hukuk devletine adalete önem veren milletler ailesine dönmelidir.

Şimdi soruyorum size; Sadeleştirerek ve kısaltarak okuduğum bu 10 madde mi önemli, yoksa mitinge katılanların sayısı mı? (Kaldı ki ben miting alanındaydım, oradaki kalabalığı gördüm. 3 milyon ile 3 milyon 750 bin kişi gibi bir rakam konuşuluyordu. 17 futbol sahası genişliğinde.

Hepinize teşekkür eder, saygılarımı sunarım .

İl Başkan Yardımcısı

Vedat SEVER

Editör: Haber Merkezi