VAY Kİ VAY HALİMİZE
Biz böyle değildik.
Bizde okuyana, fikir adamına, öğrenciye, çocuğa, mektepliye, idareciye, valiye, milletvekiline saygı duyulurdu.
Yoldan geçen bir vekil veya saygın bir kişi geçerken ceket iliklenir ya da şapka çıkartılırdı.
Şimdi,
Ne oldu bize böyle?
Aynı katta oturan insanlar birbirine selam vermiyor, verilen selam alınmıyor.
İstanbul’da bir kadın kocası tarafından 52 yerinden bıçaklanıp, parçalara ayrılıyor ve komşular bunu duyup, kapıyı, pencereyi kapatıyor, polise bir telefon bile etmiyor.
Vatandaşlık sorumluluğu dediğimiz olay kalmadı.
Komşuluk hakkı yok.
“Siz birbirinizi sevmedikçe cennete giremezsiniz” diyor Allah-u Teala.
Ne sevgisi?
Sanki düşman olduk.
Kimsenin yüzü gülmüyor.
Kimse birbirine yüz vermiyor.
Gülücüğü, bir selamı çok görür olduk.
Selam adeta tekellik oldu.
Kimse evde pişen yemek kokar diye komşusuna küçük bir tabak ikram etmiyor
Mahalle, sokak, komşuluk kavramını kaybedeli yıllar oldu.
Apartmanlar bozdu bizi.
Şehirleşme bozdu bizi.
Para, makam, at, araba, fabrika bozdu bizi.
Şimdi tamirci arıyoruz.
20 yaşında bir genç kız minibüsle evine dönerken dağa kaçırılıp, yakılıyor.
Heyhat!
Ne oldu bize böyle?
Biz eskiden böyle değildik.
İdamla çözeceğimizi zannediyoruz.
Gönüllere giremediğin, beyinleri eğitmediğin takdirde vay halimize.