“Tüp mide ameliyatı AKÜ’de yapılıyor”

 

Gün FM’de yayınlanan ve AKÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Araştırma Görevlisi Cengiz Demir’in sunduğu Sağlık Olsun programında obezite cerrahisi konuşuldu.

Programa AKÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Akıcı konuk olarak katıldı.

Obezite bir hastalıktır”

Obezitenin aldığımız kalorinin harcadığımız kaloriden yüksek olması ve buna bağlı olarak karın bölgesi ile vücudun değişik yerlerinde yağlanma ile karakterize olan bir hastalık olduğunu belirten Akıcı, “Obezite bir hastalıktır. Obezite kimi zaman toplumda hastalık olarak görülmüyor. Ancak bize başvuran hastalar obezitenin bir hastalık olduğunun farkına varıp ameliyat olmayı düşünüyor veya istiyorlar. Dolayısıyla obezite hastaları içerisinde obezitenin farkındalığı şu anda yüzde 10 seviyesinde bulunuyor. Yüzde 90’lık kesim obezitenin hala bir hastalık olduğunun farkında değil” şeklinde konuştu.

“Vücut kitle indeksi boy ve kilo oranına göre ölçülür”

Obezitenin kronik hastalıklara zemin hazırladığını kaydeden Akıcı, “Obezite, kalp, şeker, tansiyon gibi birçok kronik hastalığın zeminini oluşturan temel bir hastalıktır. Vücut kitle indeksi obezitenin tanımlanması açısından önemlidir. Vücut kitle indeksi boy ve kilo oranına göre ölçülür. Bu oran 35’in üzerindeyse kişi obezite hastasıdır. 40’ın üzerine çıkmışsa bu grup hastalar morbid obez yani ölümcül obezite denilen grupta yer alırlar. Obezite ameliyatları vücut kitle indeksine bakılarak yapılır. Bu ameliyatı olabilmek için herhangi bir ek hastalığınız olmadan 40’ın üzerinde vücut kitle indeksinin olması veya şeker, tansiyon hastalıkları bulunup 35’in üzerinde vücut kitle indeksi olması gerekmektedir. Herkes internet sitelerine girerek vücut kitle indeksini öğrenebilir” diye değerlendirmede bulundu.

“Obezite dünyada yüzde 20–40 arasında görülüyor”

Her obezite hastasının cerrahiye uygun olmadığını bildiren Akıcı, “Bize başvuran obezite hastalarının cerrahiye mi yoksa klinik tedaviye mi uygun olduğuna yapılan tetkiklerle karar veriyoruz. Vücut kitle indeksi obez olarak çıkmışsa hastanın son 3 yıldır kilolu olup olmadığını sorguluyoruz. Mesela son 6 ayda kilo almışsa bu hastaya hemen obezite cerrahisi uygulamıyoruz. Obezite cerrahisinin yaygınlaşmasının nedenlerinden biri de tek başına yapılan diyetin kilo verdirmeye yetersiz kalışıdır. Hareket etme, spor yapma gibi etmenlerde son derece önemlidir. Obezite dünyada yüzde 20–40 arasında görülürken, ülkemizdeki oranı ise yüzde 35 civarındadır” şeklinde konuştu.

“En sık uygulanan ameliyat tüp mide ameliyatıdır”

Obezite cerrahisinde birçok ameliyat yöntemi bulunduğunu söyleyen Akıcı, “En sık uygulananı tüp mide ameliyatıdır. Bunun haricinde başka yöntemler de var. Tüp mide ameliyatı yüzde 90 civarında uygulanıyor. Bu yöntemle iyi sonuçlar alınıyor. Geçenlerde hastanemizde 145 kilo civarında bir obezite hastasına tüp mide ameliyatı uyguladık. Bu hastamız daha evvel kilo vermeyi denemiş, ancak başaramamış ve yaklaşık 10 yıldır da kilolu olan bir hastaydı. Bu hastamıza kapalı yöntemle tüp mide ameliyatı yaptık. Ameliyat sonucunda hastamız yaklaşık iki ay içerisinde şu anda 25 kilo verdi. Tüp mide ameliyatında kapalı yöntemle mideyi tüp şekline getiriyoruz. Bir su bardağı boyutunda bir mide hacmi kalıyor. Dolayısıyla insanın yemesini azaltmış oluyoruz. Ameliyat süresi ortalama 45 dakika civarında. Hastanede kalış süresi ise 3–5 gün civarında. Bu ameliyatı oldukça konforlu bir ameliyat olarak niteleyebiliriz” diye bilgi verdi.

AKÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin katkılarıyla hazırlanan Sağlık Olsun yaklaşık bir saat sürdü.

 

 

Editör: Haber Merkezi