KIPRAŞMA!..

İlçenin eski belediye başkanısın..
Seni görünce ne yapmalarını isterdin?..
Toparlanıp saygı ile selam vermelerini mi?..
Yoksa bugünkü gibi görmezlikten gelip dönüp gitmelerini mi?..
*
Vatandaşın içinden ne geçsin mesela seni görünce:
“Saygın insan…”
“Adam gibi adam?..”
“Benim ilçemin başkanı…”
Böyle mi?…
Yoksa:
“Saygı duyulacak yanı yok…”
“Adam olup, görevini layıkıyla yapsaydı…”
“Benim başkanım bu değil” mi?…
*
Sen kararını zamanında vermişsin..
“Yakın dostum, arkadaşım” diye yalan attığın, Devlet Bahçeli MHP’den yalnız seni değil, aileyi ihraç etti..
Sen kardeşin, oğlun ve diğerleri..
Bu arada, kurunun yanında yaşta yanmış ve Nazmi Bilgin’de ihraç edilmiş..
Yerinde duracaktın Baştuğ, yerinde..
Başkan seçilirken getirmeyi vadettiğin, getirmediğin  Antalya’ya gidecektin, bahçendeki çiçek sulamaya..
Sen gittin, Ak Parti’ye kayıt olmaya çalıştın.. Kabul etmediler..
Tekrar MHP’ye dönmek istedin ama, nafile..
Baktın 30 Mart’ta MHP ilçe seçimi var.. Nazmi Bilgin’i başkan yapmayı düşündün.. Hani senin ülkücülüğüne kimse inanmaz ama 40 yıllık ülkücü Nazmi Bilgin’in de kaydının silinmesine sebep oldun..
Yerinde duramıyorsun Baştuğ..
Şimdi de, Ak Parti’ye zarar vermeye çalışıyorsun..
Nafile..
Sen kendi ipini kendin çekmişsin, zamanında..
Seni gören “Benim başkanım bu değildi..” diyor..
Daha ne!..
KARGA..
Papazı uzak bir köye atadılar…
Gitti baktı, kimsenin kiliseye gelip gittiği yok…
Her taraf kir pas içinde…
Kolları sıvadı, kiliseyi boyadı, çanı parlattı, bayrak astı, insanları ibadete davet etti, her şey yoluna girdi…
*
Tek sorun vardı:
Karga…
Bir karga gelip çana konup çişini yapıyor, bayrağa konup kirletiyor, haça konup konup berbat ediyor…
Papaz yarım gün canı çıkana kadar temizliyor, ertesi gün yine karga gözüküyor…
Canı sıkıldı…
Çare aradı, bulamadı…
Gidip muhtara danıştı:
“Şu karga azizim, gelip her şeyi berbat ediyor… Ben temizliyorum, paklıyorum, tam yerime oturmuşken yine geliyor…”
Muhtar “Kolay” dedi:
“Kolay, oraya bir parça tuzlu peynir sakla, hırsızdır… Yanına susuz rakı koy, bedava bulunca kaçırmaz… Göreceksin gelip ayağının ta dibine düşecektir…”
*
Papaz denileni yaptı…
Tuzlu peyniri kuytuya koydu, tasa susuz rakıyı boşalttı…
Gözünü deliğe dayayarak beklemeye başladı…
Karga gözüktü…
Kendinden emin tuzlu peyniri buldu yedi, yiyince susadı, tasa döndü, tadının farkına varıncaya dek iki fırt aldı…
Kafayı buldu…
Sallandı…
Ve papazın ayaklarının ta dibine düştü…
*
Papaz kargayı alıp iki kanadından tutarak havaya kaldırdı…
“Sen nesin?” dedi:
“İmanım var desen, hırsızlık yapmazsın…
Milliyetçiyim desen, bayrağa kıymazsın…
Hıristiyanım desen çana sıçmazsın…
Müslümanım desen rakı içmezsin…
Söyle ulan sen nesin?…”