ALMANA MEKTUP…
Siyaset durgunken Antalya’nın Hans’ı, siyasette hareket başladığında Sandıklı Almanı…
Karıştırdın yine Sandıklı’yı..
Lahana gibisin be Alman..
Kat kat… İçin gözükmüyor…
Hangi amaçta, kimlerle, daha nasıl kapışacaksın?..
Sandıklıspor meselesini ortaya atan sensin..
Hasan Tekin efendiyi bulan sensin..
Baskın genel kurulla kulübe el koyan sensin..
Neden?
İsmail Elibol’a karşı husumetinden…
“Bahçeli çok yakın arkadaşım.. Onu aday ettirmeyen benim..” diye hava atan sensin..
Garip ama gerçek; MHP’den ihraç edilen de sensin..
Bilmeyen yok.. Elibol’dan intikam almak için, yapmadığın şey kalmadı..
Zarar gören sen değilsin, Sandıklı be Alman…
Görünüşte turp gibisin…
Sanki, yerin altında büyümüşsün…
Haberimiz olmamış..
Haberimiz olduğunda ise…
Zeytinyağı gibisin…
Hep üste çıkmaya çalışıyorsun..
Hoşuna gitmeyecek ama.. Kulak ver Sandıklı ne konuşuyor?
İsmail Elibol’la olan husumetinden dolayı ruhsatı engelleten senmişsin..
“Senet iade olmazsa ruhsat yok” lafını ortaya atan senmişsin..
Hala daha zeytinyağı gibi üsttesin..
Ak Parti’ye kapak atmak istedin, kimse yanaşmadı sana..
Şimdi, ihraç edildiğin parti MHP’yi karıştırmak için, aday hazırlıyormuşsun…
Ak Parti’den elini yüzünü yıkadın, MHP’ye maydanoz olmaya mı çalışıyorsun?
Söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama…
Girmediğin, burnunu sokmadığın, bilmediğin, karışmadığın bir tek şey yok…
Her şeye maydanozsun…
Sandıklıspor’u 2.lige çıkaracağız diye kapıp aldınız..
Alırken, mangalda kül bırakmadınız..
Sonra.. Hasan Tekin’de, sende “pamuk eller cebe” yapmadınız..
Hasan Efendi, Akar’dan fırsat bulup bütçe ayıramadı..
Sen, maydanoz sulamaktan, üstüne vazife olmayan işlerle uğraşmaktan zaman ayıramadın..
500 bin lira Sandıklıspor’un borcu değil mi?
Borç gerçek değilse.. Sizler Sandıklıspor’un başkanı ve as başkanı olarak neden hukuk yollarına başvurmadınız?
Bu borcun belediyeyle ne ilgisi var?
Senin ruhsat-muhsat işlerine karışmaya ne hakkın var?
Bunları ben değil, Sandıklı kamuoyu konuşuyor, tartışıyor, Alman…
İsmail Elibol, haksız bile olsa mağdur duruma düşürdünüz..
Muhtemelen: planın, dolmalık biber gibiydi… Ki, içi boş çıktı..
Şu birkaç günde neler oldu neler?
İmardı, senetti, siyah çelenkti derken Sandıklı’yı ulusal basına düşürdünüz..
Yakıştı mı “marka kent” olacak Sandıklı’ya…
Alman efendi…
Arkana dön bi bak..
Belediye başkanı olmazdan önce neydin, şimdi ne oldun?
Haddini bil..
Vatandaşın kantarı belinde..
Elini, üstüne vazife olmayan işlerden çek..
Sen Sandıklı sevdalısı olsaydın…
Arayı bozan olmaz, arayı bulan olurdun….
Elibol’la Çöl’ün arasına girip uzlaştırmalıydın..
Ama, şahsi ihtirasın, husumetin, olayları ne hale getirdi, bak..
Düdüklü tencere gibisin..
Kafanı doldurup, ateşe koyuyorlar..
Sen ötüyorsun..
*********  
İsmail Elibol’un, belediyeye gidip, yakışmayan hareketler yapmasını kınadık..
Muhtemelen, canı burnuna geldi ama yine de yapmaması gerekirdi..
Olay yargıya intikal etti..
Adaletin kestiği parmak acımaz..
Öte yandan;
Fabrikaya ruhsat verilmemesi, Almanın baskısıyla yapılıyor diye yoğun iddiaları var…
Başkan Çöl’ün, böyle bir baskıya boyun eğmeyeceğini de, iyi biliyorum..
Bak, Alman efendi…
Sandıklı’ya zarar verdiğin kadar, yakınlarına da zarar vermeye başladın..
Yakışmıyor…
O işyerinden, fabrikadan ekmek yiyenlere yazık olur…
Alman veya her kim olursa olsun bu ağır vebalin altından kalkamaz…
Senet meselesi ayrı bir olaydır, ruhsat işleri ayrı bir olaydır…
Sandıklı’nın sanayisini baltalamaya, 180 kişinin ekmeğiyle oynamaya Alman efendi gibi kimsenin hakkı yoktur..
Sandıklı bunun müsebbibi olacakların karşısında hep birlikte cephe alır...
Çünkü bu olay Elibol’un meselesi değil, Sandıklı’nın sorunudur...
********  
Nihayet…
Bu tatsız olay, ortamı gerdi..
Kabak tadı verdi, yeminle…
 
Editör: Haber Merkezi