Yaşanmış bir hikaye!

Bazı hikayeler vardır konun içeriğine uygun bir şekilde uydurmasyon hikayeler yazılır ve anlatılır, benim anlatacağım hikaye tamamen yaşanmış bir hikayedir…

Hikayeme geçmeden önce eskiden çiftçilik nasıl yapılırdı:

Eskiden çiftçilik kara sabanla yapılırdı, her evde ya bir çift öküz vardı yada bir çift at yani beygir vardı çiftçilik tamamen bunlarla yapılırdı…

Boz mahsul dediğimiz arpa ve buğdaylar orak veya tırpanla biçilir biçilen ekinler harman yeri dediğimiz düz bir arazide toplanır Düvenlerle ezilerek tınas haline getirilir rüzgarlı havada tınaslar yabalarla savrularak deneler samandan ayrılırdı…

1900 lü yıllarında Dinar ve civarı bir tahıl ambarıydı Konya’dan sonra 190 bin ton hububatla ikinci sırada yer aldığı için 10.Şubat.1924 de Dinar Ticaret ve Sanayi odası kurulmuştur…

Konunun özüne uygun yaşanmış bir hikayeyi sizlerle paylaşmak istiyorum…

1949-1950 yıllarında bizim harman yeri komşumuz Bayram dayı vardı, Bayram dayının konuşması biraz peltekti ve çokta sinirliydi, tarlasından hasat ettiği buğday attığı tohumu vermediği için bakın Bayram dayı ne yaptı:

Bayram dayı tarlayla kavga etmeye gidiyor:

Adı geçen tarladan kaldırdığı buğdayı bir çuvalın içerisine koyup eşeğin üzerine atarak doğruca o tarlaya gidiyor…

Önce tarlaya bir selam veriyor başlıyor anlatmaya:

Yaptığım emek gözünle dizine dursun…

Ben seni ekime hazırlamak için iki defa nadas edip sürdüm, cevabı kendisi veriyor sürdüm,

Buğdayı ekerken de sürdüm mü, sürdüm,

Hanımla gelip verdiğin buğdayı orakla yolduk mu, yolduk.

Harman yerine taşıyıp düvenle ezdik mi ezdik,

Tınas yapıp savurduk mu, savurduk,

Ben sana 4 dolu tohum attım mı attım,

Senin bana verdiğin buğday üç dolu geldi,

Nerde bunun bir dolusu deyip,

Getirdiği buğdayı tarlaya saçıyor ve

Al bunu, a…….na sok deyip…

Eşeğine binip tekrar harman yerine geliyor biz harman yeri komşularına bunu peltek diliyle sinirli bir şekilde anlatmıştı bunu hiç unutamam, işte bu uydurma bir hikaye değil gerçek yaşanmış bir hikayedir…

23.8.2019