UNUTULAN, ÖZLEDİĞİMİZ VE KAYBETTİKLERİMİZ 13

F-1=FOTOĞRAFTA YahyaKitiş, Bayramali Veziroğlu,Mehmet Gürcan,H.Cahit Tuncay,ayakta 1-?,2- Nadir Emekli,3-Cevat Emekli,4-Ferit Özalp ve Adnan Kurtçepe hatırlayıp özlediklerimizden birkaçı

DİNAR EKÂBİRLERİ

Dinarn eski esnaf, Zanaatkar, İşadamı ve Memurlarımızdan bir çok kişiyi şöylece bir hatırlayalım istedim. Arşivimdeki resimlere baktım kimleri tanıdım. İşte adliyemizin diğerli personellerinden rahmetli, Zabıt kâtibi Ali Özalp "Çakır Ali lakaplı" Ali amca ve Halil amca çok iyi Osmanlıca bilirlermiş. Ben resimlerimde onu aradım bulamadım Tahsin Öztoprak amcayı çok iyi hatırlarım "Mübaşir Öztoprak 1315 doğumlu 1953 de emekli olmuş, güler yüzlü her gördüğü kimse ile selamlaşır hal hatır sorar aylığını aldı mı bir miktarını bozdurup devamlı cebinde taşıdığı kâğıtlı şekeri önüne gelen çocuklara dağıtarak gülücükler dağıtan ve adliyenin kapısını dualarla açmayı huy edinen zattır.

1930/53 arasında adliye mübaşirliği yapan sevimli güler yüzle yaşlı amcamız olan Tahsin amcayı çok iyi hatırlıyorum. Cebinde devamlı bozuk para taşıdığı doğrudur. Ben Lale sinemasında çalışırken rahmetli ağabeyim Besim Salman’ın babasından kalan gazete kulübesi vardı.Cumhuriyet meydanının tam köşesinde orda otururken iğneci Nazente İşsiz ablamızın beyi Şoför Hacı ağabeyin babası olan bu yaşlı mübaşir hemen hemen her Cuma günü elinde kağıt bir 5 lirayı verir “Evladım bunu bana varsa 25/50 kuruş olarak bozar’mısın” diye Dinarın o eski ekabirleri kibarlığı ile sorar bozuk paraları alınca defalarca teşekkür ve dualar ederek giderdi.Besim ağabey “Ayhan ben olayım olmayayım bu amca her gelişinde parasını istediği gibi bozup ver.Bu amca adliyemizin ilk memurlarından şoför Hacı ağabeyin babası paraları cami çıkışında kaç tane isteyen varsa onlara dağıtır. İsteyen bulamazsa sokaktaki oynayan çocuklara verir. Adliyede çalışırken de dağıtırdı emekli olunca da dağıtıyor” diye anlatmıştı. Şoför Fikri ağabeyde onun oğluydu.Yukarıda adı geçmişken utamadığımız bir isim de Rahmetli Nazente Abladır.Elinde sağlık çantası evinde sağlığı nedeniyle iğnesi vurulacak hastalarımızın ayağına kadar yaz kış demeden giderek iğnesini vururdu.O çocukların da Nazente Annesiydi.

Adliyemizin Çakır Ali’den sonra "Osman Tüysüz',Ahmet Çalışır'ı Hasan Kantaş'ı," 1952–1974 arası çalışmış"Mehmet Karakaya yı,"1954–1977 arası" 1334-1989 doğumlu Âlim Tekekaya " hatıtlamamak mümkün mü (Rahmetlinin incirlideki o güzel meyve bahçesi herkese açık isteyen rahatlıkla yerdi) Osman ağabeyin de Konak mahallesindeki Asım amcamın bahçesinin yanındaki bahçesindeki hiç kimsenin bahçesinde bulunmayan Tekerekşi cinsi Elma’yı yemeğe doyum olmazdı. Nuri Çekinir’i, Halil Çetin’i, anlatacak kelime bulamıyorum. Gardiyanlardan 1329 doğumlu 1952/58 arası çalışmış ve belediyeye girmiş Gardiyan Şükrü Çavuş'u 1329–1981, Faruk Karapınar'ı, yaşı uzun olasıca Hamza Fidanoğlu’nu memurlarımızdan Ali ve Tuncay Bey, ve 41 yıl şoförlük yapan Mehmet Kale kardeşimizi adliye teşkilatı isimlerini hatırlayamadığımız adliyemizin başsavcısından odacısına kadar çok sayıda personel gelip geçmiştir. Bunlardan bazıları yıllar geçse de hala onları tanıyanların hafızasından silinmiyor. Bazıları Dinarlı bazıları diğer illerimizden hepsini saygıyla anıyor ve daima anıp hatırlayacak rahmete kavuşanlara dua ediyoruz.

Dinarın eski resimlerini incelersek o yılların insanlarının giyimlerine hayran olursunuz. Bu yaşlı amcalar emekli olsa da kıran tuvalet dediğimiz misali takım elbiseli boynunda kravatını hiç çıkarmadı. Memuriyet alışkanlığı desek ne memurlar tanırım emekli olunca kravatını hiç takmamıştır. Bu rahmetliler bambaşka biriydi.1930/40 ların Fotoğraftaki beylere bakıyorum her birinin giyimleri bambaşka. Kimileri Pala bıyıklı (Polis Mehmet gibi), kimileri Badem bıyıklı (Foto 2 de çoğunlukla öyle) Elbette ki bıyık sevmeyenler de vardı.Şapkasız, fotör şapkalı, kasket şapka da giyen çok her biri Atatürk ilkelerindeki şapka kanununa uymuş köylüsü şehirlisi bir araya gelmiş ya bayramlarımızı kutluyorlar ya da bir açılışta bulunuyorlar. Onlarca kişinin içinden ancak benim gibi 70’ini geçmiş 80’ini bulmuş yaşlılarız dikkatli bakarsan 3-5 kişiyi tanıyoruz. Bak bu Topal Ahmet Veziroğlu, Bu Bayramali Veziroğlu,Feyzi Başyiğit (Belediye başkanı),Tahsin Öcal,İbrahim Uslu,Ali Kayak,İbrahim Kalkan,Ahmet İpek, ,Bu Şerif ağa Emeksiz (Meclis üyesi)Mustafa Öztürk,Güneş Öngüt,Kazım Uysal,Mehmet Göbekli (Milletvekili) Nadir Emekli,Cevat Emeksiz,Cavit Tuncay,Hüsnü Sezer,Mustafa Kitiş,Mehmet Akalın,Aşçı Kadir Ezenoğlu,Kahveci Yaşar Köseli,Bekir Salman(İnönünün telsizcisi) öğretmen’lerimiz;Mustafa Menderes, Kadir Otağ,Kenan Tunç,Mahmut Salman,Hakkı Aytürk,Mehmet Ciritoğlu,Ferit Özalp ,Sevim, Zehra, Sıdıka,Hikmet hoca hanımlar,Ali Kaynak,Necip Kaynak,Naci Başaran,Mevlit Tok,Osman Mera,Niyazi,Osman , Mehmet,Necdet ve Nedret Gürcan,Nuri Uysal,Halil Çetin,Nuri Çekinir,Kasap Nazif Ergenç ya pala bıyıklı dayı dediğimiz zaman kızan Polis Mehmet Tokyürek ,Eski futbolcularımızın olduğu 1932 Dinar Gençler Birliği takımında bulunan 11 kişiyi yazmıyorum bunlar ve diğerleri yayınladığım İz Bırakanlar ve Dinarda Spor kitaplarında daha nicelerini görebilirsiniz.Dinar Ekabirlerini liste halinde yayınlasam bu sayfalar dar gelir site yönetmenlerim ve bir çok okuyucum beni yine “Çok uzun yazmışsın Ayhan ”diye eleştirirler.Ne yapayım ;Bir gün kalemim kırılmadan yazayım diyorum.Yavaş yavaş Gözler bile beni terk etme çabası içinde.Terk etme diye her iki ayda Isparta’ya gidiyorum.Burada çocukluğum ve gençlik yıllarımın bir unutamadığım domdurmacısının bir resmini bulamadım.Onun “DomdurmaKaymaaak”sesi hala kulaklarımda.O kadar set domdurma yapardı ki ipin üzerine koyar ne kadar erimeden dururdu hatırlamıyorum. Hasan Çaylı amcayı rahmetle anıyorum.

Dinar ile ilgili bir yazı kitap bulduğum zaman tüm uğraşlarımı bırakıyor o yazı veya kitap ile ilgilenirim. Hocamın dediği gibi bu bir Dinar Sevdası. Bakın Raif Öztürk hocamızın son yazdığı ALTIN ŞEHİR kitabı ne kadar kalın yani çok sayfa Dinarı seven böyle kitap ve yazıyı bıkmadan okuyup inceler.

Yazarlarımızdan Aliosman Demircan’ın yayınladığı EFSANELER DİYARI kitabını da okuyan bıkar mı bilmem? Demircan hocam yıllar önce bu kitabın içinde yer alacak bir bölümü gazeteye gelip bize “Ben böyle bir çalışma yapıyorum sizce yayınlanmasında sakınca olur mu?diye sormuştu.O zamanlar böyle bir çalışmayı yaptığı için sevinmiş ve kutlamıştık.Ben tekrar diyorum böyle meydana gelen iki eser değil de iki bin eser olsa keşge diyorum.Ben bıkmam inceler okurum ama Dinar Sevdası ile yüklü olan okuyacakların da bıkmadan okuyacaklarına inanıyorum.Yazılan yalnızca Dinar olsun bu şiir olur,hikaye,masal,anı veya roman olur benim için teması fark etmez.

Burada yazıma son noktayı koymadan önce KAYBETTİKLERİMİZ-UNUTTUKLARIMIZ DİNAR EKÂBİRLERİ yazım içinde okuyup da içinde benim Babam, Dedem, Amcam, Dayım, Ağabeyim veya yakın-uzak akrabam YOK diyen olabilir.Olur elbette ki nice Caferler,İbirler,Kemaller,Mustafalar sıralasak bu Safalar uzar da uzar. Mutlaka hatırlayamadığım olanlarda vardır. Dediğim gibi listelesem sayfalar dolacak. Bu yüzden tüm okurlardan özür diler sevgi ve saygılar sunarım.

 F-2= 70 yıl öncesi bir hatıra 1947.Bir merasimde soldan11-Bayramali Veziroğlu önde Elinde bayrak oğlu Kadri Veziroğlu, 3 mahallenin Ekabirleriyle

 POLİS MEHMET TOKYÜREK - TAHSİN ÖCA 

F-2=ZAMANIN İMREN LOKANTASINDAN 47 YILLIK 1970 HATIRASI

F-4=BU HATIRANIN TARİHİ BELLİ DEĞİL AMA İSTASYON CADDESİNDEKİ ESKİ HÜKÜMET BİNASI ÖNÜ OLDUĞUNU Bana resmi gönderen İbrahim Esmer söyledi. Rahmetli Şoför Kara Osman’dan kalan bir resim.