Uysal, iktidarı eleştirdi
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Genişletilmiş Ankara İl Divanı toplantısında yaptığı konuşmada sert ifadeler kullandı.
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, Genişletilmiş Ankara İl Divanı toplantısında yaptığı konuşmada sert ifadeler kullandı.
Uysal, “Bu parti hiçbir şekilde suistimal yapanları mazur göremez. Varlığımızı dışarıdan ve içeriden bozmaya çalışanlara hiçbir tereddüt göstermeden kararlılıkla cevap vermek zorundayız. Esas davanın sahipleri olarak; bu misyonun geçmişini suistimal edenlere karşı dimdik ayakta durduğumuzu, varlığımızın ifadesi olarak hep beraber gösterebilmek durumundayız. Bu misyonun geçmişini yağmalamaya çalışanlar karşısında, sonuna kadar davamızın başında olacağız. ‘Zeybek’i idam ettiler ama davası dimdik ayaktadır’ diyor şair. Evet bu dava dimdik ayaktadır” dedi.
Ankara İl Başkanlığı tarafından DP Genel Merkezi’ndeki Turgut Özal Kültür Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Divanı toplantısına eski bakan ve milletvekilleri de katıldı.
Toplantı, “1946’dan bugüne” konulu bir slayt gösterisi ile başladı ve ekrana alkışlar arasında partiye liderlik yapmış Celal Bayar, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Hüsamettin Cindoruk gibi liderlerin fotoğrafları getirildi.
Daha sonra kürsüye gelen Genel Başkan Gültekin Uysal, yaptığı konuşmada, iktidarı sert bir dille eleştirdi ve şunları söyledi:
“Ülkeyi bir siyahla beyaz arasına sıkıştırarak, gerçek gündemin konuşulmaması için var gücü ile çalışanlara, elbette bu büyük demokrat misyonun söyleyecek sözü olmalıdır. Tarihsel bir takım meseleleri bugünlere taşıyarak, tartıştırarak, bugünkü gerçekleri görmemizin önüne geçmek isteyen bu anlayışa sahip insanlar olabilir.
Bugün hiçbir şekilde değiştiremeyeceğimiz, hiçbir şekilde dönüştüremeyeceğimiz bir takım tarihi meseleleri, Türkiye’nin önüne getirerek tartışan, geleceğinden ziyade geçmişini siyasetin rekabet alanı haline getirenlerin aksine biz, bu topraklarda bir ve beraber yaşama iradesi koymuş bu büyük milletin geleceği üzerinden siyaset yapacağız.
Türkiye’yi kamplaştırarak, siyaseti adeta kartelleştirerek, soğuk savaş döneminin iklimi içerisinde, milletin meselelerini konuşmak istemeyenler olabilir. Ama hakikati, yalanlarından ayırma mesuliyeti taşıyan, bu millete gerçeği bütün çıplaklığı ile ortaya koyma mesuliyetini taşıyan bu büyük hareket, ister meclis çatısı altında olsun, ister dışında olsun yine milletten güç alarak vazifesini yapacaktır.
Türkiye’yi bölen, parçalayan anlayışların karşısına birleştiren, bir araya getiren siyaseti Türkiye’nin önüne bir tercih olarak sunabilmemiz gerekmektedir.
Zihinlerin her geçen gün dağıtılmaya çalışıldığı, kendi düşüncelerinin dışında hiçbir düşüncenin berrak hale gelmemesi için çaba sarf edildiği bir dönemde, önce kendi zihinlerimizi berrak hale getirmek durumundayız.
Bunu yapabilmenin yolu bu büyük misyonun hedeflerine ve ideallerine kilitlenmesinden geçmektedir. Bugün Türkiye’nin tarihini ve coğrafyasını, anlamını iyi bilmeyenlerin, Türkiye’nin dış politikasını, adeta iktidarın dış ilişkileri noktasına getirenlerin Türkiye’yi düşürdüğü hal ortadır. İşte buna cevap üretmek için yollardayız.
İktidar olmadan evvel demokrasiden bahsedenlerin, kurumların başına kendi adamlarını getirdiklerinde, sistemin efendisi olduklarında başka kaygılarının olmadığını gördük. Kendi önceliklerinin dışında hiçbir öncelikleri yoktur. Türkiye bugün tartışmayan, siyah sessizlik halinin hakim olduğu bir iklim içerisindedir. Demokrasiyi tam anlamıyla icra edebilecek bir sistemi kurmak durumundayız. Bu büyük tecrübenin bize bıraktığı mirasla beraber söyleyecek sözümüz var. Onun için bu yolu benimsedik, pozitif siyaseti Türkiye’nin önüne koyma gayreti içerisindeyiz.
Bugün, ‘kurucu unsur oluyoruz’ diyerek çıkılan yolların Türkiye’nin birliğini, kendi içindeki bir takım fay hatlarını tetikleyebildiğini birileri görmüyor. Birilerinin oyununda ‘ara eleman’ olarak yürüyebilme imkanımız yoktur.
O nedenle; aklıselimi koruyacak, aklıselimin adı, makul insanların sesi olmuş Demokrat Parti olarak varlığımızı sürdüreceğiz. Milletin önüne gönül rahatlığı ile oy verebileceği, kendisini bulabileceği bir siyaseti hep beraber dönüştüreceğiz. Bunu geçmişte yaptık bugün de yapacak gücümüz vardır.
En büyük gücümüz, bu hizmetleri icra etmiş insanlardır. Bakanlarımızla, milletvekillerimizle varlık koyan insanlarımızın faziletlerini hiç kimse sorgulayamaz. Biz de hiç kimseye onların faziletlerini sorgulatmayız.
Birilerinin yaptığı gibi ne AKP’ye rağmen AKP’cilik yapacağız ne de CHP’ye rağmen CHP’cilik yapacağız. Kendi menfaatlerini hakikat zannederek millete yutturmak isteyenlere, birliğimizle cevap vereceğiz.
Bugün kazananlarla beraber olarak, namussuzlarla kazanmayı tercih edenlere karşı, namuslu insanlarla kaybetmeyi göze alarak çalışacağız.
Gittiğimiz her yerde gördüğümüz şudur: Milletimizin bizi beklediği ortadadır. Milletimizle kucaklaşmak adına her ne varsa bunu yapmamız gerekiyor.
İnsanlar gibi kurumlar da zaman zaman zafiyet içine düşer. Türkiye’nin iki köklü siyasi hareketinden biri olarak, bugün her şeye rağmen varlık irademizi koruyorsak, bu cendere içerisinden hep beraber çıkabilmeliyiz. Biz var olmadığımız müddetçe, biz gücümüzü bir noktaya teksif etmediğimiz müddetçe birilerinin bize ‘hayır’ okumasını beklemek abesle iştigaldir.
Bu partinin konuşulacak meseleleri vardır. Konuşulacak meseleleri kendi meşru zemininde konuşmak haktır, işte bunun için buradayız.
Sırtınızı dayadığınız bu büyük mirasın, hepinize tevdi edilen sorumlulukla beraber icaplarını yapmanın telaşı içerisindeyiz.
Büyüklerimiz bunları yaptı, inşallah biz de gereğini yapmak için yollarda olacağız, hep beraber olacağız. Geçmişimizin kıymetini bilmek durumundayız. Övünç vesilesi yaptığımız geçmişimizden, yarınlara dair bir ümit kaynağı çıkarabilmek, başta ben olmak üzere bu sorumluluğu taşıyan arkadaşlarımla beraber sizlerin ve bizlerin boynunun borcudur.
Ali Paşa, ‘Tenkitten ancak hatalarını düzeltmek istemeyen yöneticiler, iktidarlar korkar’ diyor. Bu prensibi düstur edinerek, samimiyetle ve üslubu dahilinde yapılan her tenkide cevap vermek, başta ben olmak üzere bu yapının sorumluluğu içerisindedir.
Bugünümüzü iyi değerlendirmek durumundayız. Bunları iyi yapalım ki, geleceğe sağlıklı bir şekilde yol alabilelim. Bu nedenle bir var olma, yok olma çizgisinden çıkarak bu cumhuriyeti kuranların bize bahşettiği bu coğrafyada yine bugün her zamankinden çok daha fazla mesuliyetimizin olduğunu biliyorum. Değerli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in ifadesi ile, ‘doğruluğu ispat edilmiş bir çizginin’ müttefikleri olarak, bütün fikriyatı ile canlı duran bir siyasi misyona sahibiz.
Kurucu irademizin ve kurucu felsefemizin koyduğu ideallere, prensiplere sonuna kadar sadakat göstereceğiz.
Mesuliyetimizin bilinci içerisinde bu yollardan yürüyeceğiz. Bu davanın sahiplerinin işi hiçbir zaman kolay olmamıştır. Bugün de kolay değildir. Ama doğru yolda yürüyenlerin, görünmez orduları vardır. O görünmez ordularımızla birleştiğimiz takdirde bu kaynağı temiz çizginin milletle buluşabilme kabiliyeti her zaman olmuştur, bugün de vardır.
Büyük bir davanın mensubu olarak, hiçbir kaygı taşımadan bu yolda elbirliği ile yürümek durumundayız.
İşte bugün Ortadoğu coğrafyasında, şah olmak adına çıktıkları yolda hesaplanmamış, ülkenin gerçeklerinden kopuk, amaçlarına uygun araçları ortaya koymayanların, bu ülkeyi ve bu milleti bir takım işlerin içerisine düşürdüğü ortadadır. Türkiye’nin bütünlüğünü anlayamayanların bunu kavrama imkanı yoktur.’’
İl Divanı toplantısında Demokrat Parti’ye yeni üye olarak katılanlara rozetlerini, Genel Başkan Gültekin Uysal taktı.
Editör: Haber Merkezi