"Sahura Mutlaka Kalkılmalı; İftarda Hafif Yemekler Olmalı"

Bu salı gecesi, ilk sahura kalkacak, çarşamba gününü de oruçlu geçirerek Ramazan Ayına başlamış olacağız. Sadece inancımızda değil sosyal yaşantımızda da büyük yer tutan ve 7'den 70'e hepimizin saygı gösterdiği Ramazan Ayı ruhumuzun, kalbimizin huzurla nefes aldığı bir dönem olduğu kadar aynı zamanda vücudumuzun yeme-içmeye uzak duruşu yani perhiz ile dinlendiği de bir aydır.

Ramazan Ayı, oruç ile bizlere şifâ olsa da eğer dikkat edilmezse bazı sağlık sorunlarına da yol açacağını unutmamamız gerekiyor. Özellikle son yıllarda, yaz aylarının aşırı sıcak günlerine gelmesi, Ramazan Ayında bazı hususlara daha çok özen göstermeyi gerekli kılıyor.

Bu noktada iki şeyi önemsememiz lazım: sahura kalkmak ve iftar sofrasını hafif yemeklerle hazırlamak...

Ramazan Ayının belki en önemli öğünü sahurdur. Sahura mutlaka kalkmaya çalışmalı ve yemek olarak kalsiyum içeren süt, yoğurt, peynir gibi gıdalarla desteklenmiş hafif bir kahvaltı yapılmalıdır. Eğer erken acıkma sorunumuz varsa nohut, bulgur pilavı, mercimek gibi bakliyatları da tüketebiliriz. Aşırı sıcakları düşündüğümüzde ise sahurda kesinlikle aşırı yağlı ve tuzlu, unlu yemekler yememeliyiz.

Vücudun su dengesini korumak için, susama hissi duyulmasa bile iftar ve sahur arasında sık sık en az 2-2,5 lt (yaklaşık 12-14 su bardağı) su içilmelidir. İçildikten sonra susuzluğa neden olan gazlı içecekler yerine ayran, meyve suyu, maden suyu gibi doğal sıvıları tercih etmeliyiz.

İftar yemeklerinde ise yine aşırı yağlı yemeklerden uzak durmalı; yemeğe çorba ile başlayarak büyük bir porsiyon yerine az yemekle idare edip 1-2 saat sonra tekrar yemek alabiliriz. Tatlı olarak sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlıları gibi hafif tatlılar tercih edilmelidir.

Ramazan Ayında özellikle iftarlarda aşırı ve hızlı yemek yenilmesi, ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkaran başlıca hatalara bir örnektir.

Yine iftar sofralarımızda, her güne farklı bir gıda almaya çalışmalıyız. Et, balık, kuru bakliyat, sebze gibi gıdaları haftanın günlerine dağıtarak dengeli beslenmeye özen göstermeliyiz. Izgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli; kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır.

İftardan sonra fiziksel aktivitede bulunarak hem sindirimimize yardımcı olmalı, hem de gün boyu yavaşlayan metabolizmamızın normale gelmesini sağlamalıyız.

Ayrıca oruç tutmak kronik rahatsızlığı olmayan sağlıklı insanların metabolizmasında çok önemli değişikliklere yol açmıyor olsa da eğer ki şeker hastalığı, karaciğer yetmezliği gibi kronik hastalıklarımız ya da hamilelik ve emziklilik gibi özel durumlarımız varsa o zaman uzman hekime danışılmadan oruç tutulmamalıdır. Çünkü bu tür kronik rahatsızlıkları olanların, bedenlerine aşırı yüklenmesi, kalıcı ve ağır hasarlara yol açabilir.

Ramazan Ayı öncesinde hemen hepimiz 3 ana öğün yemek yiyoruz. Vücudumuz Ramazan Ayındaki 2 öğüne alışıncaya kadar iftardan 1-1,5 saat sonra hafif yiyeceklerle bir öğün daha yiyebilir, 3 öğünü tamamlamış oluruz.

Ramazan Ayının hepimize hayırlar, güzellikler getirmesini temenni ediyor; başta sağlık camiamız olmak üzere bütün halkımızın sağlıklı, huzurlu bir Ramazan Ayı geçirmesi dileklerimle vatandaşlarımızın Ramazan Ayını tebrik ediyorum.

Uzm. Dr. Serhat Korkmaz

Sağlık Müdürü

Editör: Haber Merkezi