RÜYAMI GERÇEK Mİ?

Beni tanıyanlar tanır ama tanımayanlara sözüm yok, ben bile kendimi tanımakta zorluk çekiyorum nedeni ise: İlkokul mezunu birisi araştırmacı gazeteci yazar olması hatta yıllarca Dinar DOST FM radyosunda haber ve programlar sunan birisi olarak bu yaptıklarım acaba bir rüyamı yoksa gerçek mi diye bunu defalarca kendime sordum hala gerçek olduğuna inanamıyorum desem yalan söylemiş olmam ama gerçek…

Yazdığım köşe yazılarımın ana başlığını gece rüyamda gördüğümü söylesem inanırmısınız?

Herkesin farklı bir gecesi vardır kimilerinin başı yastığa varmadan 8-10 saat deliksiz bir uyku uyur kimileride benim gibi kafasının içerisinde kuyrukları bir birine değmeyen tilkilerin dolaşması nedeniyle gecesinin büyük bir bölümü rüya ile geçer, kimileri gördüğü rüyayı yorumlamak bile aklına gelmezken ben rüyayı görünce hemen uyanır gördüğüm rüyayı yorumlarım yorumun içerisinden o günkü köşe yazımın başlığını oluşturur saat gecenin kaçı olursa olsun kalkar hemen bilgisayarımın başına geçerim ilk iş olarak rüyamda gördüğüm rüya yazımın başlığını yazar tekrar yatarım…gözüme uyku girmez gözümü tavana dikerim; ne yapsam da bu gece rüyada gördüğüm yazı başlığının içerisini doldursam diye, hemen aklıma birkaç kelime gelir yataktan fırlar kalkarım aklıma gelen ve yazımın başlığına uygun olan o birkaç satırı yazar tekrar yatarım, hani derler ya insanın aklına bazı şeyler gece yatarken gelirmiş benimki de böyle bir şey…

Benim yazarlılığım böyle bir şey; dedim ya beni bilen bilir bilmeyenlere sözüm yok demiştim ya “ bilenler benim ilkokul mezunu olduğumu bilirler” bilmeyenler Hilmi bey hangi yüksekokulda okudu acaba diye de mutlaka akıllarına gelmiştir…

395 sayfadan oluşan ilk kitabımı 1990 yıllarında rahmetli Ecevitin kırık kollu bir daktilosu vardı ya benimde silindiri elle çevrilen bir daktilom vardı yazılarımı bu daktilo ile yazardım…

daktilo ile yazı yazmak hele bir de yazacağınız yazı haber niteliğinde olursa yazının sonuna doğru geldiğinizde aklınıza bir kelime veya cümle gelirse onu ilgili satıra yerleştirmeniz çok zordur, daktilodan kağıdı çıkarır yeni bir kağıt takardım buda yazımı tamamlamak için saatlerimi hatta haftalarımı alırdı…

Benden önce bilgisayar sahibi olan araştırmacı yazar meslektaşım Ayhan Kalkan benim ilk kitabımın düzenlenmesini yapmış ve basım haline getirmişti, bu nedenle kendisine teşekkür ediyorum…

Şimdi artık benimde bir bilgisayarım var çok rahat yazılarımı yazabiliyorum öyle bir araya söz veya kelime giderecekse çok kolay fareyle tıklıyorum araya koyacağım cümle ve kelime saniyeler içerisinde kağıdı değiştirmeden hallediyorum…

Bugüne kadar yazmış olduğum 5 kitabım ama beni sevenler ama okumayı sevenler, ama Dinar’ın geçmişten bu güne nasıl gelindiğini okuyarak sevenler bana onur ve gurur veriyor, elbette sevmeyen olacaktır hatta kıskananlar bile olacaktır bunlar bizim düşünce zenginliğimizdendir…18.Haziran.2020