Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü Neden Kapatıldı?

Satmakla bitmiyor ne zengin ülkeymişiz zamanın bakanın dediği gibi parayı veren düdüğü çalar demişti, düdüğü çalmaya hala devam ediyorsunuz düdüğün sesini duyan geliyor elimizde ne varsa alıp götürüyorlar…

Satmak kolay Satılanların yerine yenilerini yapında sizi alkışlayalım:

Dün bedelsiz aşı verdiklerimizden bugün paramızla aşı almak için sıraya giriyoruz…

Şimdi sizlerle birlikte yılların derinliklerine bir yolculuk yapalım bakalım biz neyimişiz bugün ne olduk…

1928 yılında kanunla kurulan Refik Saydan hıfzıssıhha enstitüsü kurulmuş, burada çağın hastalığı olan Verem ve Sıtma hastalıkları için bizim ilim ve bilim adamlarımız aşı üretmişler…

O yıllarda Verem ve Sıtma hastalığı bizde olduğu gibi bütün dünyada bu iki hastalıktan rahatsız olmuşlar, bizim ürettiğimiz verem aşıları bütün dünya devletlerine ücretsiz olarak gönderilmiş…

Benim yaşımda olanlar çok iyi bilirler eski yıllarda çağın hastalığı olan sıtma ve verem hastalıkları Dinarda da vardı bu nedenle her il ve ilçelerde olduğu gibi ilçemiz Dinarda da hem verem savaş dispanseri hem de sıtmayla mücadele derneği vardı “ ben verem savaş dispanserinde 12 yıl yöneticilik yaptım…”

Hıfzıssıhha enstitüsünün ürettiği ilaçlarla bu her iki hastalıkta tarihin derinliklerine gömüldü Dinardaki bu iki dernekte kapatıldı…

Şimdi şunu sormak lazım:

Bu enstitüyü 2011 yılında neden kapattınız; o günün sağlık bakanı Recep Akdağ’a soruyorum neden kapattığınızı çıkın bunu halkın karşısında açıklayın…

Bu günün hastalığı olan korona virüs sadece bizim ülkemizi değil tıpkı verem hastalığı gibi bütün dünyayı kasıp kavuruyor, Hükümetin sırtına yükmüş gibi Refik Saydan hıfzıssıhha enstitüsünü kapatmamış olsaydınız bu gün bizim ilim ve bilim adamlarımız korona virüs aşısını çoktan bulup üreteceklerdi, biz aşı üretenlere avcımızı açmayacaktık onlar aşı almak için bizim kapımızı çalacaklardı…

Şimdi paramızla dışardan korona virüs hastalığına karşı aşı almak için sıraya giriyoruz, bugün korona virüs aşısı üreten ülkeler geçmişi bir hatırlasalar biz onlara bedava verem aşısı verdik şimdi ise onlar bize paramızla korona virüs aşısı satmaya çalışıyorlar…

Artık dünya eski dünya değil yenidünyanın getirdikleri Napolyon un dediği gibi para, para paran varsa kapılar açık yoksa sıraya gir…

Biz satmayı seven bir devletiz:

Satmak çok kolay zamanın bakanın dediği gibi parayı veren düdüğü çalar demişti, o düdüğü hala çalmaya devam ediyorsunuz

Düdüğünüzün sesi o kadar kuvvetli çıkıyor ki duyan geliyor Zamanla ne kadar yerler yapmışız ki satmayla bitiremiyorsunuz, satın babalar gibi satın bakalım nereye kadar satacaksınız…

Sattıklarınızın yerine bir tane yenisini yapında sizi alkışlayalım…

Saygılarımla