Pazarlama Taktiği

Sevgili dostlar merhaba, sağlık dileklerim kuş olsun, üzerinize konsun ve hiç uçmasın…

Bugünkü yazımızda biraz entelektüel bir yazı kaleme alacağız,

Hem düşündürecek hem de güldürecek!

İktisat derslerinde öğretilir,

Pazarlama nasıl olmalıdır?

Daha fazla ürün satabilmek için nasıl bir taktik izlenmelidir?

Genel kural; Ya ihtiyaç olanı satacaksın, ya da ihtiyaç yaratacaksın!

İhtiyaç olanı herkes alır, ancak satanı da çoktur, rekabet vardır…

O zaman ihtiyaç yaratarak pazarın tek hakimi olacaksın…

Sevgili dostlar, yaşamımız boyunca hırslarımızın sonuna hiçbir zaman erişemeyiz,

Gökkuşağı gibidirler, biz tam ulaştık derken, onlar kaybolup giderler…

Bizim hırsımızı kullanarak kendi hırsına kavuşanlar var mıdır?

Vardır elbet…

Pazarlamacılar, tüccarlar!

Gece vakti kasabanın kahvesine yabancı bir adam girer,

Hoş geldin, nerden geldin? Nereye gidersin?

Karnın aç mı? Sırtın pak mı?

Hasbihal faslı bittikten sonra koyu bir sohbete başlarlar,

Gelen adam adeta laf cambazıdır,

Herkes onu dinlemeye başlar…

Gece geç saatte tamda kahvenin dağılacağı zaman patlatır bombayı,

Ya sizin şu kasabanın hemen yanındaki dağ var ya,

Evet var…

İşte o dağın arka yamacında altın küpler olabilirmiş,

Ben bir altın haritacısından öğrendim, buraya onun için geldim…

Kahvedeki herkesin gözü çakmak gibi dönmeye başlamış…

Sabah olsa da erkenden gidip kazmaya başlasak diye…

Kazmasını, küreğini kapan kasabalı sabahın köründe dağın yamacına koşmuş…

Başlamışlar kazmaya,

Orayı kaz, burayı kaz,

Altın yok!

Kocaman dağ, nasıl bulacaksın altın küpünü!

Tam o sırada altın arama radarı satanlar kasabaya doluvermiş,

Radar alana yanında define haritası bedava…

Kapış-kapış almışlar,

Bütün kasabalı hem altın arama radarı almış hem de define haritası…

Günlerce kazmışlar, ne radar işe yaramış, ne de harita…

Zaten altında yokmuş…

Sevgili dostlar, insanları en çok gerçeğin nasıl olduğu değil nasıl göründüğü etkilermiş…

İhtiyaç olanı daha hızlı satabilmek için yaygara kopardılar…

Korkuttular!

Daha önceden kurguladıkları görüntüleri servis ettiler, insanlar birbirini ezercesine marketlere koştu…

Bitti, bitiyor… Geldi, gelmiyor…

Aldın, aldın…

Almadın galdın…

Bastılar yaygarayı…

Önce sıvı yağ üzerinde oynandı bu oyun,

Şimdi al, yoksa bulamazsın…

Herkes marketlere koştu, 8-9 aylık kullanacağı sıvı yağı ihtiyacı olmadığı halde aldı…

Tabi böyle olunca da fiyatlar tavan yaptı, zaten yaygaracıların hedefi de buydu…

Şimdi hepimizin evinde 30’ar, 40’ar litre sıvı yağ var…

Bugünlerde aynı oyun şekerde oynanıyor,

Yarın sıra una gelecek, sonra başka bir temel gıdaya…

Efendim ne yapalım…

Valla yapacak bir şey yok,

Biz hep böyle hırslı oldukça, gerçeğin nasıl olduğuna değil de görüntüye baktıkça bunu kullananlar olacaktır elbet…

Kalın sağlıcakla….