PASTIRMALI İFTAR!..

Bilindiği gibi “Oruç”, her şeyden önce Allah’a itaat ve ibadettir.

Oruç, yalnız Allah içindir. Sabrı öğretir. Oruçlu insan zaman zaman fakirlerin katlandıkları zorluklara tahammül göstererek onlar gibi yaşar ve onların sıkıntılarını kavrar.

Hal böyleyken, görünen o ki; bazı kişiler ramazanı yanlış anlıyor.

Bizde, her ne hikmetse ramazan denince akla hemen yeme- içme geliyor.

Gazetelerde boy boy yemek tarifleri çıkıyor.

Sanki inadına yapar gibi, sanki her zaman yenilirmiş gibi sucuk ve pastırmadan bahsediliyor.

Fakirlerin oruç tutmadıkları zaman bile yiyemedikleri yiyecekleri, hem de oruç tuttukları sırada sergilemek hem ayıp, hem de günahtır.

Bir diğer husus da, tokun toku ağırlaması…

Karnı tok olan kimseler, yine karnı tok olanlara en lüks otellerde, lokantalarda toplu iftar yemekleri veriyorlar. Bunların bir kısmı zaten oruç tutmuyor, ama iftarda oruçlu numarası yapıyor.

Bakın, eski bir Diyanet İşleri  Başkanı bu hususta ne demişti:

“…LÜKS OTELLERDE İFTAR YEMEKLERİ VEREREK YOKSULLARI UNUTAN İNSANLAR, BU AYIN MANA VE ÖNEMİNİ İDRAK EDEMEMİŞ İNSANLARDIR. ZENGİNLER İFTAR SOFRALARINA KENDİLERİ GİBİ ZENGİN OLANLARI DEĞİL DE, BÖYLE LÜKS SOFRALARI GÖRMEMİŞ FAKİRLERİ DAVET ETMELİDİRLER.”

Bunun adı, dinin gösterişe alet edilmesi değil mi?

Bu durum,  oruç tutmanın mantığına aykırı değil mi?

Oruç, insanın Allah’ına itaat ve teslimiyet ile bağlandığı ve bu sayede azim ve iradesinin güçlendiği bir ibadettir.

Oruç, Allah’ın ihsan ettiği nimet ve faziletleri tercih ederek, bedeni arzuları yenmek ve nefsi baskılara tahammül etmek demektir.

Orucun asıl ve esas gayesi insanoğluna, nefsi ve bedeni arzularını yendirerek irade ve şahsiyetini güçlendirmek ve böylece ahrette takdir olunan nimetlere onu ulaştırmaktır.

Oruç, riya ve gösterişi olmayan tek ibadettir.

Ve “Oruç”, Allah rızası için tutulur.

Gazetecilerin ve televizyon kameralarının önünde, lüks otel ve lokantalarda, şov niyetine yapılan, gösterişli,  tokun toku ağırladığı iftar yemeklerinin reklamını yapmak ne derece doğrudur?

Öte yandan:

Fakir-fukaraya yapılan yardımların, fakir fukaranın resimlerini de koyarak medyaya servis etmekle yapılan o hayır yerine gelir mi?

Afyon’un eski belediye başkanı rahmetli Sami Öznur vardı…

Emekliliğindeki bütün mesaisini, gerçek ihtiyaç sahiplerini bulmak, onların sıkıntılarına çözüm bulmaya uğraşırdı…

Birlikte çok anılarımız var. O tarihte bizim şirketin genel müdürü Osman Akalın’a listeyi verir ve yardımcı olmamızı isterdi. Bizde elimizden geldiğince hiç görmediğimiz, kim olduklarını bilmediğimiz yoksullara Allah rızası için, rahmetli Sami Abi’nin de, tavassutuyla yardım ederdik…

Veren el, alan eli görmezdi…

Rahmet andığım nur içinde yatsın Sami Abi, Ramazan Ayı’nda bir lokanta ile anlaşır ve orada iftar verirdik. Kimin gelip iftar açtığını da bilmezdik…

Şimdi, bakıyoruz; bazı kişiler bu yardımları reklam olarak yapıyor, eksikleri ramazan davulu çaldırmamaları.. 

Üstüne alınanlar, ders alsın istedim..