P E R İ Ş A N

Avrupada yaşayan Ahmet ile
Türkiye’de yaşayan Mehmed'in siir atışması​

AHMET (1)​
Fakir fukara kömürsüz odunsuz ​
Yaz ortasında aç urbasız donsuz ​Teknesi hamursuz çuvalı unsuz​
Ekmeksiz kalan yoksullar perişan​
**​
MEHMET (1)​
Besledi seni Avrupa dediğin​
Beslemedi diyen diller perişan​
Her şey haramsa ya senin yediğin​
Haram alan yiyen kullar perişan​
**​
AHMET (2)​
Pavyonlar da gezer bar da gezersin​​
Bizi beğenmezsin dudak büzersin​​
Sen bizleri bu halinle üzersin​​
Seksen bir vilayet iller perişan​
**​​
MEHMET (2)​
Paranın faiziyle hacca gidersin​
Kadın kız farketmez kaş göz edersin​
Hoşuna gitmeyene kafir dersin​
Kötüye dolaşan diller perişan​
**​
AHMET (3)​
Yoksulun donar baş ucunda sular ​
Buz tutar da tutmaz olur uykular ​Gencecik fidanlar dalında solar​
Bülbül feryad eder güller perişan​
**​
MEHMET (3)​
Merhem diye kül sürersin yaraya​
Beyaz diye sarılırsın karaya​
Dizilir umutlar girer sıraya​
Umut bağladığın yollar perişan​
**
AHMET (4)​
Su olmazsa kurur gider ovalar​
Nice zorlukla yapılır yuvalar​
Boşanmak için açılır davalar​
Yuvasız kuşların dullar perişan​
**​
MEHMET (4)​
Boyamışlar saçlarını sarıya​​
Benzemişler Helga denen karıya​​
Gömlek etek olmuş yarı yarıya​​
Bu hava da esen yeller perişan​
**​
AHMET (5)​
Egolar yükseliyor her bir fertte ​
Elde telefon herkes internette​
Babanın evladıyla başı dertte​
Omuzunda giden sallar perişan​
**​
MEHMET (5)​
Kör olası yokluk olur sözlerin​
Yokluktan hiç görmez olur gözlerin​
Ağarır saçların tutmaz dizlerin​
Tutunduğun ağaçlar dallar perişan​
**​
AHMET (6)​
Unutma hiç teyze ile halayı​​
Düğüne git düğünde çek halayı​​
Sokak ortasına durup balayı​​
Kucaklaşıp saran beller perişan​
**​
MEHMET (6)​
Küçüktür kızlar bak hele yaşına​​
Hiç karışmam kirpik ile kaşına​
Gece karanlıkta yalnız başına​​
​Sokak da gezen gafiller perişan​
**​
ŞAİR Ebuzer ÖZKAN