Kuzum Asım..

Mektuplar bazen adres şaşırır.

Yanlışlıkla bize gelen bir mektubu yayınlıyoruz:

‘‘Kuzum Asım..

Geçen gün seçim bürosunda şarkı söylüyordun…

Alt tarafta hasretle seni dinledim…

“Saçlarım tarumar gözlerimde nem...

Ateşe benzerdim küle döndüm...” diyordun…

Ne oldu sana evladım?

Sana yanlış söyletenler kim?

Vebal mi aldın?

Belki ‘‘Akıl hocalarımın söylettiği yanlışlar teee oralara kadar ulaştı mı?’’ diyebilirsin...

Ulaştı evladım...

Başağaç çeşmesinde sebze satan 2-3 kişinin ekmeğine engel olacak belediye başkanı mı, be evladım..

Kusralıların yolda patates satışını azaltacak otoban yapılmasın da, Sandıklı belediye başkanının ne ilgisi var be aslan torunum?

Yeni güzergah toz içinde patatesli ekmek satıcılarının işini azaltacakmış.. Güzergahı belirleyen belediye başkanı mı, be yavrum?

Bak evladım, Sandıklı Belediyesi Büyükşehir Belediyesi değil ve asla olamaz.. Belediye köylere yol,su, elektrik, çöp gibi hizmetleri veriyor mu? Köylerle ilgili birim iGM’dir.. Otoban güzergahına müdahale edebilecek olanlarda eğer güçleri yetecekse milletvekilleridir..

Sana yanlış yaptırıyor, mantık dışı konuşturuyorlar evladım..

Koltuğa, otoban güzergahını tercih etti, dedin.. “Koltuk istemiyorum, otobanı Sandıklı’dan geçirin” deseydi, otoban Sandıklı’dan geçer miydi be kuzum? Bu eleştirine kargalar bile güldü evladım..

Bu boş konularla belediye başkanını eleştireceğine, ilçenin birlik beraberlik içinde hareket etmesi gerektiğini ve meclise Sandıklı’yı temsil edecek bir milletvekili gönderememenin büyük kayıp olduğundan bahsetseydin, biz de buradan alkışlardık seni be çocuğum..

Dün öğretmenin Ahmet Bey’le karşılaştım...

Senin konuşmanı dinlemiş..

“Senin toruna, hastaneye doktor tayin ettirmenin belediye başkanıyla ilgisi olmadığını, siyasi iradenin görevi olduğunu söylememişler mi?” dedi..

Ben de ona senin çocukken 2 kere 2 nin 4 etmediğini nasıl formüle etiğini anlattım, gülüştük...

Kamil Bey’de burada...

Zebanilere ‘‘Mevlüt’ün Kazık atma” modelini anlatırken karşılaştık...

Senin, etrafındaki lüzumsuz kişilerin tesiri altında kaldığını “Ahiret” gazetesinde okumuş, çok üzülmüş, ‘‘Büyük hata yapıyor’’ dedi...

Oysa, ben sana “yüzüne her gülenin dost olmadığını” öğütlemiştim evladım…

Ninen sana bir takke ördü...

Ortası iğne dantelli, tam ortada ağzı açık bir kuş var, bayılacaksın...

İnşallah fırsat bulup Umre ziyaretine gider, orada giyersin çocuğum...

Kuzum Asım..

“Kaldırımları düzeltip esnafın iş yapmasını sağlayacağım” dedin..

Yanlış üstüne yanlış..

Bütün piyasada durgunluk var, işlerin kesat olmasının kaldırımla ne ilgisi var be çocuğum..

Hata üstüne hata yapıyorsan, evladım..

Emminim kayını ‘‘Bu çocuk neden bu kadar değişti? Neden Mevlüdü, Ziyayı kendine kılavuz kabul etti? diye sitem etti..

Uzun zamandır ziyaretime gelmiyorsun, dertleşemiyoruz be kuzum..

Aman evladım, kimsenin vebalini alma, boş konuşma..

Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin, be kuzum.

Büyük Deden”